Öğretim yılının sona ermesine bir ay kaldı. Bağımsız Eğitimciler Sendikasının 2004-2005 Eğitim-Öğretim Yılı Başlangıcında Eğitimin Durumu' araştırması içimizi kararttı.
Abone olEğitim sevgi ister, aşk ister... Bu eğitim yılı YÖK yasa tasarısı, taşımalı eğitim, meslek liseleri, öğretmenler rütbe, sözleşmeli öğretmen, tayin çilesi, ücretsiz kitap dağıtımı tartışmaları arasında çözümlenemeyen sorunlarıyla birlikte başladı ve bitiyor. 10 Haziranda bitecek olan 2004-2005 eğitim-öğretim yılında Türkiye'deki eğitim manzarası yine değişmedi: Yine yoksulluk ve ihmal. Bağımsız Eğitimciler Sendikasının 2004-2005 Eğitim-Öğretim Yılı Başlangıcında Eğitimin Durumu' başlıklı raporuna göre, sınıflar hâlâ çok kalabalık, öğretmenlerin gelir düzeyi düşük, öğretmen açığı had safhada ve Türkiye bu haliyle AB'ye uzak. Eski tas eski hamam Bu sorunların yanı sıra YÖK yasa taslağı tartışmaları, öğretmenler rütbe gibi tartışmalarla yeni eğitim yılına giren Türkiye'de eğitimin durumu raporda şöyle sıralandı: Türkiye'de bir öğretmen saatte sadece 5.3 milyon kazanırken, AB ülkelerinde ortalama maaşı 1800 euro olan öğretmenler, saatte 24.4 milyon kazanıyor. En yüksek derecedeki bir öğretmen 1931'de aldığı 200 kuruş maaşla o yıl 171 litre zeytinyağı alabiliyorken, bugün 640 milyon maaşla ancak 80 litre zeytinyağı alabiliyor. Yine 1931'de aylık gelirleriyle öğretmen 164 kilogram, bugünün 640 milyon maaşıyla 63 kilogram koyun eti alınabiliyor. Eskiyi arar olduk... 1978'de Türkiye'de bir öğretmen aldığı 7 bin 940 lira maaşıyla 94 kitap, bugün ancak 55 kitap alabiliyor. 1995'te 20 milyon 291 bin maaşıyla 2 bin 898 ekmek alabilen bir öğretmen, bugün ancak 1600 ekmek alabiliyor. Bir öğretmenin orta kaliteli bir ayakkabı alabilmek için 24, takım elbise için 30, bilgisayar içinse 200 saat çalışması gerekiyor. Öğrenciler üst üste Halen 11 bin 700 okulda ikili, 18 bin 517 okulda ise birleştirilmiş sınıflarda eğitim veriliyor. Yani yaklaşık 7.5 milyon öğrenci bu okullarda olumsuz koşullarda eğitimini sürdürüyor. İlköğretimin sağlıklı koşullarda sürdürülebilmesi için 3 bin 320 okula, 100 bin dersliğe ve 106 bin öğretmene ihtiyaç var. 100 bin derslik yapabilmek için ise yaklaşık 5 katrilyon lira gerekiyor. Genel ve mesleki ortaöğretimde 366 okul, 11 bin derslik ve 74 bin öğretmen açığı bulunuyor. Eksik olan derslikleri yapmak için gerekli olan miktar ise 770 trilyon lira. Anayasada güvence altına alınan, Eğitimde fırsat eşitliği nerede Bağımsız Eğitimciler Sendikasının araştırmalarından çıkan diğer sonuçlar şöyle: "Öğrenci, öğretmen ve velilerin yüzde 75'si fırsat ve olanak eşitliğinin olmadığını düşünüyor. Öğretmen ve öğrencilerin yüzde 62'si de eğitim sisteminin demokratik olmadığını söylüyor. Eğitim bileşenlerinin yüzde 74’ü okulda araç gereç ve rehberlik hizmetlerinin yeterli olmadığını belirtiyor. Öğretmenlerin yüzde 87'si atama ve terfilerde yanlı ve siyasi davranıldığını söylüyor. Dünyada 8. sınıf öğrencileri arasında yapılan test sonuçlarına göre Türkiye, 38 ülke arasında matematikte 30, fen bilgisinde 32'nci sırada."