BIST 9.430
DOLAR 34,42
EURO 36,36
ALTIN 2.847,32
HABER /  GÜNCEL

Emel Sayın'dan yenilere gönderme

Muğla Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencilerinin düzenlediği söyleşide konuşan TSM sanatçısı Emel Sayın, herkesin assolist olamayacağını söyledi.

Abone ol

Muğla Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi, TSM sanatçısı Sayın’ın sesi ile çınladı. Sosyoloji Bölümü öğrencilerinin düzenlediği ve gençlerin büyük ilgi gösterdiği söyleşide, Muğla Valisi Hüseyin Aksoy ve Rektör Prof. Dr. Şener Oktik te eşleri ile birlikte hazır bulundu.

Söyleşide unutulmayan şarkılarından bir kaçını da seslendiren Emel sayın, ilk kez böyle bir etkinlikte bulunduğunu belirtirken, “Doğrusu sahneye gelip oturmaya alışkın değilim. Yavaş yavaş bunada alışacağız.” dedi.

Soru-cevap şeklinde gerçekleşen söyleşide, Devlet tarafından “protokol sanatçısı” olarak yurt dışı konserlere “Sarışın olduğu ve batılı imajı vermek istendiği için mi” gönderildiği ile ilgili soruya “Niye ben tercih edildim bilmiyorum. Öyle düşünülmüş bile olsa başarılı olmuş olmalıyım ki, çok ülkeye gönderildim. Bu benim için hep onur oldu.” derken, gazino patronlarının “assolist” yaratıp yaratmadıkları ile ilgili soruya, “Ben böyle bir şey yaşamadım.

Patronlar assolist yaratamazlar. Assolist diye sunulanda o özellikler varsa olur, yoksa kaybolur. Patron tarafından assolist yapılan benim bildiğim bir kişi var, o da Bülent Ersoy. Tesadüfen assolist oldu. Fahrettin beyin gazinosunda çalışan Gönül Alkor ‘gelmiyorum’ demiş, Fahrettin bey de bu kaprise kızıp, gencecik genç Bülent Ersoy’u ‘sen assolistsin’ deyip sahneye çıkarmış. Tabi çıkış o çıkış. Ersoy’da zaten bir şeyler varmış.” dedi.

Bir başka soru üzerine günümüz assolistleri ile zamanının assolistlerini “Eski, yeni sanatçıların hepsi dostum. Çok korkarım. Kimseyi kırmak istemem.” diyerek karşılaştırmak istemeyen sanatçı Sayın şöyle devam etti: “Assolist her istediğini yaptırabilir; patron ile işbirliği içinde olurdu. Masa düzeninden ışık düzenine, mutfaktan sahneye kadar her şeye müdahale edebilirdi. Gazino içinde saygınlığı vardı.

Eğitimi, sesi, dinleyici ile iletişim kurma yeteneği olması gerekir. Bir de fiziği varsa iyi olur. Biz her gün sahneye çıkardık.”
Assolist ile ilgili açıklamasına, “Kimse kravatsız gelmezdi. Çıt çıkmadan dinlenirdik. İzleyici tekrar tekrar geliyorsa, repertuarı değiştirirsiniz. İstenilen şarkıya bilmiyorum diyemezsiniz. Günümüz sanatçılarından bütün bu anlattıklarıma oturan var mı?

Gazinolar bizim toplumumuza uygun eğlence mekanlarıydı. Saygın yerlerdi. Maksim gibi markalaşmış olanlar vardı. Günümüzde aslında assolist yok. Çünkü gazino da kalmadı. Gazinosuz olmaz. Çaba gösteren gençler var.” dedi.

Haber; Beril Çuhadaroğlu
Kaynak: EGE GAZETESİ