Çekin elinizi Elazığ üzerinden!..
Elazığ toprağın vatan olması için harcına katılan kandır. Elazığ’lı kimdir? Bakın okuduğum ve duygulandığım bir doktorun "Elazığ'daki ilk gün anısı" nı sizlerle paylaşmak istiyorum…
Elazığ'daki deprem yüreklerimizi yaktı…
Öncelikle insanlarımızın acısı üzerinden yalan, yanlış bilgilerle paylaşım yapanları, her defasında kasıtlı olarak sözde deprem paralarını gündeme getirenleri, depremi siyasi emellerine alet edenleri kınıyorum..
Öyle utanmazlıklar yaşanıyor ki resmen siyasi tiyatro oynuyorlar...
Örnek mi?
Allah aşkına şu sahneye bakın..
Kameralar çekiyor...
Mikrofonlar yanında bir siyasi parti lideri olan bir adama uzatılmış;
Adam önce;
“Yardım falan gelmedi “ diyerek devleti eleştiriyor...
O hanımefendi lider de sözde acıyarak izliyor!..
Dedim ya tiyatro...
Sonra Allah şaşırtıyor ya...
O adam o hanımefendi liderin kulağına eğiliyor. "Kadir beyle görüştüm, bende artik sizin elemanınızım" diyor.
Susturmak için sarılıyorlar, ama herşey duyuluyor!..
Hepsi kameralar önünde gerçekleşiyor!..
Bu nasıl siyasi ahlak!..
Diğer yandan Kılıçdaroğlu Kemal Bey ne yapıyor!..
İstanbul BŞ Belediyesinin yardımlarının verilip verilmediğini denetleyecekleri söyleyecek kadar küçülüyor!..
Devleti hırsız yerine koyuyor!..
Öte yandan Belediye aşkanı acı evinde gülücüklerle poz veriyor!..
Bazıları ise...
Sosyal medya hesaplarından alçakça paylaşımlar yaparak siyasi emelleri uğruna devleti kirletmeye çalışıyor!..
Utanmazlık aldı başını gidiyor!..
Ne söyleyeyim...
Allah sizi bildiği gibi yapsın...
Ama Allaha şükür Türkiyem bir bütün olarak yaraları sarmak için seferber olmuş durumda. Devlet baba şefkatli ellerini öyle uzatmış ki, depremzede vatandaşlarımızın bütün yaraları sarılıyor…
Elazığ halkı vakur duruşu ile ders veriyor.
Bakanlarımız Süleyman Soylu, Murat Kurum, Fahrettin Koca 24 saat Elazığ ve Malatya halkının hizmetinde uykusuz geceler geçiriyor...
İçişleri Bakanı Soylu "Bir can daha kurtulur" diyerek arama kurtarma çalışmalarının başında nöbet tutuyor...
Milletinin dertleri ile dertlenen Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın koşup gittiği Elazığıda katıldığı cenaze töreninde gözlerinden yaşlar süzülüyor…
Rahmetli babaannemin dilinden asla düşürmediği bir dua vardı..
“Allah devletimize zeval vermesin…”
Aynen öyle...
Allahım bu devlete bu millete zeval vermesin...
Türk milleti bir kez daha büyük bir dayanışma örneği gösteriyor. Ülkemin her bir köşesinden insanların hem duaları hemde yardımları geliyor. "Güçlü devlet güçlü millet böyle olur" dedirtiyor..
Bu milletin dünyada eşi benzeri yok...
Elazığıda bu devlet bu millet ders veriyor!..
*
Ya arama kurtarma mücadeleleri...
Yaşanan dramlar hafızalardan silinmeyecek, yarınlarda bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçecek gibi duruyor..
Hani bu ülkede birilerinin "Defolsun gitsinler "dedikleri Suriyeli kardeşlerimiz var ya!..
Alın size o vicdansızların yüzlerine bir şamar gibi inecek ders!
Enkazı elleri ile kazıyıp bir annenin kurtulmasını sağlayan, ve o annenin “Tırnaklarıyla kazıya kazıya, elleri paramparça beni oradan çıkardı. O çocuğu asla unutmam” dediği çocuk nereli dersiniz?
Suriyeli Mahmud El Osman?
