Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın 'Ey zalim!' başlıklı yazısı çok konuşulacak.
Abone olZaman gazetesi Genel Yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, isim vermediği ve "Ey zalim" diye nitelediği kişi veya kişilerden zulmü bırakması çağrısında bulundu.
Paralel yapılanmaya karşı yargı süreci başlamak üzere. Başbakan Erdoğan'ın seçim meydanlarında cemaate yönelik sert söylemleri hız kesmiyor.
İşte bu ortamda cemaatin si Zaman'ın tepesindeki isim olan Dumanlı, köşesinde 'zalime' karşı açık bir mektup yazdı.
ZALİM ÇOKU KEZ ZALİM OLDUĞUNU BİLE FARKETMEZ
Dumanlı, yazısında 'zalim' diye hitap ettiği kişiyi yazısında böyle tarif etti:
"Hem sanma ki ‘Ey zalim’ hitabının muhatabı tek bir kişidir. Asla! Zulüm bir zihniyet bozulması, ruh kaymasıdır ki her nefis onunla çetin bir sınava tabi tutulur. İşte bu nedenle ‘Ey zalim!’ sözünün muhatabı bir şahsa indirgenemez; zira zalim nefis, renkten renge girer, tebdil-i kıyafet eder, makamdan makama geçer. Zalim çoğu kez zalim olduğunu bile fark edemez..."
KİMİ İŞARET ETTİ?
"Sahte tevazu kibri örtemez, alçak gönüllük gösterileri zulmü gizleyemez; zira kimin zalim olduğunu gücü elinde tutan bilemez; onu mazlumun iniltisinde aramak lazımdır... " diyen yazar, 'zalimin' peşinden gidenlere de mesajı vardı:
"Tarih şahittir ki her zalim kendi uydurduğu ve herkesi inanmaya mecbur hale getirdiği yalanlar üzerinden eziyet eder insanlara. Masum kitlelerin her türlü zulme müstahak olduğunu vehmeder. Zalimin cinneti bulaşıcıdır o yüzden. Kendisi gibi düşünmeyen herkese baskı kurduğu için zulüm umumi bir cinnete dönüşür. Kimi korkusundan, kimi bir menfaat uğruna pençesine düştüğü zulme ortak olur. Ne var ki zulüm kalıcı değildir; mazlumun ahı bir gün yeri göğü inletir..."
Dumanlı yazısının sonunda "zalime" öteki dünyayı hatırlatarak "yanlıştan dön" uyarısıyla yazısını tamamladı:
EY ZALİM!
"Yol yakınken dön. Hangi makamı işgal ediyor ve hangi kin ile meşbu bulunuyorsa; gel o zulüm yolundan gerisin geriye dön. Her bir insan Allah’ın halifesi ve imanlı her bir kalp Kabe hürmetinde olduğuna göre “adalet ve doğruluktan ayrılma”. İnat edip zulme devam edersen, kelamını ve kalemini zulüm yolunda heba edersen -ki öyle olmaz inşallah- kendine de, sana ümit bağlayana da yazık etmiş olursun. Zira o mev’ud günde ne gazeteciliğin önemi kalır ne siyasetçiliğin; ne bürokratlık işe yarar ne tüccarlık. Ve hiçbir zulüm zalimin yanına kâr kalmaz..."