BIST 9.640
DOLAR 34,64
EURO 36,66
ALTIN 2.933,55
HABER /  POLİTİKA

EMASYA yasaya aykırı!

28 Şubat'da Genelkurmay ve İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan EMASYA Protokülü krize dönüştü.

Abone ol

Protokolün yasaya aykırı olduğu ortaya çıktı.
Mülki İdare Şûrâsı, 28 Şubat sürecinde Genelkurmay ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü'nün "yasaya aykırı olduğunu" 4 yıl önce vurguladı, ancak Protokol hâlâ yürürlükte. 'Olağanüstü durum'u yoruma açık tutan, vali ve kaymakamların yetkileri ile onların talebi olmadan da ilin kontrolünü askeri güçlere veren Protokol, illerderdeki tüm kurulların idaresini de askerlere veriyor

28 Şubat sürecinde Genelkurmay ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü'nün "yasaya aykırı" olduğu ve uygulamadan kaldırılması gerektiği 4 yıl önce devletin resmi belgeleri arasına girdi, ancak hâlâ yürürlükte tutuluyor.

Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifasıyla düşen Refahyol Hükümeti'nin hemen ardından İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında 7 Temmuz 1997 tarihinde imzalanan

EMASYA Protokolü'nün "yasa ve normlar hiyerarşisine uygun düşmediği", 25-27 Nisan 2002 tarihlerinde yapılan Mülki İdare Şûrâsı'nda ortaya konuldu.

VALİ, ASKER VE HUKUKÇULAR

Aralarında çok sayıda vali ile Jandarma Genel Komutanlığı Plan ve Prensipler Başkanı Tümgeneral İbrahim Açıkmeşe, Adli Müşavir Kıdemli Albay Sadrettin Aktaş'ın yanısıra bugün Emniyet Genel Müdürlüğü koltuğunda oturan Gökhan Aydıner gibi önemli isimlerin de yer aldığı komisyonun raporu, "Şûrâ kararı" olarak yayınlandı. EMASYA Protokolü'nün 11 noktada kanuna aykırı olduğu vurgulanan kararda, "5442 sayılı yasanın 11/D maddesine dayanarak, Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında düzenlenen protokol; yasaya aykırı hükümler taşıdığından uygulamadan kaldırılmalı; gerekmesi halinde, hukukun temel ilkelerinin gereği olarak bu düzenlemeler yönetmelikle yapılmalıdır" denildi.

Kararda ayrıca, "Protokolün mevzuat hükümlerine ve kamu yönetiminin temel ilkelerine aykırı olan birçok hüküm bulunmakta ve bunlar mülki idare amirlerinin askeri makamlarla olan ilişkilerinde çok önemli sorunların yaşanmasına neden olabilmektedir" denilerek, Protokol'ün yasalara aykırı olduğu 11 nokta şöyle sıralandı:

YASA SINIRLARINI AŞIYOR

1- Protokolün amacını açıklayan birinci maddesi 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11. maddesinin (D) fıkrasında "birden fazla ili içine alan bir bölgede olaylar çıkması durumunda, yardım isteme esaslarının İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay arasında belirlenecek esasla göre yürütüleceği" amir hükmü bulunmaktadır. Oysa porotokol, yasanın çizdiği bu sınırı aşarak yalnızca "bir ilde çıkan" asayişe müessir olaylarla ilgili yardım isteme esaslarını düzenlemektedir. "Bir ilde çıkacak olaylarla" ilgili durumun yasada ayrıntılı olarak ele alındığı hatırlatılarak, yasanın "herhangi bir düzenleyici işlem çıkarılmasına gerek görmediği bir hususta, kendiliğinden hareket edilerek başka bir düzenleme getirilmesi hem biçim yönünden hem de yetki yönünden yasaya aykırıdır."

VALİNİN GÖREVİNİ ÜSTLENİYOR

2- "Sorumluluğun birinci derecede kendilerinde bulunduğu ve bu sorumluluktan kaynaklanan görevlerin yerine getirilmesine ilişkin olarak yasa ile yetkilendirildikleri bir hususta, vali ve kaymakamların görev alanlarını daraltacak, takdir yetkilerini ortadan kaldıracak ve inisyatif kullanma güçlerini fiilen kısıtlayacak bir düzenlemenin getirilmesi aynı zamanda taşra yönetiminin esasını oluşturan 'il sistemi'ne de aykırıdır."

3- EMASYA Protokolü'nün 5. maddesiyle "İl ve ilçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonları" kurulması hükmünü getirdiği hatırlatılarak, il ve ilçelerde daha önceden kurulan benzer bir çok komisyonun bulunduğu belirtildi. "Diğer komisyonların görev ve yetki alanına giren hususlarda karar alma ve düzenleme yapma yetkisinin verilmesi, söz konusu komisyonlar arasında yetki ve sorumluluk kargaşasına yol açacaktır. Üyeleri arasına garnizon komutanı sıfatıyla bir askeri yetkili dahil edilmek suretiyle karma bir yapıya büründürülmesi, mülki idare amirliğinin asayiş hizmetlerine ilişkin yetki ve sorumluluk düzeninin bütünlüğünü bozmaktadır."

İL İDARESİ KANUNUNA AYKIRI

4- Protokol'ün 5 ve 6. maddeleriyle getirilen düzenleme "aniden ortaya çıkan ve hakkında acile karar alınması gereken sorunların çözümünde sürat ve etkinliği azaltabilecek bir işleyiş sistemi oluşturmakla mülki idare amirlerinin takdir yetkisini ve hareket serbestisini kısıtlamakta; bu yönüyle İl İdaresi Kanununa aykırı düşmektedir."

