Zaman'ın tepe ismi Ekrem Dumanlı'dan gelen bugünkü yazı bir çok mesajı biradada taşıyor. Ilımlı başlayan yazı sertleşip, uyarıyla bitiyor.
Abone olİNTERNET HABER - AK Parti ile Cemaat arasındaki savaşı fırsat bilenler yeni bir oyun peşinde. Bu oyunda daha önce MHP ve CHP'de tekrarlanan kaset operasyonlarını içeriyor.
Bugün Cemaatin si Zaman'ın Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'dan gelen yazı bir çok mesajı birarada taşıyor.
KASET ÇIKARILIP CEMAATE Mİ İHALE EDİLECEK?
Dumanlı, "Belli ki bir tuzak var yine" diye ihtar ettiği yazısında, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın yaptığı kaset uyarısını tekrarlıyor.
"Birilerinin olağan şüpheliler meydana getirerek yeni bir operasyon yapma gayretinde" olduğunu belirten Dumanlı, ihalenin cemaate yıkılmak istendiği endişesini taşıyor.
Dumanlı'nın uyarısı şöyle;
BAYKAL VE MHP KASETLERİ
"Kirli merkezler birtakım işler yapıp birilerinin üzerine yıkmak için olağanüstü bir gayret sarf ediyor. Belli ki bir tuzak var yine. Birileri ‘olağan şüpheliler’ meydana getirerek yeni bir operasyon yapma gayretinde.
Her meseleye ilkeler çerçevesinde yaklaşmaya mecburuz: İnsanların özel hayatlarını serrişte eden ve onu herkese ilan eden şeref yoksunu her kimse bulunmalı ve mutlaka cezaya çarptırılmalı.
Deniz Baykal ve bazı MHP’lilerle ilgili kurulan tuzağın ortaya çıkarılamaması büyük bir hata. Bu kirli işler hukuk yoluyla ortaya çıkarılmadıkça konuyla ilgisi olmayan kitleler hep zan altında tutulacak.
BOŞUNA UĞRAŞMAYIN BEYLER!
Ekrem Dumanlı'nın yazısı dediğimiz gibi bir çok mesajı birarada taşıyor. Erdoğan ile Gülen arasındaki derin muhabbet ile başladığı yazısı, 2013 yılındaki fişleme belgesinin cemaatte yarattığı hayal kırıklığı ile bitiyor.
Cemaate yönelik 'dershane bahane bu siyasi mücadele' iddialarına da yanıt veren Dumanlı, şöyle diyor;
"Boşuna uğraşmayın beyler! Ortada ‘siyasî bir mücadele’ yok; zira ‘cemaat’ diye her gün kötülemek istediğiniz yapı siyasî bir hareket değil. ‘Bilek bükme yarışı’, ‘iktidar kavgası’ gibi laflar meseleyi sadece mecrasından çıkarır, insanları derin bir hayal kırıklığının ortasına atar. Ta ilk günden beri en üst makamlara iletilen duruş şudur: “Bu ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Biz sizlere (bütün hükümetlere olduğu gibi) duacıyız. Her kim sizden bizim adımızı kullanarak bir mevki talep ederse, bizimle alakası yoktur; varsa da artık kalmamıştır. Ancak, camiaya nispet edilerek birilerine haksızlık yapılırsa, bilin ki, kalbimiz burkulur; ama duaya devam ederiz.” Bu duruştan bir milim geri adım atılmamış, idarî tasarrufa saygı duyulmuş, herhangi bir makam-mevki derdine düşülmemiştir..."