Eğitim-Sen aylardan beri iktidara karşı mücadele ediyor. Eğitim-Sen'de bazı kararlar değişti. Ana dilde eğitim tüzükten çıkarıldı. En büyük tepki, sol camiadan geldi...
Abone olEğitim-Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer, 'anadilde eğitim' maddesi ile ilgili tüzük değişikliğinin zorunlu verilmiş bir karar olduğunu öne sürdü. Dinçer, Diyanet Vakfı Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen olaylı Genel Kurul'un ardından bir basın toplantısı düzenledi. Eğitim-Sen'in her kayıt ve şart altında, her platformda ve her zaman 'anadilde eğitim ve öğrenim hakkı'nı savunmaya devam edeceğini ifade eden Dinçer, bunun yanında, konu ile ilgili bilimsel toplantılar yaparak, sorunun esas itibariyle bilimsel bir sorun olduğunu ispatlamaya çalışacaklarını kaydetti. Galileo'nun engizisyon mahkemesinde dünya dönüyor diye yargılandığını ve kararın ardından, Galileo'nun 'Ama ne yapayım, dünya dönüyor işte' dediğini anlatan Dinçer, "Bilim böyle bir şey. Belki bizim, Genel Kurul'da devlet 1-2 dişimizi çekti ama Eğitim-Sen bilimi savunmaya, bilimin arkasında durmaya devam edecek. Hukuki bir zorunluluk sonucu işleyişe ilişkin sorunların ortadan kalkması noktasında tüzüğümüzün 4 maddesinde değişiklik yaptık" dedi. İlk değişikliğin, tüzük değişiklerinin beşte iki çoğunlukla yapılması konusundaki değişiklik olduğunu belirten Dinçer, yapılan değişiklikle birlikte değişikliklerin artık salt çoğunlukla yapılacağını bildirdi. Dinçer, sendika şubesi açılması için 500 üye gerekliliği konusunda da sayıyı 400'e indirdiklerini ifade etti. Tüzüğe göre, şube ve genel merkez yöneticilerinin en fazla 3 artı 3 iki dönem; yani 6 yıl aynı organlarda yöneticilik yaptıklarını belirten Dinçer, bunun tüzükte '2 kez' şeklinde yazıldığını ve bu yüzden bazı yerel mahkemelerin olağanüstü seçimli kongreleri iki dönem gibi saydıklarını söyledi. YÖNETİCİLER, ÜST ÜSTE İKİ DÖNEM GÖREV YAPACAK Dinçer, ifadenin 'iki dönem' olarak değiştirildiğini ve bundan sonra da yöneticilerin üst üste iki dönem görev yapacaklarını kaydetti. Dinçer, tüzüğün 'amaçlar' bölümünün 2. maddesindeki 'b' bendinde yer alan 'anadilde eğitim' ile ilgili değişik yapıldığını belirterek, şunları kaydetti: "Başından beri bu yargılama sürecinde yerel mahkemenin direnmeleri aslında usule ilişkin pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Özellikle yerel mahkemenin 60 günlük süre kullanımı ile ilgili bundan önce verdiği karar ve bu karara ilişkin daha sonraki direnme kararında ortaya koyduğu yorumlar ve bununla birlikte gelişen tartışmalar Yargıtay'da da sürmüş görünüyor ki, Yargıtay'da da usule ilişkin, yani 60 günlük süre kullanımı ile ilgili 6 yargıcın muhalefet şerhi var. Bu bakımdan bu değişiklik esas itibariyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yer alan ve bir bakıma hukuksal bir sorun olarak önümüze çıkan ve örgütümüzü ciddi anlamda bir eşik aşamasına getiren problemin aşılması ile ilgili bir durumdur. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'na göre davayı konusuz bırakacak, kapatma kararı yerel mahkemece verilmediği sürece davayı konusuz bırakacak her türlü dava konusu olmuş durumlar ortadan kalktığında dava kendiliğinden düşer. Bizim tüzüğümüzün önceki hali, 'Toplumun bütün bireylerinin temel insan hakları ve özgürlükleri doğrultusunda demokratik, laik, bilimsel ve parasız eğitim görmesini, bireylerin anadilde eğitim görmesini ve kültürlerini geliştirmesini savunur' biçimindeydi. Yargı, devlet ve Çalışma Bakanlığı, bunun son bölümünün yani, 'bireylerin anadilde eğitim görmesini ve kültürlerini geliştirmesini savunur' bölümünün Anayasaya aykırı olduğunu iddia ediyordu." "EĞİTİM-SEN, 'SOL'UN HER ÇEŞİDİNİ BARINDIRAN BİR SENDİKA" Konu ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) dava başvurma süreçlerinin sürdüğünü ve esasa ilişkin olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinin ihlalinin devam ettiğini öne süren Dinçer, "Yani davanın konusuz kalarak düşmüş olması, davanın AİHM'nde de düştüğü anlamına gelmiyor. Çünkü Yargıtay'ın esasa ilişkin kararı varlığını devam ettiriyor. Bizim yaptığımız bu değişiklik şekli bir değişiklik. Değişiklikten sonra tüzüğün maddesi 'Toplumun bütün bireylerinin temel insan hakları ve özgürlükleri doğrultusunda demokratik, laik, bilimsel ve parasız eğitim görmesini savunur', yani 'bireylerin anadilde eğitim görmesini ve kültürlerini geliştirmesini savunur' bölümü tüzükten çıkarılmış bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran Dinçer, Genel Kurul'da tüzüğün değiştirilmesine karşı çıkan muhalefetin tepkilerinin sorulması üzerine, Eğitm-Sen'in, 'sol'un her çeşidini barındıran bir sendika olduğunu söyledi. Dinçer, Genel Kurul kararının sevindirici bir karar olmadığını ve bir zorunluluk kararı olduğunu belirterek, tepkileri olağan karşıladığını söyledi. Tüzük değişikliğine rağmen, bekledikleri yargı sürecinin gerçekleşmemesi ihtimalinin sorulması üzerine ise Dinçer, "Sanmıyorum, hukuk mevzuatı açısından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun işleyişine göre davanın usulen, konusuz kalması nedeniyle düşmesi gerekiyor" dedi. Dinçer, gerekçeli kararın açıklanması ve imzalanmasının ardından dosyanın yerel mahkemeye ulaşacağını ve yapılacak duruşmada tüzük değişikliği nedeniyle davanın düşeceğini söyledi.