5- Protokolün 6. maddesi mülki idare amirlerinin kuvvet talebinde bulunmadan önce EMASYA Bölge ve Tali Komutanlıklarına bilgi verilerek kademeli hazırlık imkanı sağlanması hükmünü getirmekte. Mülki idare amirlerine açık bir yükümlülük getiren bu düzenleme "5442 Sayılı Kanun'un askeri birliklerden yardım istenilmesi konusunda getirdiği düzenlemenin esasını teşkil eden 'istisnailik' ve 'olağanüstülük' nitelikleriyle bağdaşmamaktadır."

6- Protokol'ün 6. maddesi (c) ve (d) fıkralarında "zorunluluk olmadıkça kuvvet talebinde bulunulmaması" yolundaki hüküm, valilerin statü ve sorumlulukları açısından pratik bir değer ifade etmemekte: "Valiler bu konudaki takdir yetkilerini en uygun zamanda ve en isabetli biçimde kullanabileceklerinden bu konuda 5442 sayılı yasada yer alan genel hükmün dışında ayrıca bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmamaktadır."

ASKER EL KOYABİLİR!

7- Protokol'ün 9. maddesi EMASYA komutanlıklarının mülki amirlerin yardım talebi olmaksızın olaylara müdahale edebilmesine imkan vermekte. Bu madde 5442 sayılı yasaya "şekil, yetki, konu ve maksat" yönlerinden aykırı düşmekte.

8- Protokolün 10. maddesi ilden ile kuvvet kaydırılmasının ilgili EMASYA Tali Bölge Komutanı'nın, bu ilden sorumlu EMASYA Bölge Komutanlığı'ndan yardım istemesi üzerine yapılacağını hükme bağlamakta. Bu ise "Mevcut kuvvetlerin yeterlilik durumu ve yardım istenilmesine gerek olup olmadığı konusundaki değerlendirmenin kimin tarafından yapılacağını açıklığa kavuşturmamakta, buna karşılık kuvvet kaydırılmasının EMASYA Tali Bölge Komutanı'nın talebi üzerine yapılacağını hükme bağlamaktadır. (...) yasaya açıkça aykırılık taşımaktadır."

9- "Yardım talep edilmesinden önceki aşamalara ilişkin olarak sivil ve askeri birimlere ortak görev ve tatbikat sorumluluğu yükleyen Protokol'ün 7 ve 16. maddelerine ve benzeri düzenlemelere gerek bulunmamaktadır. Ayrıca yasada da bu tür bir yükümlülükten söz edilmemektedir."

HERKES ASKERİN EMRİNDE!

10- Protokol'ün 14 ve 16. maddeleri vali tarafından görevlendirilip görevlendirilmediklerine bakılmaksızın bütün kolluk güçlerinin yardıma gelen askeri birlik komutanının emrine gireceği şeklinde düzenlenmiş. "Polis ve jandarma güçlerinin kaçınılmaz olarak askeri birliğin komutasına girmesini öngören düzenlemeler yasaya aykırı düşmektedir."

11- Protokol'ün 20. maddesi mülki amirlerden yardım talebi geldiği anda jandarma ve polisin EMASYA komutunlıkları nezdinde oluşturulan "Asayiş Harekat Merkezi"nde irtibat personeli bulundurması zorunluluğunu getirmekte. Bu, valilerin olaylara müdahalede askeri ve sivil birliklerin ortak görev yapabilmeleri hususundaki takdir yetkilerini ortadan kaldırıcı yönde sonuç doğurmakta. Yine protokolün 22 ve 23. maddeleri Jandarma, Emniyet ve MİT'in de katılacağı "Müşterek İstihbarat Merkezleri" kurulmasını ve EMASYA Komutanlıkları nezdinde müşterek tatbikat icra edilmesini öngörmekte. "Bu yönde düzenli ve sürekli örgütlenmelere gidilmesi, başta 5442 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu olmak üzere, iç güvenliği düzenleyen tüm yasalara aykırı bulunmaktadır."


KARARIN ALTINDA 105 İMZA VAR

Raporu hazırlayan Mülki İdare Şûrâsı 2 Numaralı Komisyon'da varılan "EMASYE yasaya aykırı" görüşünün altında, aralarında dönemin OHAL Bölge Valisi Gökhan Aydıner ve merhum Recep Yazıcıoğlu'nun da bulunduğu 51 vali, 16 kaymakam, Jandarma Genel Komutanlığı Plan ve Prensipler Başkanı Tümgeneral İbrahim Açıkmeşe, JGK Adli Müşaviri Hakim Albay Sadrettin Aktaş, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı Kd. Albay Tufan Ersoy ve hukuk müşaviri Hakim

Binbaşı Turgut Sönmez, Danıştay Üyesi Sıtkı Aslan, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyesi Recep Sanal, Strateji Merkezi Başkanı Hasan Canpolat, Teftiş Kurulu Başkan Yardımcıları Cumhur Çilesiz ve A. Nezih Doğan, Emniyet Genel Müdürlüğü APK Daire Başkanı A. Nihat Dündar, İller İdaresi Genel Müdürü Osman Güneş, aralarında, Prof. Cevat Geray'ın da bulunduğu 4 bilim adamı, hukuk müşaviri, genel müdür, müsteşar yardımcısı ve daire başkanı düzeyinde 23 bürokrat olmak üzere, 105 imza bulunuyor.

Haber: Ali Sali


Kaynak:Yenişafak