Emeklilik fonlarının 10 yıllık getirisi hanehalkı varlıklarının getirisinin yüzde 63 üzerinde gerçekleşti
Abone olTürkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) Başkanı Alp Keler, "Hane halkları bireysel emeklilik sisteminin devrede bulunduğu son 10 yıllık dönemde kümüle getiride kendi başlarına yatırım yaptıklarında elde ettiği getiri yüzde 173 iken, bireysel emeklilik fonları aynı dönemde yüzde 236 oranında, yüzde 63 daha fazla getiri sağlamış durumda" dedi.
Keler, emeklilik fonlarını ve sektörün Türkiye ekonomisine katkısı ve portföy yönetim sektörünün geldiği son noktanın değerlendirildiği basın toplantısında bir sunum gerçekleştirdi.
Türkiye'de porftöy sektörü detaylı olarak incelendiğinde bugün itibariyle sektör varlıklarının 70 milyar Türk Lirası (TL) büyüklüğüne ulaştığını belirten Keler, özellikle 2011 yılından itibaren büyümenin ivmelendiğini kaydetti.
Büyümenin ana kaynağı olarak emeklilik fonlarının gösterilebileceğine dikkati çeken Keler, 2011 yılında 14 milyar TL olan emeklilik fonlarının bugün itibariyle 31 milyar TL'ye ulaştığı bilgisini verdi.
Keler, yatırım fonlarının biraz daha yatay bir seyir izlediğini, özel porftöy yönetiminde de büyümenin devam ettiğini ifade ederek, sektörün büyüme hızının 2023 yılına kadar olan dönemde ortalama yüzde 20 olmasını beklediklerini ve bunun da sektörü 2023 yılında 400 milyar TL'lik bir büyüklüğe ulaştıracağını kaydetti.
Portöy yönetim sektörü olarak şu an itibariyle emeklilik fonları ve yatırım fonları aracılığıyla 7 milyon yatırımcıya hitap ettiklerini dile getiren Keler, şunları söyledi:
"Portföy yönetim sektörü büyüklüğünün GSYH'ya oranı yüzde 4 civarında. Bu rakam Güney Kore, Güney Afrika ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerde yüzde 40'lar seviyesinde. Rekabet içerisinde olan diğer gelişmekte olan ülkelere bakıldığında potansiyelin ne kadar yüksek olduğunu bu istatistik gösteriyor. Sektör olarak hızlı bir büyüme döneminin kapımızda olduğunu düşünüyoruz. Sektörde 42 adet şirket faaliyet göstermektedir. Sektörde yeni regülasyonlar, önemli değişiklikler oluyor. Yeni regülasyonlar ile İstanbul'un finans merkezi olma yolunda önemli adımlar atılıyor. Türkiye ekonomisinin gelişimine katkıda bulunacak önemli adımlar atılıyor. Özellikle sektörün önünün açıldığını düşünüyoruz.
'Son dönemde emeklilik fonları yatırımcılara katma değer yaratıyor mu?' yaptığımız çalışma ile bu soruya cevap aramaya çalıştık. Baz olarak da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yılda iki kez yayınladıkları Finansal İstikrar Raporu'nu aldık. Hane halkı varlıklarının dağılımına bakıldığında 2004 - 2014 yılları arasını kapsayan dönemde Türk yatırımcısının, varlıklarını ağırlık olarak sabit varlıklı yatırımlarda değerlendirildiğini görüyoruz. 2014 Mart ayı raporuna göre hane halkı varlıklarının yüzde 53'ünü TL mevduat, yüzde 28'i döviz mevduat ağırlıklı bulunmakta. Hane halkının bunun dışındaki diğer ürünlere ise sınırlı bir yatırımı söz konusu."
"BES ile yatırımcı alışkanlıklarının da değiştiğini gözlemliyoruz"
Aynı analizi emeklilik fonları için gerçekleştirdiklerini kaydeden Keler, aynı dönemde emeklilik fonlarında ise daha farklı ve geniş varlık sınıflarının olduğunu belirtti.
Bireysel emeklilik sistemi ile yatırımcı alışkanlıklarının da değiştiğinin gözlemlediğini vurgulayan Keler, "Bu sistem yatırımcılara daha çok hisse senedi, daha çok özel sektör tahviline yatırım yapma imkanı sağlıyor. Örneğin, yatırımcıların, yüzde 56 oranında devlet tahvili, yüzde 13 oranında hisse senedi ve yüzde 7 oranında özel sektör tahvili yatırımları yaptığını gözlemliyoruz" dedi.
