BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,94
ALTIN 3.005,09
HABER /  GÜNCEL  /  EMLAK

Eğer kentsel dönüşümü rant olarak görürsek...

GYODER Başkanı, yaptığı son açıklamayla, kritik noktalara değindi

Abone ol

GYODER Başkanı Işık Gökkaya, 'Kentsel dönüşümü bir rant olarak görürsek, Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük bu projesini yapamayız' dedi.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Işık Gökkaya, kentsel dönüşümün bir rant olarak görülmesi halinde Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük projesinin yapılamayacağını savundu.

DEĞERLER ÇOK YÜKSEK TUTULUYOR

Gökkaya, kamuoyunda '2B Yasası' olarak bilinen 'Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun' ile ilgili son gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, rayiç değerlerin çok yüksek tutulduğunu söyledi.

Devletin toplam bedelin yüzde 70'inin ödenmesini istediğini, bunun da sıkıntı yarattığını ifade eden Gökkaya, ''2B, bir barışma projesidir. Buradan sektöre imarlı proje gibi bir şeyler oluşmayacak, ama 2B'den elde edilecek gelirin yüzde 90'ı kentsel dönüşümde kullanılacak'' dedi.

ÖZEL SEKTÖRÜN KONUMU NETLEŞMEDİ

Kentsel dönüşümün çok kısa süreli bir proje olmadığını, 10-15 yıllık bir proje niteliği taşıdığını belirten Gökkaya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın iş planı doğrultusunda özel sektörün hangi konumda olacağının henüz tam olarak netleşmediğini, birçok değişik proje çalışması olması gerektiğini söyledi.

Gökkaya, ''Proje geliştirme şirketleri mi olacak, kamu özel sektör işbirliği mi olacak, yoksa münferit müteahhitlikler mi olacak, hepsi bir arada mı olacak? Özel sektör olarak, bunun başlangıçta hangi modelle gideceğini bilmiyoruz. Bir de birtakım yönetmelik ve kanunların afet yasasını tamamlayıcı bir yapısının olması lazım'' diye konuştu.

GYODER Başkanı Gökkaya, kentsel dönüşümde mülkiyet hakkının adaletli olması gerektiğini de ifade etti:

''Kentsel dönüşümü bir rant olarak görürsek, Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük bu projesini yapamayız. Bizim bütün Türkiye olarak şuna karar vermemiz lazım; 'Benim 100 metrekarelik bir dairem var. Bu daire şu anda depreme dayanıklı değil, sağlıklı değil. Ben yeni depreme dayanıklı sağlıklı 100 metrekare daireye sahip olmalıyım' düşüncesiyle çıkmak lazım. Eğer bu şekilde çıkmazsanız, kentsel dönüşüm projesini bitirmemiz çok zor. Ama ben çok umutluyum. Bu bardağın boş tarafını değil, dolu tarafını görmektir. Tabii eksiklikleri var. İş yapılarken değişiklikler olacak.

Ama bu bir süreçtir. Buna başlamak çok önemli. Bu iradenin başında hükümetin olması çok önemli. Bir de deprem gerçeği var. Her dönemde bir deprem paniği yaşanıyor. Artık bundan kurtulmamız ve eyleme dönüştürmemiz lazım. Ama mülkiyet hakkının adaletli olması gerekiyor. Ranta dönüşmemesi gerekiyor. Yerel yönetimler projelere başladı. Şu anda 400 adet proje var.''

İKİNCİL PİYASALAR KURULMALI

Gökkaya, İstanbul'da 3,5 milyon konut bulunduğunu ve bunun 2 milyonunun değişmesi gerektiğine dikkati çekerek, ''İstanbul'daki konutun yüzde 30-35'ini markalı konut dediğimiz sektör üretip, satıyor. Diğer yüzde 65'i ise markalı konut dışındaki projeler üretiyor ki asıl potansiyel de orada. Dönüşüme ihtiyacı olan, evini değiştirmek isteyen potansiyel, orta ve dar gelir grubu dediğimiz yüzde 70'lik kısım. Türkiye'nin yıllık 650 bin konuta ihtiyacı var. 650 bin konut demek önemli bir rakam. Orta ve dar gelir grubu için yeni finansman modeller oluşturmak lazım, ama yok. Birtakım ikincil piyasaların kurulması gerekiyor. Bunları genişletmediğimiz müddetçe bu sıkıntıyı yaşarız'' şeklinde konuştu.

Büyük şirketlerin de inşaat sektörüne rağbet gösterdiğini vurgulayan Gökkaya, geçen yıl inşaat alanında faaliyet göstermek için kurulan şirket sayısının 13 bin 733'e yükseldiğini, büyük şirketlerin de gayrimenkul alanına girmesinin sektöre güç katacağını söyledi.