BIST 9.624
DOLAR 34,04
EURO 37,58
ALTIN 2.752,61

Ekonomik dengelerin toplum sosyolojisine etkisi ne olur?

Uluslararası kurumlar dünya ekonomisini ve küresel ticareti etkileyen riskleri veya tehditti; Küresel iklim değişikliği,

Siber güvenlik tehdidi,

Jeopolitik istikrarsızlık olarak açıkladı.

Küresel virüs salgını covid 19 dünya ekonomisi ve küresel ticareti derinden sarstı. Ülkemizde yaşanandan nasibini aldı.
Bugünlerde de Orta Doğu'da tüm dünyayı ateşe verebilecek ölçüde ağırlaşan jeopolitik gerginlik ve yüksek tansiyon, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sürekliliğe dönüşmesi dünya ekonomisi ve küresel ticaret bakımından büyük tehdit.

Küresel ve bölgesel jeopolitik gerginliklerin derinleşmesi, Çatışma alanının yaygınlaşması, Küresel emtia fiyatlarının seyrine yönelik bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, küresel enerji fiyatlarında da küresel kıymetli maden, metal fiyatlarında da hatta küresel tarım, gıda fiyatlarında da dalgalanma aralığı genişleyebilir. Dünya merkez bankalarını açmaza düşüren nokta tamda burasıdır.
Küresel ve bölgesel jeopolitik tehdit ve belirsizliklerin üretim, ticaret, ihracat ve yatırımlar üzerindeki negatif etkisini bertaraf etmek üzere para politikasında yeni bir rotaya mı yönelmek gerekir,

Yoksa, yeniden hızlanabilecek küresel enflasyon köpüğü nedeniyle ihtiyatlı mı olmak gerekir? 

Küresel piyasalarda gözlenen dalgalanma, diğer risk başlıklarıyla karşılaştırıldığında yansıma daha da çarpıcı olacaktır.
Dünyanın önde gelen ekonomileri güvensizlik sorununu hissettirdiğinde bütün umutları yok etmekle kalmayacak küresel ticareti tehdit edecektir. Ekonomiye yön veren küresel ülkeler arasında karşılıklı güvenin yeniden tesisi ekonomiyi güçlendirecektir. Ekonominin dinamikleri güçlenemezse karanlık olma riski giderek artacaktır. Küresel ve bölgesel jeopolitik parçalanma derinleşmeye devam ederse dünya ekonomisi küresel borç girdabına girecektir. Yapay zekâ alanındaki gelişmeler siber güvenlik tehdidini derinleştirdi. Küresel göç ve yaşlanmanın küresel nüfus ve istihdam üzerindeki olası etkilerini de dikkate almak gerekir.

Küresel ekonominin bu kırılgan yapısı aynı zamanda toplum sosyolojisini hatta toplum psikolojisini olumsuz etkilemektedir.

Ekonominin dinamiklerinden koparak günümüz insanının “sosyalleşme” olarak gördüğü dinamiklerden İnsagram’a bakacak olursak

Açıldı…

İnstagram bir bakıma kültür endüstrisinin yansımasıdır. Rasyonel biçimde inşa edilenin maksadını aşarak metalaşarak alınabilir, ulaşılabilir kıvama gelmesidir.

İnstagram'ın açılmasıyla birlikte sokaklar, caddeler ve tatil yerleri yoğunluk katsayısına ulaşmış. Bir haftadır beğeniden like’tan uzak olanların dengesi şaşmıştı. Bu defa da yoğunluk psikolojik danışmanlara sıçramıştı. Mutlu sonla sonuçlanmış gibi duran bu trajik manzara pek çoğumuzun medya bağımlılığını ortaya koymuştur. Sorsanız topluma büyük oranda bu bağımlılığı kabul eden olmaz.

Değişik bir sosyolojiye sahibiz. Bu ülkede kimse BİM markete gitmez, kimse LC Waikiki’den alışveriş etmez. O zaman bu işletmelerin kasaları önündeki kuyruklarda kim var?

Instagram ekrana bağımlı hale getiriyor insanları. Dünyanın her yerinde insanlar telefon ekranıyla hipnotize ediyor.

Bu ve benzeri platformlar toplumu körüklemeye devam ediyor.

İngiltere’de Southport kentinde 29 Temmuz'da 17 yaşındaki saldırganın 3 çocuğu öldüğü, 8'i çocuk 10 kişiyi de yaralandığı bıçaklı saldırının ardından ülkede ırkçı protestolar başlamıştı bu olaylar bu kadar hızlı yayılmasa infialler bu denli olamaz.
Sosyal medyada saldırganın göçmen ve Müslüman olduğu iddiaları yayılmaya başladı. Camiler yakıldı, Müslümanların, göçmenlerin evleri basıldı. İşyerleri yağmalandı.

Sonrasında saldırganın Hristiyan olduğu yanlış bilgi verildiği açıklandı.

Ama nafile olan olmuştu…

Bu olay özelinde tepkiler hâlâ artarak devam ediyor. Çünkü insanları infiale sürükleyecek, teyite muhtaç bilgiler ve iddialar kontrolsüzce yayılmıştır.

İnstagram bireye biricik olmayı öğretiyor. Bu biricik olma hali beğenilmeye yol açıyor. Öyle ki bu biricik olma hali ortadan kalkınca kendilerini duygusal boşlukta hissedenlerin sayısı hiç de az değil. Oysa herkes kendi dünyasında biricik zaten onaya, beğeniye, like ne gerek var. Düşük yaşam motivasyonuna kadar götüren bu bağımlılık birey tarafından kontrol altına alınmalıdır.

Aksi takdirde toplum yapısındaki erozyon önlenemez. Kültür erozyonu gelenek ve değerleri önüne kattı sürüklüyor.