BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,78
ALTIN 2.961,35
HABER /  GÜNCEL

El Kaide zanlısının şarap tutkusu

Kimdir bu Lüvey Sakra? El Kaide operasyonu sonrası yakalanan Sakra namaz kılmıyor şarap içmeyi seviyor. Medyaya bülbül kesiliyor, savcılıkta susuyor.

Abone ol

El Kaide operasyonu sonucu yakalanan Lüvey Sakra Türkiye'nin gündeminde. Garip tavırları ve ilginç sözleri ile dikkat çeken Sakra'yı Yenişafak yazarı İbrahim Karagül yazısıyla mercek altına aldı ve ortaya ilginç bir tablo çıktı.

Yazı: İbrahim Karagül
Kaynak:  


-Günlerdir Türk basınında El Kaide kod adlı bir şov izliyoruz. MIT, CIA ve Mossad tarafından yapılan Suriyeli Lüvey Sakra ve Hamid Obysi'nin yakalanmasını içeren operasyon, 11 Eylül sonrasının en büyük gelişme olarak medyada "hak ettiği" yeri buldu.

Operasyon, aydınların Başbakan Tayip Erdoğan'la görüşmesi, Erdoğan'ın Diyarbakır gezisi ve Kürt sorununa ilişkin tartışmaları neredeyse gölgede bırakacaktı.

Mersin-Alanya arasındaki bölgelerde İsraillilere saldırı olacağına ilişkin uyarılar, sürat motorları, villalar ve milyonlarca doların dışında operasyonla 11 Eylül'den bu yana çözülemeyen hemen her saldırı açıklığa kavuşturuldu!

El Kaide ile ilgili bütün teoriler yerle bir edildi. Örgütün kimliğine ilişkin bugüne kadar ortaya atılan fikirlerin hiçbir anlamı olmadığı ortaya çıktı. El Kaide'nin İslam'la ilişkisi Lüvey Sakra ile ortadan kalktı. Tabi Üsame Bin Ladin'in ve Eymen ez Zevahiri'nin kimlikleri de…

El Kaide'nin üs düzey beş kişisinde biri yakalandı. Ondan daha iyi örgütle ilgili bilgi verecek kim olabilir ki? Afganistan işgali, Guantanamo'daki El Kaide mensupları, Diago Garcia'dan dünya genelindeki Amerikan üslerine kadar yayılan gizli merkezlerdeki El Kaide mensupları, Madrid ve Londra bombalamalarından sonraki soruşturmalar, ABD'nin dünyanın hemen bütün istihbarat örgütleriyle küresel düzeyde yürüttüğü operasyon ve soruşturmalar bile bu kadar verimli olmadı.

Sakraa 11 Eylül saldırılarının yapılacağını biliyordu hatta uyardı! Londra saldırılarını planladı! İstanbul saldırılarında belirleyiciydi! Saymaya gerek yok, El Kaide dosyası olarak görülen bütün saldırılarda bir şekilde rol oynadı.

Öyleyse artık çözülecek bir şey kalmadı. Hangi ülkede kimler el Kaideci, saldırıları düzenleyenler nerede, kimler nerede ne zaman yeni saldırılar planlıyor artık biliniyor olmalı. Dolayısıyla yeni saldırılar engellenecektir! Öyleyse artık yüz milyonlarca dolar harcanan güvenlik yatırımları sona erecek. Öyleyse kaybolan binlerce insanın masum olduğu ortaya çıktı ve serbest bırakılacaklar. Öyleyse Guantanamo boşaltılacak, gizli işkence merkezleri kapatılacak. Öyleyse güvenlik endişesiyle özgürlükleri yok eden planlar rafa kaldırılacak. Öyleyse El Kaide tamamen çözülecek ve terörle mücadele yasalarına son verilecek.

Bu kadar önemli bilgilerin ele geçirildiği operasyon Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından neden "tamamen yanlış ve kasıtlı" olarak nitelendi acaba?

Çok ilginç bir El Kaide mensubu. Soğukkanlı ve çok geveze. Bir şaklaban! Söylenmesi istenen her şeyi her fırsatta söylüyor. Medya mensuplarını görmesin, kimse onu susturamıyor. Savcılığa gelince de susma hakkını kullanıyor. Namaz kılmayı sevmiyor, şarap ve viski içmeyi seviyor. Irak'ta Türk şoförün kafası kesilirken oradaydı. Sakra'nın sözlerinden sonra Türkiye'deki Amerikan karşıtlığı sempatiye dönüşecek. Kudüs'ün işgal edilmesine kızmış bireysel saldırı kararı almış!

