Şanlıurfa TEDAŞ Müdür Yardımcısı, kaçak elektrik kullandığını tespit ettiği fabrika sahibi tarafından öldüttürüldü
Abone olTEDAŞ Şanlıurfa Bölge Müdür Yardımcısı Hasan Balıkçı'nın, kaçak elektrik kullanmasına engel olduğu poşet fabrikası sahibi Zeki Akkoyun tarafından aylık ödediği ortalama 20 milyar liralık elektrik bedeli karşılığı kiralık katile öldürtüldüğü ortaya çıktı. Yaklaşık 6 aydır süren soruşturmayı tamamlayan Şanlıurfa Cumhuriyet Savcılığı, katil zanlıları ve azmettirenler dahil 5 kişi hakkında `Ağırlaştırılmış müebbet hapis' cezası istemiyle dava açtı. Kaçak elektrikle mücadelesini Adana'dan sonra atandığı Şanlıurfa'da sürdüren Elektrik Mühendisi Hasan Balıkçı, 18 Ekim 2002'de TEDAŞ Şanlıurfa Muhasebe Müdiresi 43 yaşındaki Seyhan Uğurlu ile birlikte Öğretmenevi'nde yedikleri yemekten dönerken saldırıya uğradı. Balıkçı, sigara almak için durduğu sırada otomobile binen 27 yaşındaki Yılmaz Çakmak tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Soruşturma 6 ay sürdü İddianame, Cumhuriyet Savcısı Akın'ın 6 aydır gizli sürdürdüğü soruşturma sonucu hazırlandı. İddianamede, Akkoyun kardeşlerin kaçak elektrik kullanmakta ısrar etmeleri üzerine elektriklerinin kesildiği, ancak dava açıp elektriklerini tekrar açtırdıkları, ayrıca, Balıkçı'yı ve ailesini telefonla arayarak kendileriyle uğraşmamaları için tehdit ettikleri belirtildi. Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, Adana'daki Özlem Plastik Poşet Fabrikası'nın sahibi Zeki Akkoyun, kaçak elektrik kullanmanın engellenmesi sonucu, diğer fabrikalar karşısında rekabet gücünü kaybetmesi ve işlerinin azalması nedeniyle kin beslediği Balıkçı'yı, aylık ödediği 20 milyar lira elektrik bedeli karşılığında Yılmaz Çakmak'a öldürtmekle suçlandı. Polis ifadesinde kendisini Zeki Akkoyun'un azmettirdiğini, cinayette kullandığı tabancayı da Halim Şimşek'ten aldığını itiraf eden Çakmak, olayı şöyle anlattı: ``Zeki Akkoyun'dan fabrikasında çalışmak için bir kaç kez iş istedim. İşsiz olduğumu bildiği için bana vurulması gereken olduğunu söyledi. `Şanlıurfa TEDAŞ'da müdür olarak çalışıyor. Bu şahsın bana çok kötülüğü dokundu, bu adamı vurursan sana 15 - 20 milyar para veririm' dedi. Hasan Balıkçı'nın ismini verip tarifini yaptı. 2 gün sonra işi kabul ettiğimi söyledim. Şehmuz ile Şanlıurfa'ya gittik. Hasan Balıkçı'nın devlet memuru olduğunu öğrenince Zeki'ye telefon açıp bu işten vazgeçtiğimi söyledim. Zeki bana `Ben senin cesaretli olduğunu bilirdim. Öldürmüyorsun sakat bırak kan aksın' diyerek telefonu kapattı. Takip ettiğimiz sırada Hasan Balıkçı araçtan indi, binerken ben de arkasından araca bindim. Kimliğini istedim. Hasan Balıkçı olduğunu anlayınca kendisini bir namus meselesi yüzünden vuracağımı söyledim. Bana `Seni kimin gönderdiğini biliyorum. Sana ne verdilerse iki katını vereyim' dedi. Yanındaki kadın da `Daha gençsin bu işten vazgeç, elini kana bulama' dedi. Bu sırada Hasan Balıkçı ön kapıyı açıp `Sizin gibilerin kafasını koparmasını bilirim' dediği sırada elimde bulunan silahı kafasına doğrultup 3 el ateş ettim. Kanı görünce araçtan inip kaçtım.''