Varlık dağılımlarının doğru yapılmasının getiriyi belirleyen en önemli etkenlerden biri olduğunu belirten Keler, hane halklarının bireysel emeklilik sisteminin devrede bulunduğu 10 yıllık dönemde kümüle getiride kendi başlarına yatırım yaptıklarında elde ettiği getiri yüzde 173 iken, bireysel emeklilik fonlarının aynı dönemde yüzde 236 oranında, yüzde 63 daha fazla getiri sağladığını söyledi.
Bunun da aslında emeklilik fonlarının uzun vadeli bakış açısı ile getirileri olumlu yönde etkilediğini gösterdiğini aktaran Keler, şunları ifade etti:
"Bu analizin içerisinde devlet katkısı yok. Önümüzdeki 10 yılda yeni bir pencere açılıyor ve daha fazla değer katacağını tahmin ediyoruz. 10 yıllık dönemde yıllar itibariyle bir değerlendirme yapıldığında ise emeklilik fonlarının 10 yılın çoğunda hane halkı tasarruflarının yarattığı getirilerden daha yüksek getiri sağladığını gözlemliyoruz. Bazı yıllarda olumsuz piyasa koşullarında 2008-2011 ve 2013 yılında borsanın düşmesi, faizlerin yükselmesi fonların getirisi konusunda algıyı negatif etkiliyor. Ancak burada özellikle piyasa performansının etkisinin olduğunu söyleyebiliriz.
Burada varlık dağılımı hane halkı yatırımlarından farklı olduğu için emeklilik fonlarının performansı ayrışıyor. Uzun dönemde bu etkinin emeklilik fonları lehine olduğu gözlüyoruz. Emeklilik fonlarının temel prensibi ile de örtüşüyor. Piyasaların performansı ile portföy yöneticisinin performansı bu dönemlerde birbirine karışıyor. Piyasa performansı olumsuz iken portföy yöneticileri performansı olumsuz olarak algılanıyor. Piyasalar çok iyi iken portföy yöneticisinin performansı da iyileşebiliyor. Türkiye'de bu ayrımı net bir şekilde yapmak lazım. TKYD olarak bu çalışmalarla bunların altını çizmek istiyoruz."
"Portföy yöneticileri performansları ile dünya standartlarına göre verilen görevi yerine getirdi"
Portföy yöneticilerinin 10 yıllık dönemdeki performanslarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Keler, uzun dönemde bireysel emeklilik hisse senedi fonlarında portföy yönetim şirketlerinin yüzde 100'ünün kıstasların üzerinde bir performans yakaladığını belirtti.
Kamu iç borçlanma fonlarının yüzde 84'ü, likit fonların yüzde 93'ü, gelir amaçlı esnek fonların yüzde 75'i ve esnek fonların da yüzde 54'ünün kıstasların üzerinde getiri sağladığını anlatan Keler, şunları kaydetti:
"Bu rakamlar şunu gösteriyor. Varlık dağılımı ayrı bir şey portföy yönetiminin performansı ayrı bir şey. Portföy yöneticileri bu performansları ile dünya standartlarına göre verilen görevi yerine getirdiğini gösteriyor. Varlık dağılımı ayrımında Türkiye'de emeklilik fonlarının varlık dağılımı pozitif yönde olduğu için, nominal getirilerde bu dönemde Türkiye birinci, reel getirilerde üçüncü olduğunu gözlemliyoruz. Bu da emeklilik fonlarının varlık dağılımları ile yüksek performans düzeyini ve dünya standartlarındaki potansiyelini gösteriyor. Bireysel emeklilik fonlarının Türkiye ekonomisine katkısına bakıldığında, bireysel emeklilik fonlarına gözümüz gibi bakmalıyız."
"Emeklilik fonları aracılığıyla önümüzdeki dönemde 5-10 milyon arası dolaylı yoldan hisse senedi yatırımcısı oluşacak"
Devlet katkısının sürdürülebilirliği ile ilgili bir soru üzerine Keler, yüzde 25 devlet katkısının sektöre çok önemli bir ivme kattığını ve sektörün önemli bir büyüklüğe ulaşana kadar devlet katkısının aynı oranda devam etmesini beklediklerini söyledi.
Buradaki sürenin uzayacağını düşündüklerini belirten Keler, "Şu an itibariyle bireysel emeklilik sisteminde 4,6 milyon katılımcı var. Bunların yüzde 13'ü hisse senedine yatırım yapıyor. Emeklilik fonları aracılığıyla önümüzdeki dönemde 5-10 milyon arası dolaylı yoldan hisse senedi yatırımcısı oluşacak. Emeklilik fonlarının önümüzdeki dönemde hane halkı yatırımları içerisindeki ağırlığı artacak. Emeklilik fonları aracılığıyla bizim tahminimize göre 700-800 bin civarında bir hisse senedi yatırımcısı olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.