Kendisini Bin Ladin ve Zerkavi'ye yakın, örgütün düğüm noktası olarak göstermeye çalışıyor. O zaman Zerkavi'nin yakalanması da an meselesi. Sarka Kuzey Irak'ta olduğunu söylemedi mi?

Operasyonla ilgili haberleri önce İsrail'den duyuyoruz. Çoğu zaman olduğu gibi. Zerkavi'nin Kuzey Irak'ta olduğu haberleri İsrail kokusu veriyor. Garip bir şekilde İsrail istihbarat çevreleri Usame Bin Ladin'in ve Eymen Zevahiri'nin Afganistan'dan Irak'a geçmeye hazırlandıkları haberlerini yayıyor. Onlara göre Ladin ve Zevahiri, muhtemelen Eylül ortalarına Pakistan ve İran Belucistanı üzerinden Irak'a geçecek.

Sakra operasyonuyla aynı tarihlerde Berlin'deki İsrail Büyükelçisi, İslamcıların büyük saldırılar yapacağını açıklıyor. Hemen ardından Alman polisi Cuma günü camileri kuşatıyor ve cemaate terörist muamelesi yapıyor. Almanya'daki Müslüman çevreler ayağa kalkıyor. Yakalananların Suriyeli olması İsrail'i işaret eden bir başka şüphe ama onun üzerinde şimdilik durmayacağız. Aynı kaynakların Lübnan'dan patlayıcılarla doldurulan araçların Şam'a kadar ulaşmasına ilişkin istihbaratları da olmalı.

Sarka bol para harcıyor. Mesela Amerikan kışlasına giden 25 milyon doları ele geçirdiklerini, 500 bin dolarını kendisinin aldığını vs.

Sakın bu paralar, El Kaide'nin ya da Iraklı direnişçilerin değil de, Irak'ın kayıp milyarlarca dolarından olmasın! Bu parayı Irak ordusunun 40 milyar doları bulan varlığını satıp cebe indirenler vermiş olmasın! 285 milyon dolarlık tank yolsuzluğundan olmasın! 1 milyar dolarlık tartışılan yolsuzluktan olmasın! Sakın bu paralar Irak Mersin limanı arasındaki kirli ticaretten olmasın! Irak'ın füzelerini Kuzey Irak'a, İran'a, Türkiye'ye, Yeni Delhi'ye kadar ulaştıran şebekeden geliyor olmasın! Lübnan'da suikastlere kadar uzanan para trafiğinden olmasın! Irak ordusunun her şeyini satan Bush ailesine ve CIA'ya mensup "Amerikan Lawrence"ı lakaplı, öldürüldüğü söylenen ama hala cesedi bulunamayan Dale Stoffel'den, onunla iş yapanlardan, aralarında Türk vatandaşlarının da olduğu şirketlerden gelmesin!

Nasıl olsa Sarka operasyonu zamanla unutulacak. Adamın bir hiç olduğu ortaya çıkacak. Operasyonla dikkatlerimizden nelerin kaçırıldığını o zaman anlayacak mıyız?

Mesela asıl güvenlik tehditlerinin Mersin'le Alanya arasında değil, Mersin'le Kuzey Irak arasında olduğunu ne zaman fark edeceğiz? Bölgedeki kirli ticareti, büyük para transferlerini, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'e ilişkin bütün hesaplarını bozacak tehlikeli gelişmeleri farkedecek miyiz?

El Kaide üzerinde yine hangi tezgahlar kuruluyor acaba? Mersin ve İskenderun'dan Kuzey Irak'a uzanan kuşak Türkiye'nin geleceğini ipotek altına alacak gelişmelere sahne olabilir. Dicle ve Fırat'ın kaynaklarına hatta Karadeniz'e uzanan kuşak aynı tehditlerle yüz yüze. Doğu Akdeniz ve Doğu Karadeniz Türkiye'nin kaderini belirleyecek. Irak işgali öncesi İskenderun limanına yerleşemeyen ABD şimdi bu limanı almaya hazırlanıyor! Meselenin Türkiye'yi aşan boyutlarına ve yeni Ortadoğu düzeniyle bağlantısına dikkat edelim...