BIST 9.673
DOLAR 35,22
EURO 36,68
ALTIN 2.962,99
HABER /  SEÇİM

Ekmel Bey Kürt ailesi deyince Asmalı Konak dizisini anlamış!

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kampanyasını masaya yatıran Ezgi Başaran günün en çarpıcı eleştirilerinden birine imza attı...

Abone ol

İNTERNETHABER.COM
CHP ve MHP'nin ortak Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun tanıtım toplantısının yankıları sürüyor. Radikal yazarı Ezgi Başaran, İhsanoğlu'nun kampanyasını kritik ettiği yazısında çarpıcı eleştirilere yer verdi.

SLOGAN ZATEN KÖTÜ BİR DE İKİ EKRANDA DEV SOMUNLAR!

İhsanoğlu'nun kampanyasında kullanılan görselleri ve "Ekmek için Ekmeleddin" sloganını tiye alan Ezgi Başaran "Ve tabii bir de ekmek meselesi var. ‘Ekmek için Ekmeleddin’ sloganı yeterince kötü değilmiş gibi konuşurken iki yanındaki dev ekranda birer somun ekmek fotoğrafı belirmesin mi? Yani lütfen belirmesin tabii. Ama belirdi işte." dedi.

KÜRT AİLE DEYİNCE ASMALI KONAK DİZİSİNİ ANLIYOR!

Başaran'ın yazısındaki en çarpıcı bölümlerden biri de kampanyada kullanılan ve Kürt seçmeni hedefleyen afiş oldu.

"Basına dağıtılan vizyon bültenleri son derece kötü yazılmıştı. AKP’lileri, CHP’lileri, MHP’lileri ve HDP’lileri temsilen seçilen aile fotoğrafları stereotipler diyarından bir demet nefaset şeklindeydi. Hele hele Kürt aile fotoğrafı… Bir Cumhurbaşkanı adayının Kürt aile deyince Asmalı Konak dizi setinden fazlasını anlıyor ve anlatabiliyor olmasını diliyor insan…"

fft81_mf2280636.jpeg

İşte Başaran'ın kaleminden İhsanoğlu'nun kampanyasının olmuş ve olmamış yanları:

OLMUŞ: Ekmel Bey’in salona tüm aile fertleriyle eşi Füsun hanım, üç oğlu ve geliniyle teşrif etmesi son derece iyi bir görüntüydü.

OLMUŞ: Çocukluğundan itibaren nasıl bir geçmişi olduğunu anlatan videonun metinleri ve görsel malzemesi iyi hazırlanmıştı. Babasız büyümesi, çok küçük yaşta ailesinin sorumluluğunu tek başına üstlenmesi, fakirlik çekmesi vurguları onun bilinmeyen yönlerini anlatmak ve rakipleri tarafından öne sürülen ‘aristokrat’, ‘monşer’ kalıplarını sarsmak açısından önemli yönleriydi.

OLMAMIŞ: Ekmel Bey’in konuşmasının büyük bölümünü önündeki kartlardan (televizyonda kullanılan not kartonlarıydı ve sanırım yüz kadar vardı, onları sarı bir zarfa koymuş büyük oğlu Tuğrul’a teslim etmişti, kürsüye çıkarken onun elinden aldı) okuması olacak iş değildi. Uzun süre heyecanına yenik düştü, cümleleri yuvarladı, doğru yerde vurgu yapamadı ve neredeyse hiç göz kontağı kuramadı. Dolayısıyla dikkat vererek dinlemenin çok zor olduğu bir konuşma yaptı.

OLMAMIŞ: Çok yerde dili sürçtü. Özellikle 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla ilgili bir soruya yanıt verirken 17 Eylül ve 25 Mart diyerek Tansu Çiller’in Samsun halkına ‘Canlarım Trabzonlular’ şeklindeki hitabını hatırlattı.

OLMUŞ: Konuşmasındaki Gezi vurgusu kıvamındaydı. ‘28 Şubat’ta genç kızlara sıkmabaş diyen zihniyete nasıl karşı durduysam bugün de gençlere çapulcu dedirtmem’ sözleri iyiydi güzeldi. Ali İsmail Korkmaz’ı ölüm yıldönümünde anması iyiydi güzeldi.

OLMAMIŞ: Ama… Konuşmasının hiç bir yerinde Kürt kelimesi geçmedi. Gezi vurgusu iyiydi de Gezi’deki gençlerden ‘Türk gençleri’ diye bahsetmesi bilinçsiz bir tercih olmasa gerek… Böyle bir konuşmada memleketin en hayati meselesi olan Kürt sorununa değinmemiş olması da kabul edilecek gibi değildi. Bu konuda ‘Hem MHP seçmenini küstürmeyeyim hem de AKP’ye oy veren Kürtleri çekebileyim dolayısıyla ben bu konuya hiç girmeyeyim’ fikrinde ilerlemiş belli ki. Halbuki bu devirde bu tarz-ı siyasete ‘ilerleme’ değil gerileme diyoruz maalesef.
OLMUŞ: Kürt sorunundan hiç bahsetmediği için ben söz isteyip bu konudaki düşüncesini sordum. Cevabı ‘ana dilin’ önemiyle sınırlı olsa da kıymetli sözler söyledi. Anadilinizi konuşamadığınız yere vatan denmez cümlesi sahiden önemliydi.

OLMAMIŞ: Lakin soru-cevap kısmındaki ‘netameli’ sorulara hiç cevap vermeme yoluna girdi. Örneğin benim ‘Prensipte Öcalan’la görüşme fikrine ne dersiniz’ soruma hiç değinmedi. 1915 ile ilgili sorulan soruya ‘Asala cinayetleri’ ve ‘Bırakalım tarihçiler araştırsın’ klişeleriyle üstün körü bir cevap verdi ve ardından ‘Bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum’ diyerek kestirip attı. Yani olmadı.

OLMUŞ: Hür düşüncenin bir ülkenin gelişmesi ve büyümesi için en önemli mevhum olduğunun altını çizmesi son derece iyiydi. Gelişmek ve büyümekten beton ve müteahhit sayısındaki artışı anlayan zihniyetin bolluğunda bunların söylenmesi azımsanmamalı.

EZGİ BAŞARAN YAZILARI