Ekonomik krizin yaptıkdıklarına bakın !
Geçtiğimiz günlerde
elimde ki dergileri karıştırırken üzücü bir olayı okudum. Burdur’un
Ağlasun ilçesinde traji komik bir haciz olayı yaşanmış. 25
bin liralık banka borcunu ödememesi üzerine borcu ödemek zorunda kalan kefili esnaf
M.T., çiftçi arkadaşı İ.T.'yi icraya
vermiş.
Ağlasun İcra
Müdürlüğü'nce uygulanan işlemde İ.T.'nin evine haciz gelir . Evde
eşya bulunamaması üzerine ahırındaki eşeğine el konur ve bölgede
bir çobana yediemin (emanet) olarak bırakılır.
Ağlasun Tarım Müdürlüğü veterinerlerince boyu,
kilosu ve yaşına bakılarak piyasa fiyatı belirlenen yaklaşık 10
yaşındaki eşek, 400 lira bedelle başlatılan ilk satış için
traktörle Ağlasun Hükümet Konağı'nın önünde getirilir.
Traktörden
indirilmeyen eşeğin satışı, İcra Müdürlüğü kâtibince "Satılık eşek var. Alan var mı?" sözleriyle üç kez
tekrarlanarak duyurulurken satış şartnamesi de okunur.
İlk hafta
alıcısı çıkmayan eşeği ikinci hafta kefil M.T. satın
alır.
İşte sevgili
okuyucular , Türk insanının , köylümüzün içinde
bulunduğu hazin durum.
Bu bizim
bildiğimiz okuduğumuz, hatta hafifçe tebesüm ettiğimiz
yaşanmış bir olay.
Peki ya
bilmediklerimiz…?
Kim bilir
ekonomik krizin teğet geçtiği var sayılan Türkiye’de, hiç
düşündünüz mü daha kim bilir hangi
traji komik olaylar
yaşanmakta.
********
BAKANLIK
BANA ÇARE BULMUŞ.
Sonunda
ekonomik krizin nedeni bulunmuş . Hani hep günah keçisi aranır
ya…!
Bu sefer ki
günah keçisi ; Müsrif eş.
Başbakanlık Aile ve
Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, artan boşanmalarla ailelerin
parçalanmasını önlemek ve sağlıklı bir aile yapısı oluşturmak
amacıyla önemli bir proje başlatmış.
Bu sebeple , evlilik
öncesi ve evliliğin devamında çiftlere verilecek eğitimler, çocuk
odaklı olmaktan çıkarılmış.
Yani artık doğum
kontrolü ve nüfus artışı yerine “Müsrif eş “ dersi
verilecekmiş.
Zaten Başbakanımız üç
çocuk doğurun demiyor muydu? Böylece bunun yolu da açılmış
oldu.
Özellikle boşanmaların önemli nedenlerinden olan "müsrif eş" sorununu çözmek için, aile bireylerinin bilinçlendirilmesi hedefleniyormuş.
Sizleri bilmem ama
benim sinirlendiğim zaman tek terapi yöntemim var ;
ALIŞVERİŞ…
Migros alışverişi dahi
beni rahatlamaya yetebiliyor. Hatta geçenlerde benzin almak için
durduğumuzda Markete sadece yara bandı almak için girip, elimde
kocaman iki torba ile çıktığımı gören
eşim; “sen de alışveriş hastalığı var” yorumunda bulundu.
Yani tedavi edilmesi gerekenlerin başında ben de geliyorum. Hükümetin hiçbir icraatını beğenmeyen eşime bu müjdeyi vermeyi aile kurumumuza saygımdan dolayı borç bilirim.
İlgili makamlara
duyurulur !