Emre Belözoğlu, ‘‘İçinden geldiği gibi davranır, olduğu gibidir. Kolay bir insan değildir ama tanıdıkça çok seversiniz’’ dediği Fenerbahçe eski başkanı Aziz Yıldırım’ın birkaç kez kendisini odadan kovduğunu söyledi.
Abone olMedipol Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, NTV'de "Kırılma Anı" programına konuk oldu ve çarpıcı açıklamalarda bulundu. Emre Belözoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
"Volkan'da geri adım olmaz"
Volkan farklı bir karakterdir. Volkan'da geri adım olmaz. Kavga edeceksen de orada olur (gülerek). Volkan ile tartışmalarımız da olmuştur, içinden geldiği gibi davranıyor. Beni de Volkan'ı da Fenerbahçe taraftarları bir yere koydu.
"Aziz başkan beni odasından kovdu"
Aziz Başkan, içinden geldiği gibi davranan biriydi. Çok tartıştığımız bana kızdığı anlar oldu. Fenerbahçe için çok sıkıntılar çekmiş, en büyük sıkıntısını yaşamış kişidir. Fenerbahçeli duruşuyla herkesin gönlünde taht kurmuş biridir. Kolay bir insan değildir. Beni birkaç kez odasından kovdu. Ama hep iyi anılarla hatırlıyorum. Öyle kalacak.
"Çok büyük futbolcularla oynadım"
Çok büyük futbolcularla oynadım. O kadar iyi oyuncularla oynadım ki. Fenerbahçe ve Galatasaray'da o kadar çok isimlerle oynadım ki... Bir tane oyuncuya indirgeyemem bunu.
2013-14 kadrosu çok iyi bir kadroydu. 2010-11 çok sıkıntıların olduğu bir dönemin kadrosuydu. Malatya'ya elendik, Antalya'ya gittik. Üst üste maçlar kazandık. 2013-14 kadrosu olgunlaşmış, ligi bilen bir takımdı. 2013-14, Türkiye Ligi'ne daha uygun bir takımdı.
"Aykut Kocaman'ı ağlarken görünce ben de ağladım"
Aykut Kocaman ile karşılıklı ağlayarak anlaştık. Aykut Kocaman'ın ağladığını gördünüz mü? O anı hatırlıyorum. Onun ağladığını görünce ben de ağlamıştım. Çok değerli bir adamdır. Her zaman gönlümde farklı bir yeri olacaktır.
"Fenerbahçe'de sabırsızlık problemi var"
Fenerbahçe'de içeriyi iyi biliyorum. Genlerini, gücünü çok iyi biliyorum. Bir kitap daha okumama gerek yok bunla ilgili. Ne yazık ki sabırsızlık problemi var. Hemen başarıyı elde etme isteği var. 2015'te ilk ayrılma sürecim vardı. 2015'te önemli oyuncuların gönderilmesi hataydı. Bir kulübün bir hafızası olmalıdır. Teknik adam ve sportif direktör üzerinden gideceksiniz.
Göksel Gümüşdağ oradaydı. Fenerbahçe'de 34 yaşındaydım. Çok da iyi bir sezon geçirmiştim. 20 gole direkt katkı vermiştim. Belki de hayırlısı böyleydi. Ben çok üzülmüştüm. Başakşehir'e gitmeyi eklemiyordum açıkçası. Yaşandı.
Sonrasında futbolu bırakma kararı aldım ben aslında. Sonra bir gün, yattım, kalktım. Bir daha uyudum. 3 gün böyle devam etti. Sonra tam kapıdan çıkarken nereye gidiyorsun dedi eşim. Ben galiba bırakamayacağım futbolu dedim.
"Gönderildiğimi televizyondan öğrendim"
Aziz Yıldırım, 'Bir tek sen kalacaksın. Arkadaşların gidecek' demişti. Ben de 'Keşke mektupla göndermeseydiniz' dedim. Ben gönderildiğimi televizyondan öğrendim.
Bizim Fenerbahçe'ye karşı gönlümüz kırılmaz. Fenerbahçe bizi üzmedi. Bilakis bizi hep mutlu etti. Orada olmak çok ama çok büyük bir mutluluktu. Ayrılıkta süreçlerin yönetilmesi değerli ve önemlidir.
Ama ayrılık sürecinde samimi olarak söylüyorum, ben Can abi ya da Lefter olmadım. Olamam. Eski insanlar çok daha farklı insanlardı. Bizler başka bir jenerasyonuz. Başka mücadeleler verdik. Belki bizden sonra gelecek insanlar da bizi böyle yad edecek.
En büyük pişmanlığım İnter'den ayrılmak
Galatasaray ile UEFA Kupası'nı kazanmam en büyük başarı.
Altyapım Galatasaray'dı. Fenerbahçe'de insanların da sizi böyle sevmesi özel bir duygudur. Üstünde bir duygu yok. Fenerbahçeli olmak bu duyguyu hissetmektir. Paha biçilemez bir duygu. En büyük pişmanlığım Inter'den ayrılmam diyebilirim.
"Statta tekme yedim kahkaha attılar"
Statta tekme yedim diye kahkaha attılar. Anneme hakaret eden insanlar vardı. Acı olan şey sahiplendiler. Zokora'yı seven arkadaşı yok. Benim hep kötü insanlarla problemim oldu. Ben orada yerde yatarken Trabzonlular çok mutluydular.
Yediğim tekme benim canımı yakmaz. Canı yakan şey, bu ülkenin evladı Emre mi, yoksa Zokora mı? Benim canımı acıtan bu. Maçkalı bir annenin evladıyım. Babam Kilisli. Annem Trabzonlu.
Bana bu ülkede bir sürü şey yakıştırdılar. Irkçı yakıştırması yaptılar, başka şeyler yazdılar. Bunları konuşmak çok zor. Birçok haksızlığı yaşadım. Ne olursa olsun şöhretin bir bedeli var.