Emekli Tümamiral Kutluk Türk gemisine müdahalenin gizli hedefini açıkladı
Emekli Tümamiral Deniz Kutluk, Alman askerlerinin Türkiye'den Libya'ya giden Türk gemisini basmasıyla ilgili olarak, "Almanya, aralık sonunda gerçekleştirilecek AB Liderler Zirvesi öncesi Türkiye'ye mesaj vermek istiyor. Bir yandan da Yunanistan'ı yatıştırma hamlesi olarak görüyorum" dedi.
Abone olTaşıdığı insani yardım malzemesi ile İstanbul'dan demir alarak Libya'ya hareket eden Türk bandıralı "MV Roseline A" gemisi, 22 Kasım'da Yunanistan Deniz Kuvvetlerinden bir komutanın sevk ve idaresinde yapılan İrini Harekatı'nda görevli Alman fırkateyni tarafından Mora Yarımadası'nın güneybatısında durduruldu.
Kaptan'ın iş birliği göstererek geminin yükü ve seferi hakkında ayrıntılı bilgi paylaşmasına rağmen saat 17.45’te İrini Harekatı silahlı unsurlarınca gemiye çıkılarak 16 saat süren çok uzun bir “denetleme” yapıldı. Zorla üstleri aranan tüm personel alıkonuldu. Kaptanın başına silahlı asker dikilerek zor kullanmak suretiyle konteynerler arandı.
Türk Dışişleri Bakanlığı, bayrak devleti olarak Türkiye'nin ve gemi kaptanının rızası alınmadan gerçekleştirilen müdahaleye sert tepki gösterdi.
Bakanlık Sözcüsü Hami Aksoy, "Silah ambargosunu ihlal etmediği görülen gemimizin ağır hava şartları altında saatlerce güzergahından alıkonulmasını, ayrıca denetleme sırasında personele adeta suçlu muamelesi yapılmış olmasını esefle karşılıyoruz. Yetkisiz ve güç kullanılarak yapılan bu eylemi protesto ediyoruz. Bundan doğabilecek zarar ve kayıplara karşı ilgili gerçek ve tüzel kişilerin her türlü tazminat hakkı tabiatıyla saklı olacaktır." açıklaması yaptı.
Aksoy, AB’nin meşru Libya hükümetiyle, Türkiye ve NATO’yla istişare etmeden başlattığı İrini Harekatı'nın tarafsızlığının tartışmalı olduğunu vurgulayarak "İrini operasyonu, taraflı bir operasyondur. Darbeci Halife Hafter'e gelen silah desteklerini denetlemeyen, keyfi uygulamalarda bulunulan, meşru Libya hükümetini cezalandırmaya yönelik bir harekattır." ifadesini kullandı.
"Hukuki değil, siyasi bir hareket"
Emekli Tümamiral Dr. Deniz Kutluk, AA muhabirine konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Uluslararası sularda ticari gemilere müdahale edilebilmesi için bayrak devletinin rızasının alınması gerektiğini belirten Kutluk, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) Libya'ya silah ambargosu kararının da Türk bandıralı gemiye müdahale hakkı tanımadığını söyledi.
Kutluk, Alman-Yunan iş birliğiyle kotarılmış arama işleminin hukuki değil, siyasi bir hareket olduğunu vurgulayarak "Türk gemisine müdahalenin gizli siyasi hedefi var. Almanya, aralık sonunda gerçekleştirilecek AB Liderler Zirvesi öncesi Türkiye'ye mesaj vermek istiyor. Bir yandan da Yunanistan'ı yatıştırma hamlesi olarak görüyorum." dedi.
BMGK'nin silah ambargosu kapsamında Libya'ya yaklaşan gemilerin, meşru Trablus hükümetinin onayı dahilinde, Libya önündeki açık deniz alanlarında şartları karşılandığında ancak durdurulabileceğine dikkat çeken Kutluk, şöyle devam etti:
"Gemi arama, bayrak ülkesi iznine bağlıdır. Burada gemi, Libya kara suları yakınındaki açık deniz alanlarında değil oralardan 200 kilometre uzaktaydı. Trablus hükümetinden de gerektiği halde izin alınmadı.
Türkiye'ye soruldu ancak Türkiye de onay vermedi. Bu durumda 1670'ten beri yürürlükte olan açık denizlerin ticaret gemilerince serbest kullanımı hakkının (Freedom of Seas- Mare Liberum) ihlal edildiğini görüyoruz. Bunun sonuçları olacaktır."
"Yunanistan'ın bu yaptığı pandoranın kutusunun açılmasıdır." diyen Kutluk, "Bundan sonra dünyanın herhangi bir yerindeki bir Yunan gemisi, Türk savaş gemisi tarafından aranabilir. Uluslararası hukuk bunu tanır mı, tanır. Hukuk normlarını ihlal edenlere, hukuk dışı mukabele hakkı tanınmıştır (Reprisal)." diye konuştu.
"Tazminat hukuku talebiyle bu iş geçmiş sayılmaya bırakılamaz"
Kutluk, uluslararası hukuka aykırı hareket eden devletlerin hukuka uygun yola sokulmasının yollarından birisinin de misli ile mukabele olduğunu vurguladı.
Yunan bayraklı ticaret gemilerinin, AB ticaret gemisi toplamının yüzde 54'ü gibi, çok sayıda olduğunu belirten Kutluk, "Bu da Türkiye'ye onların bir ikisinin açık denizlerde benzer şartlarda aranmasını, alıkoymasını haklı hale getirir ve çok müsaitlerdir. Bundan sonra sıra Alman ticaret gemilerine gelir. Bir ikisi de aynı işleme maruz bırakılır. Böylece İrini-mirini gerekçesiyle yoldan çıkmadan önce iki defa düşünür hale getirilir." ifadesini kullandı.
Kutluk, Yunanistan'ın Türkiye'nin aleyhine olan her şeyi kendi lehine görme gibi hasmane, düşmanca bir tutumu bulunduğunu, Türk gemisini durdurarak bir fırsat yakaladığını düşündüğünü dile getirdi.
Almanya'nın da Yunanistan gibi bir hata yaptığına işaret eden Kutluk, şunları kaydetti:
"Almanya, NATO müttefiki bir ülkenin bayrağını taşıyan bir gemiye düşmanca komandolarını göndermiştir. Onların gemi personeline sert davrandığını biliyoruz. Dolayısıyla Almanya'nın da Türkiye'den bir alacağı vardır.
Sadece özel hukuk kişilerinin tazminat hukuku talebiyle bu iş geçmiş sayılmaya bırakılamaz. Misilleme, aynı ile mukabele gerekiyor. Sırça köşkte oturanlar, böylece başkalarının camına taş atmanın sonuçlarını görmüş olurlar."