Eksiği gediği var ama, ben bu paketi sevdim!
Bu bahar, sonbahar, kış farketmez, Türkiye'nin özlem duyduğu düzenlemeler yapılsın da, ne zaman yapılırsa yapılsın!
Muhalefetin tepkilerini anlıyorum. Zira haklılar. Çünkü,
Başbakan Erdoğan açıklasa da, ortada bir
paket yok henüz.
"Cek" ve "cak"
ağırlıklıydı çünkü Başbakan'ın açıklaması.
"Paket"in hemen hayata geçebilmesi de
zaten mümkün değil. Başbakan Erdoğan'ın
da söylediği gibi, "yasal düzenleme"
yapılması gerekiyor. Meclis açılışı, 2014 yılı bütçesi, ve yerel
seçim trafiği bu düzenlemelerinin yapılmasına izin verirse, yani
seçimden önce, Erdoğan'ın söyledikleri hayata geçerse sorun yok.
Türkiye'de "yasal düzenlemeler"in nasıl
yapıldığını, ne kadar vakit aldığını bildiğim için, bugün açılan
"Demokratikleşme Paketi"nin başka bir baharda hayata geçeceğini
düşünüyorum.
*
Bu bahar, sonbahar, kış farketmez, Türkiye'nin özlem
duyduğu düzenlemeler yapılsın da, ne zaman yapılırsa
yapılsın!
Erdoğan'ın açıklamaları
"cek" ve "cak"lı da olsa, kulağa
hoş geliyor. Seçim barajının hepten kaldırılma fikri beni oldukça
heyecanlandırdı. Kürtçe propogandanın serbest bırakılacak olması
da. Özel okullarda "anadilde eğitim"e geçit verilmesi,
bir başlangıç. Doğru işlerse, devamı gelir kanaatindeyim.
İl ilçe ve köy isimlerinin değiştirilmesi, daha
doğrusu eski kimliğine kavuşturulması bana göre, "devrim"
niteliğinde bir karardır. Tunceli'nin yeniden
"Dersim" olmasını kim istemez!
AK Parti lehine oya tahvil olacağı için,
CHP istemez belki. MHP. çarşı gibi her şeye karşı
zaten. BDP'nin de nasıl bir tavır alacağını doğrusu merak
ediyorum.
*
Nevşehir Üniversitesi'nin isminin değiştirilerek,
Hacı Bektaş-ı Veli isminin verilmiş olması çok Alevi
vatandaşlarımızın yüreğindeki kırılganlığı yumuşatacak
gibi.
Başbakan Erdoğan'ın deyişiyle
klavyeye verilen özgürlük,
Türkiye'yi koskoca bir ayıptan kurtardı.
Dahası ve fazlası var...
Yeter ki, hükümet kararlı olsun ve gerekli adımları geciktirmeden
atsın!
Eksiği gediği ile birlikte, bu paketin Türkiye için faydalı
olacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. 10 yıl önce
Türkiye'nin bulunduğu yeri hatırlarsak, umudumuzun artacağını
göreceğiz.
Muhalefet direnecek!
Katkı sağlayabilseler keşke.. Bir tarafından da onlar
tutsa keşke.. Ama daha ilk günden, gördük ki, muhalefet kanadında
üslup değişikliği yaşanmadı. Korkular canlandırıldı, bu paketin
Başbakan Erdoğan'ı hapse attıracağını bile
söylediler.
Sözde değil, özde olursa...
Paket güzel!
Az önce de ifade ettim eksiği gediği var ama, dağ fare doğurmadı en
azından. Romanlar bile var pakette. Kılık
kıyafet serbestisi, çocuklarımıza her sabah yaşatılan işkencenin
son bulması ve kişilerin özel bilgileri ile yapılacak yasal
düzenleme...
Ha gayret!
Ruhat Mengi'ye bir yazı borcum olsun!
Gazeteciydi Can
Ataklı... Mustafa Mutlu takıntıları olan bir
meslektaşımız ama o da iyi bir gazeteci sonuçta. Yazarken
işkembeden atmıyordu, bilgiyi doğruladıktan sonra yazıyordu.
Vatan'da kendini muhalefetten sanan bir
Ruhat Mengi ise, Tansu Çiller
ve 28 Şubat süreciyle ilgili yazdığı yazılarla,
cehaletini ortaya koydu. 28 Şubat
sürecini iliklerinde hisseden ve tüm acılarını
tadarak yaşayan ben, yaşananları bilen biri olarak,
Ruhat Hanım'ın yazdıklarını okuyunca ağzım açıkta
kaldı.
Tansu Hanım neler yapmış meğer...
*
Bu konuyu yazacaktım aslında.. Paket devreye girince, kısa geçmek
istemedim. Ruhat Mengi'ye bir yazı borcum olsun. İktidarın medya
baskısından dem vuran ama kendisi söz konusu olunca Mustafa
Karaalioğlu'na ciyaklayan Ruhat Mengi'ye..
Bekleyin!