Emniyet'e göre Suudi işadamı El Kadı'nın yasaktan sonra Türkiye'ye girişi yok.
Abone olEmniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, kayıtlara göre, Suudi işadamı Yasin El Kadı'nın, giriş yasağından sonra Türkiye'ye girişinin bulunmadığını söyledi. İsmail Çalışkan, haftalık bilgilendirme toplantısında, Antalya'daki helikopter kazasında ölen meslektaşlarının, vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla görev yaparken şehit olduklarını vurgulayarak, şehit yakınlarının her zaman yanında olacaklarını bildirdi.
Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner'in, 1992 yılında imzalanan Kamu Düzeni İşbirliği Protokolü çerçevesinde 17-20 Temmuz tarihleri arasında Arnavutluk'a resmi ziyarette bulunduğunu kaydeden Çalışkan, Aydıner'e, iki ülke polis teşkilatının işbirliğine verdiği destekten dolayı Arnavutluk Cumhurbaşkanı tarafından şükran madalyası verildiğini belirtti. Polis meslek yüksekokullarına bu yıl 305'ı kız, 6 bin 100'ü erkek olmak üzere 6 bin 405 öğrenci alınacağını bildiren Çalışkan, okullara girmek için ÖSS puan türlerinden her birinden 195 puan alanların sınava başvurabileceğini kaydetti.
Şehit ve görev malulü olanların eş ve çocukları için 160 puanın yeterli olacağını belirten Çalışkan, başvuruların 24 Temmuz-4 Ağustos 2006 tarihlerinde başlayacağını, 20 Ağustos 2006 tarihinde 25 bölgede yazılı sınav yapılacağını söyledi.
SORULAR
Bir gazetecinin, askeri personelin yakalanması ve gözaltına alınmasıyla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesinin yasalarla çelişip çelişmediği sorusu üzerine Çalışkan, yürürlükteki yasalara göre polisin gözaltı yetkisi olmadığını, bu yetkinin savcılarda olduğunu hatırlattı. Emniyetin genelgesinde, askeri personelin bir suça karışması durumunda yakalamanın ardından bu kişilerin askeri makamlar ya da askeri nezarete konulmasının öngörüldüğünü vurgulayan Çalışkan, ''Yakalamanın ardından savcıya bilgi verilerek askeri şahıs polis nezareti yerine askeri nezarete konulacak'' dedi.
Suudi işadamı Yasin El Kadı'nın Türkiye'ye giriş-çıkış tarihleriyle ilgili bir soru üzerine de Çalışkan, ''Kadı'nın en son 28 Ağustos 2001 tarihinde yurda giriş, 31 Ağustos 2001 tarihinde çıkış yaptığı, Kadı hakkında Bakanlar Kurulu'nun 22 Aralık 2001 tarihinde yurda giriş yasağı koyduğu, Bakanlar Kurulu kararına istinaden 29 Aralık 2001 tarihinden itibaren yasağın geçerliliğinin başlatıldığı'' bilgisini verdi.
Kayıtlara göre, karardan sonra El Kadı'nın giriş çıkışının görülmediğini bildiren Çalışkan, bu kararı kaldırma yetkisinin Bakanlar Kurulu'nda olduğunu ifade etti. Çalışkan, bir başka soru üzerine, Türkiye'de gayrimenkul alımı ile ilgili 5444 Sayılı Tapu Kanununun 29 Aralık 2005 tarihinde değiştiğini, yeni kanuna göre, Türkiye'de gayrimenkul alacak yabancılardan 6 aylık ikamet tezkeresi istendiğini bildirdi.
Emniyet Genel Müdürlüğünün 2004 tarihli genelgesinde ise ikamet isteyenden tapu kaydı istenildiğini vurgulayan Çalışkan, ''Kanunla genelge çelişiyor, kısır bir döngü oluşuyordu'' dedi. Bu çelişkiyi ortadan kaldırmak için yeni bir genelge hazırlandığını belirten Çalışkan, mal edinmek için ikamet tezkeresi alanlarla ilgili genelgenin karşılıklılık ilkesine göre 5 gruba ayrıldığını söyledi.
Bu grupların vatandaşları şarta ve ön koşula bağlı olmaksızın taşınmaz edinebilen ülkeler; vatandaşları her koşulda taşınmaz edinemeyen, satın alamayan ülkeler; vatandaşları taşınmaz mal edinmeleri izne tabi ülkeler; vatandaşları sadece konut ve işyeri edinilebilen ülkeler; geçerli ikamet izni bulunması kaydıyla vatandaşları taşınmaz mal edinebilen ülkeler olarak ayrıldığını hatırlatan Çalışkan, ''Buna göre İsrail vatandaşları da 6 ay geçerli ikamet izni bulunması halında bir konut alabilmektedir. Ancak, ilk 3 ay içerisinde tapu kaydı getirmeyenlerin ikamet izni iptal edilmektedir' dedi.
Çalışkan, askeri bölgeler, tarihi yerler gibi stratejik öneme haiz yerlerde, ikamet izni alınsa bile, gayrimenkul satışının gerçekleşebilmesi için ilgili kurumların görüşünün alınmasının zorunlu olduğunu, görüşü alınan kurumlardan birinin uygun görmemesi halinde satışın yapılamayacağını da ifade etti. Bir başka soru üzerine de Çalışkan, genelgelerin ''ülke genelinde yeknesaklığı sağlamak'' amacıyla hazırlandığını söyledi.