AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, AK Parti iktidarlarının geçmişin karanlık sayfalarını aydınlattığını söyledi.
Abone olMeclis'te gazetecilerin sorularını yanıtlayan Elitaş, ''28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan Emekli Orgeneral Çevik Bir'in, 'dönemin MGK ve Hükümetinin aldığı kararları uyguladım' sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu, 28 Şubat sürecinin yargı aşamasında olduğunu belirterek, Bir'in ifadelerinin mahkeme tarafından değerlendirileceğini hatırlattı.
Meclis'in 28 Şubat ve önceki darbelerle ilgili Araştırma Komisyonu kurulmasına karar verdiğini ifade eden Elitaş, ''Türkiye, geçmişindeki karanlık noktalarla yüzleşip aydınlığa adım atmak için büyük bir azim ve gayret gösteriyor. 24. Dönem Parlamentosu ve siyasi partiler, demokrasinin çıtasını yükseltmek için elinden gelen gayreti gösteriyor. Çevik Bir'in o şekildeki ifadeleri herhalde yargı tarafından değerlendirilecek, bunu millet takdir edecek'' dedi.
54. HÜKÜMETİN EN BÜYÜK HATASI
''28 Şubat kararlarının takibi ve uygulanması Hükümet'in görevi değil mi? Bir'in açıklaması sizi şaşırttı mı?'' sorusuna karşılık Elitaş, şöyle konuştu:
''28 Şubat süreci içinde dönemin Başbakanı'nın 'çeşitli mihvallerde hazırlanmış bazı dayatmaları TBMM değerlendirsin' dediğinde; Parlamento'da temsil edilen iki siyasi partinin 'bu hükümetin işidir' şeklinde meydandan kaçması, açıkçası Türkiye'de yaşayan vatandaşların milli ve manevi hassasiyetlerine karşı ortaya çıkarılan engelleri, milletin temsilcilerinin Parlamento'da görüşülmesini engellemek dönemin en büyük zafiyetlerinden biridir. O dönemin Başbakanı rahmetli Erbakan'ın, konunun TBMM'de tartışılmasını istemesine rağmen Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile DSP Genel Başkanı rahmetli Ecevit'in o konuda kaçak güreşmeleri, bu sürece gelinmesine büyük imkan sağlamıştır. 28 Şubat süreci içinde 18 Haziran'da istifa eden 54. Hükümet'in yerine kurulan Mesut Yılmaz ağırlıklı hükümet, bu süreci durdurma ve hesap sormayı yapabilmeliydi. Ondan sonra gelen hükümetler de hesap sormayı yerine getirmeleri gerekirdi. Buna DSP-MHP-ANAP Hükümeti de dahil. Ama tüm geçmişteki karanlık noktaları aydınlatmak AK Parti'ye nasip oldu. Geçmişimizdeki karanlık sayfaları aralayıp aydınlatmak ve bundan sonra aydınlık ufuklarımızı karartmaya niyetlenenlerin ellerine fırsat vermemek görevlerimiz arasındadır.''
57. HÜKÜMET VE DEMİREL SORUMLULUKTAN KAÇTI
Elitaş, ''Siz Demirel'den 'Hükümet değişsin' şeklinde bir algıyı hissetmiş miydiniz?'' sorusuna, 28 Şubat sürecinden önce Refah Partisi Kayseri İl Başkan Yardımcısı olduğunu, arkasından kurulan Fazilet Partisi'nde il başkanı olduğunu ifade ederek, iki partinin de milli iradenin temsilcilerinin farklı baskılar, dayatmalar, zorlamalar ve sanal gündemlerle kapatılmasıyla karşı karşıya kaldıklarını anlattı.
Sürecin durdurulmasıyla ilgili en önemli girişimi 12 Eylül 2010 tarihindeki halk oylamasına sundukları 26 maddelik Anayasa değişikliğiyle yaptıklarını ifade eden Elitaş, ''O dönemde Demirel'in kendi ifadesiyle, 'darbeyi durdurdum' diye 28 Şubat'ın ne kadar etken olduğunu, 28 Şubat'ı postmodern darbe olarak ifade ettiklerini, şapkayı alıp gitmek yerine farklı bir yöntem uygulama imkanı mevcutken maalesef uygulanamadı. 57. Hükümet de dahil olmak üzere hiç kimse üzerine düşeni yapmadı. AK Parti iktidarları geçmişin karanlık sayfalarını aydınlatıyor'' diye konuştu.
SÖZ YARGIDA
Elitaş, ''Soruşturma farklı yönlere gidebilir mi?'' sorusuna, ''Onu yargı bilir. Bu konuda bizim bir şey söylememiz mümkün değil. Türkiye'nin karanlık sayfalarını aydınlatmak için önümüzde hukuki bir engel varsa, hukuk sistemi buna yetmiyorsa TBMM'nin görevi hukuk sistemini açabilmektir. Ondan sonrası yargıya düşer'' karşılığını verdi.