Belkide o utanmaz kör vicdanların gözlerini açmasına vesile oluyor...
Tabiki vicdan varsa!
Peki herkesi ağlatan Elazığılı bir babanın arkasında bıraktığı unutulmayacak fedakarlığına ne diyeceğiz?
Ağlamamak mümkün mü?
Mustafa Paşa Mahallesi'nde yıkılan binanın enkazından yükselen kadın sesi üzerine harekete geçen jandarma ekiplerinin çalışması sonucu 2,5 yaşındaki Yüsra Yıldız, 24 saat sonra kurtarıldı.
Yüsra'yı kurtaran ekipte yer alan itfaiye görevlisi, gözlerinden süzülen gözyaşları ile bakın yaşamını kaybeden babayı nasıl anlatıyor...
“Oradaki baba da bir kahramandı. Evlatlarının üzerine eğilerek bir kalkan vazifesi görmüş. Onların hayatta kalmasına vesile olmuş.
Bu bir kahramanlıktır. Yüsra' nın babasını unutmayacağım.''
Allah rahmet eylesin nurlar içinde yatsın gözlerimizi yaşartan o babanın verdiği dersi unutmak mümkün mü?
*
Diyeceğim şuki;
Türk milleti söz konusu dayanışma, söz konusu birbirine destek, söz konusu devletine, vatanına, milletine ve bayrağına sadakat olduğu zaman bu dünyada eşi benzeri yoktur..
Elazığ Türkiye'dir...
Elazığ bu vatanın çimentosudur...
Elazığ bu coğrafyanın özüdür…
Elazığ bu memleketin sevdalısıdır…
Elazığ toprağın vatan olması için harcına katılan kandır…
Elazığılı kimdir?
Sevgili dostlar okuduğumda çok duygulandığım bir doktorun "Elazığ'daki ilk gün anısı" diye dile getirdiği anıyı sizlerle paylaşmak istiyorum..
Elazığılı olmayı çok güzel anlatıyor...
Doktor anlatıyor...
"Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Elazığ'a bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim.
Gençtim, bekârdım.
Küçük bir beldeydi gittiğim yer.
İlk gece bir eve misafir olmuştum.Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti.
Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı.
Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum.
Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu.
Evin büyüğü olan Hacıanneye sıkılarak:
“Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?” dedim.
Hacı anne:
“Evlâdım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz” dedi.
Merak ettim, tekrar sordum:
“Trenden sizin bir yakınınız mı inecek?”
Hacı anne bakın ne dedi;
“Hayır evlâdım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ışığı yanan bir ev bulsun diye bekliyoruz.”
*
Sevgili okurlar işte bizim insanımız bu…
Duygulanmamak mümkün mü?
Gakkoşlarımızın anası bu...
Elazığ insanı bu…
Kimleri yetiştirip bu vatana armağan etmedi ki bu güzel şehrimiz..
Şehit Polisimiz Fetih Sekin'i hatırladınız mı?
Yanlarında 2 kalaşnikof, RPG-7 roketatar ve 8 mühimmatı, el bombaları bulunan teröristlerin İzmir Adliye binasına saldırılarını tek başına püskürterek olası faciayı önlerken şehit düşen kahramanımız..
Çok sayıda insanın yaşamını kurtarırken arkasında gözü yaşlı bir eş 3 yetim bıraktı bize..
Elazığının sembolu olan unutulmaz bir kahramanımız o...
Bu vatana bu millete Emniyet Genel Müdürü, İçişleri Bakanı olarak hizmet ederken unutulmaz olan Allah uzun ömürler versin Mehmet Ağar'da Elazığımızın yetiştirdiği bir değer...
İsimlerini sayamadığım niceleri...
*
Elazığ insanı bu vatanın çimentosu...
Bugünde emin ellerde...
Cesur yürek, güzel kalpli ve şehri ile bütünleşen Çetin Oktay Kaldırım gibi bir Vali devlet adına temsil ediyor bu güzel şehrimizi..
Geçmiş olsun Elazığ...
Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Yardım eli uzatan, koşan, dertlenen herkesten Allah razı olsun.
Biz Trabzonluların "Bize her yer Trabzon" diye bir sözümüz vardır ya ne mutlu ki bütün Türkiye bugün "Bize her yer Elazığ" diyor...