BIST 8.664
DOLAR 34,35
EURO 37,40
ALTIN 3.020,53
HABER /  GÜNCEL

Ekrem İmamoğlu'ndan Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener bombası! Meğer eşi o anda...

İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hapis cezası ve siyasi yasak kararı sonrası ilk röportajı Fatih Altaylı'ya verdi. Dün Ekrem İmamoğlu 'Saraçhane mitinginden haberim yok' demiş ve Meral Akşener için de göndermeler yapmıştı. Ekrem İmamoğlu 'haberim yoktu' diyen Kemal Kılıçdaroğlu'nu hem doğruladı hem yalanladı. Meral Akşener ile odasındaki kucaklaşma olayını da anlatan Ekrem İmamoğlu eşi Dilek İmamoğlu'nun o an çok kötü olduğunu söyledi.

Abone ol

İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu aldığı hapis cezası ve siyasi yasak kararıyla gündemden düşmezken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün yaptığı açıklamalarla olay olmuştu. Kararın açıklandığı gün Almanya'da olan Kemal Kılıçdaroğlu eleştirileri 'Benim Saraçhane'de toplanılacağından haberim yoktu" diyerek savuşturmuştu. Kemal Kılıçdaroğlu'nu İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in o gün Saraçhane meydanında olması ve İmamoğlu ile kucaklaşması da hayli rahatsız etmişti. Net tanımlama yapmadan 'başka partilerin iç işlerine karışılmasından' rahatsız olduğunu söylemişti. 

Kemal Kılıçdaroğlu Saraçhane'yi gerçekten bilmiyor muydu?

Fatih Altaylı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yaptığı röportajdaki bomba bölümlerden biri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Bana haber verilmedi" sözlerine ilişkin. Gerçekten Kemal Kılıçdaroğlu'na Saraçhane'de toplanılacağı söylenmemiş miydi? Ekrem İmamoğlu CHP genel başkanını hem doğruladı hem yalanladı. İşte 'sosyal medyadan öğrendim' diyen Kılıçdaroğlu olayının aslı:

-"Kendisini o an arayıp böyle bir miting düzenleyeceğimizi söylemedik ama mahkeme kararının açıklanacağı gün Saraçhane'de toplanacağımız çok önceden belliydi". 

Ben daha önce mutabık kalınan 'Saraçhane' adresini gösterdim

-"Bu dava sürecinde, son 7 aydır partinin bu konu ile ilgili görevlendirdiği parti yöneticisi arkadaşlarla beraber çalışıyoruz. Her detayı aylardır ele alıyoruz. Tüm seçenekleri değerlendirdik. Üç seçenek vardı. Beraat. Ki hukuki olan buydu. Ceza ama beni siyasi haklardan mahrum etmeyecek bir ceza ya da beni siyaset dışına atmaya yönelik bir ceza. Açıkçası biz iktidarın tavrından ve son hakim değişikliğinden anlamıştık ki, niyet kötü ve siyasi sonuçları olan bir ceza gelecek. Beni oyun dışına çıkarmak, İstanbullunun iradesini elinden almak isteyecekler. Bu seçeneği değerlendirirken de, eğer böyle bir ihtimal ortaya çıkarsa Saraçhane'de toplanmayı, millete böyle bir adres göstermeyi, tepkimizi Saraçhane Meydanı'nda ortaya koymayı çok önceden konuşmuştuk. Bu yüzden de karar günü, özellikle de hukukçularımız mahkeme heyetinin uzun bir görüşme için çekilmesinden sonra bu ihtimali güçlü görmeye başladılar ve bunu da bana söylediler. Ben de bunun üzerine daha önceden konuşulup, üzerinde mutabık kaldığımız Saraçhane'de toplanma fikrini sosyal medya üzerinden duyurdum. Zaten CHP'liler de bir yerde tepkilerini göstermek istiyorlardı. Mahkeme önüne mi gidelim, nereye gidelim diye soruyorlardı. Onlara bir adres göstermek lazımdı ve ben de daha önceden üzerinde mutabık kalınmış bir adresi gösterdim. Doğru, Sayın Genel Başkanı arayıp yeniden bilgilendirmedik. Çünkü bir mahkumiyet kararı çıkması halinde burada toplanma kararı çok önceden zaten alınmıştı."

