Ekrem Dumanlı, Gülen cemaatini manevi hırsızlıkla suçlayan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e cevap verdi.
Abone ol"Elbette hırsızlık kötü bir şeydir. Ancak milletin maneviyatını çalmak çok daha kötü bir şeydir" diyen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Gülen cemaatini fena kızdırdı.
Zaman si Genel Yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, haftalık yazısında Görmez'i topa tutttu.
"HER GÜN YALAN VE İFTİRA EN BÜYÜK MANEVİYAT HIRSIZLIĞI"
Dumanlı, iftira atmak ve gıybet etmekle eleştirdiği Görmez'in milyonlarca insanın kul hakkına girdiğini savundu. Maneviyat hırsızlığı suçlamasına Dumanlı, yazısında böyle cevap verdi:
"Maneviyat hırsızlığı diye bir hassasiyetiniz varsa şu tür cümleler kurmak zorunda değil misiniz: “Ey dini söylemlerle yola çıkıp halka öncülük etmek isteyenler! Milleti haraca bağlayıp havuzlar oluşturmak, o havuzlardan villalar yapmak, konaklar almak; hatta o imkânları kullanarak medya imparatorluğu kurmak ve oradan her gün yalan ve iftiraya başvurmak en büyük maneviyat hırsızlığıdır.”
"DİYANET PARTİ İL TEŞKİLATINA DÖNDÜ"
Söylenecek çok söz var; ancak Diyanet Teşkilatı’nda çalışan çok değerli bir kadro var; onları -dolaylı yollarla da olsa- incitmek istemiyorum. Lakin tarih huzurunda şu kadarcığını söylemeye mecburum: Sayın Görmez, Diyanet Teşkilatı, hiçbir dönemde sizin zamanınızdaki kadar siyasetin küçük hesaplarına alet edilmedi, ağırlığını kaybetmedi. Zat-ı âliniz devrinde öyle yanlışlar yapıldı ki herkesi kucaklaması, temel hak ve özgürlüklerin yanında yer alması gereken Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı, parti il teşkilatı gibi emre amade hale getirildi. Hutbelerin bile artık partinin ikbaline göre hazırlandığına dair bir iddiaya yüreklere su serpecek bir cevap veremediniz Sayın Başkan. Diyanet’e duyulan güveni her geçen gün daha derinden sarsıyor, siyasete yaslanan görüntünüzle Teşkilat’ın saygınlığına zarar veriyorsunuz. Saygınlık protokolde oturduğunuz sıra ile ölçülmez; şeaire tazim ve izzet-i İslami’nin vakur temsiliyle ölçülür. O Teşkilat’a yıllarını veren ve orada can u gönülden hizmet eden onca değerli insanın ilmini, emeğini siyasi rüzgârlara teslim etmek hangi İslamî prensiple telif edilebilir? Diyanet’in anahtarını siyasetçilere teslim etmek kadar büyük bir vebal var mı Allah aşkına!"
GÖRMEZ NE DEMİŞTİ?
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, TRT Haber'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulunmuş ve cemaate eleştiriler yöneltmişti:
"Tarihte, Diyanet sivil dini yapıları hep koruya gelmiştir. Hem onların hata yapmamalarını sağlamak için çaba içerisine girmiştir. Hem de devletle onlar arasında köprü olarak devletin onları tamamen ezmesinin de önünde engel olmuştur. Bu son derece önemli. Ama bu yapı özelinde değil. Bütün dini yapılar için. Şunu ifade etmek isterim, bu son konunun bir siyasi bir de hukuki boyutu var. O bizi ilgilendirmiyor. Hukuk, siyaset çerçevesinde o çözülecektir. Ama bu topraklarda bu tartışmanın bir de dini ve ahlaki boyutu vardır. Biz daha çok bu dini ve ahlaki boyutunun çok iyi konuşulması gerektiğini düşünüyoruz.
CEMAAT KURU BİR GÜÇ TUTKUSU İÇİN MİLLETİN MANEVİYATINI ÇALDI!
Bir dini yapı ortaya çıkarken daha çok halka dayanır. Halkın zekatlarına, sadakalarına dayanır. Yardım, sadaka toplarken ne demişse sadece o çerçevede hizmetini yapacak. Kırk yıllık bir emekten sonra bütün bunları kuru bir güç tutkusu adına ve uluslararası siyasete müdahale adına bütün bunları heba ettiği zaman, bütün o insanların hukukunu da çiğnemiş olur. Sadece söylediğiniz yapı özelinde bunu söylemiyorum. Bütün dini yapılar için söylüyorum. Elbette hırsızlık kötü bir şeydir. Ancak milletin maneviyatını çalmak çok daha kötü bir şeydir."