El Cezire televizyonunda yayımlanan 'Erdoğan' belgeselinde, Başbakan Erdoğan'ın, onu Türklerin ve Arapların gözünde kahraman haline getiren öyküsü anlatıldı.
Abone olEl Cezire televizyonunda yayımlanan 'Erdoğan' belgeselinde, Başbakan Erdoğan'ın , onu Türklerin ve Arapların gözünde kahraman haline getiren öyküsü anlatıldı.
Başbakan Erdoğan'ın bir mitinginden görüntülerle başlayan belgeselde, Erdoğan'ın kökü Karadeniz sahilindeki Rize'ye uzanan mütevazı bir aileden geldiği, babası ile annesinin, orta tabakadan birçok Türk ailesi gibi, rızkını aramak için İstanbul'a göç ettiği ve oğulları Recep Tayyip'in doğup büyüdüğü Kasımpaşa'ya yerleştiği anlatıldı.26 Şubat 1954'de Kasımpaşa'da doğduğunu belirten Erdoğan, çocukluğunun, ilk, orta ve yüksek öğrenim hayatının Kasımpaşa'da geçtiğini ifade etti.
Erdoğan'ın hayatında futbolun önemli bir yer tuttuğu kaydedilen programda, "Futbolu amatör olarak oynuyordum. İlk olarak Camialtı Spor Kulübünün amatör takımında oynadım. Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesinin takımına geçtim. Bu kulüpte yüksek öğrenimim sırasında da oynadım. Bu sayede belediyenin çalışanı oldum, evlendim ve ailemi kurdum" sözleri aktarıldı.
Programda konuşan "Bir liderin doğuşu R. Tayyip Erdoğan" kitabının yazarlarından Ömer Özbay, Erdoğan'ın o zaman iyi bir futbolcu olduğuna ve arkadaşlarını kötü alışkanlıklardan uzak durmaya teşvik ettiğine işaret etti.
RP'DEN AK PARTİ'YE
El Cezire'nin belgeselinde, 1996'da Refah Partisinin parlamento seçimlerinde büyük bir başarı kazandığı ve parti lideri Necmettin Erbakan'ın koalisyon hükümetinin başbakanı olduğu hatırlatıldı.
Erbakan'ın o sırada İslami yönelişini gizlemediği kaydedilen belgeselde, ordunun kendini "laikliğin bekçisi" olarak ilan ederek 1997'de Erbakan'ı istifaya zorladığı, Anayasa Mahkemesinin de RP'yi kapatma kararı aldığı kaydedildi.
Erbakan'ın, Recai Kutan'la birlikte siyasi hayatını Fazilet Partisi'nde sürdürdüğü belirtilen programda, daha sonra Erbakan ve politikalarının parti içinden eleştirilerle karşılaşmaya başladığı, ilk kez gençlerin bu politikaları inatla sürdüren lideri eleştirdiği ifade edildi.
Belgeselde, "Bir yıllık bir iktidardan sonra RP'nin kapatılmasının ardından bu süreyi değerlendirmemiz gerekiyordu" diyen Erdoğan'ın, "Erbakan'la kazanımlar sağladıkları ancak öte yandan kayıpları da olduğu" yolundaki sözleri aktarıldı.
O sırada Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı görevini sürdürdüğü hatırlatılan belgeselde, halkla iç içe olmasının başarılarını artırdığı ve yeni lider olarak dikkatleri üzerine çektiği belirtildi.
Programda, 2002 yılında AK Parti'nin geleneksel laik partiler önünde ezici bir çoğunluk sağladığı, Erdoğan'ın siyasi yasakları sürdüğü için hükümeti kurmakla Abdullah Gül'ün görevlendirildiği anlatıldı.
Siyasi yasağı 2003 yılında kalkan Erdoğan'ın Siirt'te boş milletvekilliği için yapılan seçimi kazandığına ve Gül'ün yerini Erdoğan'a bıraktığına işaret edildi. Erdoğan'ın, "ekip olarak, Türk siyasetinde mevki meraklısı olmadıklarını göstererek iyi bir örnek oldukları, dünya siyasetinde böyle bir şeyi görmenin kolay kolay mümkün olmadığı" yolundaki ifadesine yer verildi.
Yazar Ömer Özbay'ın "Erdoğan'ın Davos'ta yaptığı, Müslüman Türklerin fikirlerini ve duygularını yansıttı" sözleri aktarılan belgeselde, Başbakan Erdoğan'ın İsrail'e yönelik tutumlarının, onu Türklerin ve Arapların gözünde kahraman haline getirdiği ve Davos'tan dönüşünde muhteşem bir şekilde karşılandığı belirtildi. Belgeselde, bir Lübnan vatandaşının da yeni doğan çocuğuna Erdoğan'ın adını verdiği bildirildi.