Meral Akşener kendi mi geldi davet mi edildi?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir diğer serzenişi ise 6'lı masadaki diğer partilerin CHP'nin iç işlerine karışmaması yolundaki talebi idi. Burada mesajın İYİ Parti liderine yönelik olduğu çok açıktı. Ekrem İmamoğlu'na Fatih Altaylı bunu da sordu ve aldığı yanıt şöyle:

-"Mahkeme günü ben Meral Hanım'la hiç konuşmadım. Meral Hanım bize destek olmak için Ankara'dan yola çıkınca özel kalemi, benim özel kalemi aramış ve 'Meral Hanım yola çıktı ama saat 4'e yetişemeyebilir' demiş. Ben de onun özel kalemine 'Karar zaten 4'te çıkmayacak. Yetişir sorun olmaz' diye mesaj ilettim. Genel Başkanımızın seçimlerden öncesinde ve seçimlerden bu yana birlikte hareket ettiği bir partinin lideri destek vermek istiyor. Bundan doğal ne olabilir?

Beni ilk arayan Ahmet Davutoğlu oldu

-Ama açık söyleyeyim, beni ilk arayan Ahmet Davutoğlu'dur. Mahkumiyet çıkacağını hissetmişti ve destek telefonunu ilk o açtı. Konuştuk. Meral Hanım'la konuşmadık bile. Bana göre 6'lı masanın hangi lideri gelse başımızın üzerinde yeri olur. Nitekim hepsi de destek mesajları yayınladı ve ertesi gün de geldiler. Masadaki bir başka partinin başına gelse bu iş, biz de ona destek verirdik. Bunda bir sorun olmadığını, bunda bir sorun görülmediğini biliyorum."

Bu karar İmamoğlu'nun adaylık için işine yaradı mı?

Fatih Altaylı, Ekrem İmamoğlu'na bu kararla birlikte adaylığının daha ön palana çıkıp çıkmadığını, bu kararı kendi lehine bir fırsat olarak görüp görmediğini de sordu. Yanıt şöyle:

-"Bu kararı benim adaylığımı güçlendiren bir karar olarak değil, iktidarın korkusunun ne kadar büyük olduğunu gösteren bir karar olarak görüyorum."

-Muhalefetin adayı kim olursa olsun iktidarı korkutuyor. Kaybetme korkusu yaşıyorlar. Ben muhalefetin kazanacak adayı belirlemesini istiyorum. Kim olur ona liderler karar verecek ama kazanacak biri olmalı.

İstanbul'da tarih yazarım efsane olurum

-Bizim tarafın belirlediği adayın kazanmasını benden fazla kimse isteyemez. Çünkü bugün iktidara rağmen İstanbul'da iyi işler yapıyoruz. Yarın iktidar biz olursak, ben de İstanbul'da tarih yazarım. İstanbul'un efsane belediye başkanı olurum. Bakın iddialı konuşuyorum, İstanbul'un değil, dünyanın en başarılı belediye başkanı olurum. İstanbul'da tarih yazmak için benim şahsi olarak en istediğim şey bizim İstanbul'u kazanmamız. Kazanacak adayı bulup çıkarmamız. Mevcut görevim dolayısı ile bunu benden fazla kimse isteyemez..."

Meral Akşener ile kucaklaşma görüntüsü meğer eşi...

Ekrem İmamoğlu ile Meral Akşener'in karar açıklandığı andaki kucaklaşma görüntüleri de olay olmuştu. Ekrem İmamoğlu o anın nasıl gerçekleştiğini 'eşi Dilek İmamoğlu' üzerinden anlattı:

-"Mahkeme kararını bekliyorduk odada. Meral Hanım, eşim, ben, birkaç arkadaşımız daha. Bir ara eşim duygusallaştı. Gözleri doldu. Ben de 'Yapma. Bunların hepsine hazırlıklı olarak bu işteyiz' dedim. O da ben görmeyeyim diye arkama geçti duvara yaslandı. Tabii Meral Hanım görüyor. O sırada karar geldi ve bana yazılı olarak ilettiler. Okudum. Duygusal bir ortam oldu. Meral Hanım bizi teselli eder gibi, gelip sarıldı.

Gülüyormuşum, ağlayacak mıydım?

-Siyaseten bir büyüğümüz, bir ablamız, tecrübeli bir lider olarak bizi kucakladı. Ben de azami saygı ile onun bu sıcak davranışına, özellikle eşime vermek istediği 'Yalnız değilsiniz" mesajına karşılık verdim. Bundan bile anlam çıkardılar. Gülüyormuşum. Tebessüm ediyordum doğru. Ne yapacaktım. Bize karşı verilen bu karardan ötürü oturup ağlamamamı bekliyorlardı..."