Cengiz Semercioğlu'nun Ekşi Sözlük'ün yeni dergisi Ekşi'yi eleştirmesinden sonra Akşam'dan Mansur Forutan, dergiyi destekleyen bir yazı yazdı.
Abone ol Geçen hafta çıkan dergi kimilerince beğenilmiş, kimilerince de eleştirilmişti. ise genel olarak beğenmiş.Yazı: Mansur Forutan
Kaynak: www.aksam.com.tr
Açıkçası merakla bekleyenlerin arasında ben de vardım. Sitedeki reklamlarını gördüğümde de heyecanlanmıştım açıkçası.
Zeki ve eğlenceli gözüküyorlardı. Çağı yakalamış gibi duruyordu.
Ekşi Sözlük’çülerin uzun zamandır çıkarmayı planladıkları dergiden söz ediyorum, yani EKŞİ’den...
İlk gün bulamadım, ya da bayi bulamadı.
Sonra Cengiz Semercioğlu’nun yazısını okudum.
Beğenmediğini söylüyordu ve Selahattin Duman’a bakın da mizah nasıl yapılır tadında geyik bir eleştiri yapmıştı.
Daha da merak ettim ve tırstım açıkçası. Çünkü çok umutluydum bu dergiden.
Çıktığının üçüncü günü bulup bir çırpıda okudum.
Cengiz kardeşim esprileri beğenmemiş. Ya da espriler ona geçmemiş diyelim. Bence fena değiller. Hatta yarıldığım yerler de oldu.
Bkz Sahibinin Sesi ve Brown ailesi...
Derginin ikinci bölümü yani Ekşi2 de gayet iyi.
Peki ama...
Peki ama’lara genelde kılım ama yapacak bi’şey yok.
Ekşi Sözlük Türk zekasının son dönemlerde bulduğu en iyi şey bence.
İnanılmaz bir kültür oluşturmuşlar; şehirliler üstelik...
Kimi namert buluyor, kimi çok saldırgan ama bilenler bu kültürü reddedemiyor artık.
Onun için dergisinin de bir şekilde çok iyi olmasını istiyorum.
Benimkisi eleştiri değil. Sadece bir iki öneri, haddim olmayarak.
Selahattin Duman’a Jerry Seinfeld’e bakın pek yol gösterici değil.
Bu kültür bir dergiye dönüşebilir ve dönüştüğü anda da mevcut dergi tıkanıklığına ilaç olur derim. Yoksa daha kırk yıl Hıncal Uluç’un Erkekçe’sini dinlemeye devam ederiz.
Şunu da unutmayın sözlükçüler: Elinizde inanılmaz bir kültür var ve o “kolu” indiremezseniz biri gelir indirir ve böreği yer. Siz de kafanızı duvarlara geçirirsiniz. “Önce biz bulmuştuk ama”... kimsenin umurunda olmaz, emin olun.
İki temel sorun var gibi...
İlki, derginin kafasının karışık olması.
Kafa karışıklığı dağınıklık demektir ve dergide bunu fazlasıyla görmek mümkün. Yoksa espriler falan gayet iyi. Çok ince “piçlikler” de var.
Dağınıklığı gidermek için dergiyi kime satacaklarının kararını vermeliler. Muhakkak vermişlerdir de pek emin değiller galiba. Yani buradan öyle gözüküyor.
Ekşi Sözlük tabanı mı yoksa onunla birlikte bu jargonu hiç bilmeyen bir okur kitlesini de mi hedefleyecekler?
Bunun cevabını verdikleri an işin yarısı düzelir.
Bir de derginin bir cümlesi olması gerek değil mi?
Bu derginin cümlesi yok arkadaşlar. O yüzden bu kadar dağınık. Ve beş milyon entrisi olan bir sitenin cümle ve ideoloji bulma konusunda zorlanacağını hiç sanmıyorum.
Hangi ihtiyacı karşılayacağınızı da belirleyin ve ondan sonra işin ne kadar büyüdüğünü görün.
Bence endişeye mahal yok. Bu iş olmuştur ya da “budur” diyoruz artık değil mi?
Bir iki ince ayara gerek var. O da zamanla olur.
Elinize sağlık...
ÖNCEKİ HABERLER
