BBC Ekonomi Editörü Robert Peston, Avrupalı liderlerin ekonomik büyüme ve kamu borçlarını azaltma arasındaki ikilemini anlatıyor.
Abone olKüresel düzeyde ekonomik krizden çıkışın ne kadar zayıf kaldığı Almanya'nın yılın ilk ve ikinci çeyreğinde sadece binde bir büyümesiyle açıkça görüldü.
Bu oran, uzmanların beklentisinin beşte biri.
Yıllık büyüme oranıysa yüzde 2,8'e geriledi. Ama bu oran yine de İngiliz ekonomisindeki büyümeyle karşılaştırıldığında çok iyi.
Bu noktada önemli olan trendler ve Euro bölgesinin itici gücü olan Alman ekonomisinin içinde bulunduğu durum pek umut vaat etmiyor.
Borsalarda son 15 gündür yaşanan düşüş de tüketicilerin ve iş dünyasının güvenini azalttı.
Yani bir başka deyişle, Euro bölgesi liderlerinin, borç verenler ve yatırımcıları İspanya ve İtalya'nın borçlarını ödeyebileceğine ikna edecek reformlar üzerinde uzlaşmasına izin verecek sonsuz zamanı yok.
Avrupa borsaları bu sabah da beklendiği gibi düştü.
Piyasalara güven de azalınca, riskli görülen borç tahvillerinden kaçış olacaktır.
'ECB artık yeter diyebilir'
Yani Avrupa Merkez Bankası (ECB) İspanya ve İtalya'nın borçlanma faizlerinin yeniden tehlikeli düzeylere çıkmaması için bu ülkelerin borç tahvillerini satın alma çabasına hız vermek zorunda kalacak.
Ama Avrupa Merkez Bankası bir noktada, İspanya ve İtalya'nın kamu borcuna yeterince para harcadığı sonucuna varabilir.
Banka şu an her gün, Euro bölgesi hükümetlerine ait 4 milyar 400 milyon Euroluk borç tahvili satın alıyor.
Bu, yılda bir trilyon Euro'dan fazla alım yapılması demek.
Tüm bu olan bitenle, bugün buluşacak Fransa Cumhurbaşkanı ve Almanya Başbakanı'nın üzerine daha fazla sorumluluk binecek.
En azından, piyasaları kaygılandıracak şeyler söylememeleri gerek.
IMF Başkanı Christine Lagarde'ın bugün Financial Times'ta yayımlanan makalesi ilginçti. Lagarde IMF'nin kısa vadede büyüme sağlanmasına, kamu borçlarını azaltmaktan daha fazla önem verdiğini söylüyordu.
Lagarde, "Piyasaların iki şekilde davrandığını hatırlamalıyız: Yüksek kamu borcunu sevmiyorlar, mali tasarruf önlemlerini de alkışlayabilirler. Ama geçen hafta da gördüğümüz gibi, düşük büyüme ya da küçülmeden de hiç hoşlanmıyorlar." dedi.
İngiltere Maliye Bakanı George Osbourne ise bir önceki günkü makalesinde ise farklı bir mesaj vermişti.