BBC'nin terör uzmanı Ahmet Reşit'e göre, bin Ladin'in öldürülmesi örgüte darbe vuracak ancak merkezi olmayan yapısı el Kaide'nin çeşitli hedeflere saldırı düzenlemesini mümkün kılıyor.
Abone olAmerika Birleşik Devletleri ve Batı'nın çeşitli yerlerinde kutlamalar devam ederken, başkentler kendilerini Usame bin Ladin'in öldürülmesinin sonuçlarına hazırlıyor.
Yüzlerce cihad yanlısı, bin Ladin'in yasını tutuyor olacak ve ABD - Pakistan özel birlikleri tarafından Abuttabad'da öldürülmesinin intikamını almak isteyecek.
Bin Ladin'in ölümünün el Kaide'ye vurulmuş büyük bir darbe olduğuna şüphe yok.
Ancak örgüt son üç yılda, merkezi bir hiyerarşiden çok daha gevşek ve şekilsiz bir yapıya evrildi.
Bayilik işleyişi
El Kaide'nin bugünkü felsefesi ise, bir adam, bir bomba. Etkisini göstermek için bir 11 Eylül'e daha ihtiyacı yok.
New York şehrinin Times meydanına ya da kentin metrosuna konan bomba, ki ikisi de son yıllarda yapılan girişimler, el Kaide'nin hayatta olduğunun bir hayli büyük göstergeleri.
El Kaide uzun yıllardır bayilik usulüyle işliyor.
Herkes bir yere bomba koyarak örgüte katılabilir. Neredeyse herkes Pakistan ve Afganistan'a gelip el Kaide'nin kilit müttefikleri Pakistan Talibanı ya da Cellalettin Hakkani önderliğindeki Afgan gruptan eğitim alabiliyor.
Pakistan'ın çeşitli kentlerinde gerçekleştirilen saldırıları yöneten Leşker-i Tayyibe, geçmişte Keşmir'de savaşmış ve şimdi el Kaide'ye yardımcı olan bir örgüt.
11 Eylül sonrasında üst düzey el Kaide üyelerinin saklanmasına yardımcı oldu, bin Ladin'i gizlemekte de önemli bir rol oynamış olabilirler.
Pakistan, Afganistan'da faaliyet gösteren Hakkani gibi el Kaide müttefiklerinin peşinden gitmek istemedi.
Leşker-i Tayyibe gibi müttefikler de Pakistan istihbaratıyla ilişki içerisinde çünkü ana hedefleri, Keşmir ve Hindistan.
Dolayısıyla, tehdit ortadan kalkmış değil.
Avrupa'daki hücreler uyanabilir
11 Eylül öncesinde, saldırıları düzenleyen Hamburg birimi hariç, Avrupa'da bilinen el Kaide hücresi yoktu.
Ancak bugün her Avrupa ülkesinde konuşlanmış bir el Kaide hücresi mevcut. Avrupa pasaportu taşıyan yüzlerce Müslüman eğitim için Pakistan'ın aşiretlerin kontrolü altındaki bölgelerine gittikten sonra Avrupa'ya geri döndü.
Geçen hafta kamusal alanlarda bombalı saldırı düzenlemeyi planladıkları için üç Faslı, Almanya'da tutuklanmıştı.
Tutuklamalar sonrasında yaptıkları açıklamada, Alman yetkililer 200'ün üstüne Alman vatandaşının Pakistan'ın bu bölgelerinde eğitim aldığını ve çoğunun Almanya'ya geri döndüğünü kabul etti.
Aynı durum İngiltere, İskandinavya, Fransa, İspanya ve İtalya için de geçerli.
ABD ve Avrupa'da metro ve tren istasyonlarına intihar saldırısı düzenlenmesi endişesi arttı.
Uçak kaçırmalarından ve Orta doğu'daki Batılı hedeflerin ve elçiliklerin bombalanmasından da korkuluyor.
Amatör bir saldırganın gerçekleştireceği bir süpermarket saldırısı da olasılık dahilinde.
Ve tabi başka saldırılar da.
Saldırıların bazıları, kendilerini uzun süre önce cihada adamış, batı toplumlarının arasında yaşayan ve bu gelişme karşısında eyleme geçip, yıllardır yaptıkları planları hayata geçirecek kişiler tarafından gerçekleştirilebilir.
Bireysel hareket eden bu saldırganlar, daha önce Amerika'da da ortaya çıkmış, çoğunlukla da son anda kanun uygulayıcıları tarafından durdurulmuşlardı.
Güney Asya da tehlikede
Afganistan, Pakistan ve Hindistan ise daha organize saldırı tehlikesiyle karşı karşıya.
Afganistan'da Hakkani'nin liderliğindeki grup gibi, kendini cihada adamış örgütler arasında el Kaide'nin etkisi büyük.
Pakistan da saldırılara son derece açık. Pakistan yetkililerinin sürekli inkar ettiğinin aksine, el Kaide yakın zamana kadar Pakistan'da konuşlanmıştı.
El Kaide ve Pakistan'daki oluşumları bin Ladin anısına ülkede bombalı saldırı düzenlemek isteyecektir. Bu da iktidar açığı ve ekonomik kriz ile karşı karşıya olan ülkede gerilimi artıracaktır.
Son olarak, el Kaide ve müttefikleri, Hindistan'da yeni bir saldırı düzenleyip, ülkenin Pakistan'la arasını açmak isteyebilirler.
Böyle bir saldırı, dikkati Pakistan'daki el Kaide üyelerinden başka bir yöne çekmeyi hedefleyecektir.
Süregelen Arap ayaklanmaları nedeniyle, Orta doğu'da da el Kaide'nin yararlanabileceği büyük bir boşluk var.
Tunus, Mısır, Suriye ve Körfez ülkelerinde yükselen yeni nesil liderler arasında güç kazanmak isteyen el Kaide için Orta doğu birincil hedef olmaya devam ediyor.
Ancak bin Ladin'in ölümü bu işi zorlaştırıyor.