Hacminin yüzde 80'i yolcu için hazırlanmış, 3 metre uzunluğunda bir mühendislik harikası: Mini...
Abone olYeni ve küçük bir otomobil tasarlanmasını isteyen British Motor Company (BMC) Başkanı Leonard Lord, ateşlediği fitilin nerede patlayacağını tahmin edemezdi. 1950'lerin ikinci yarısında bu isteğini o yılların yıldızı en parlak mühendisi olan ve BMC için çalışan Alec Issigonis'e iletti. Şartları sadece dört koltuğu olması, BMC motoruyla çalışması ve o dönem üretilen araçlardan daha küçük olmasıydı. Mühendis Issigonis'in 1957 yılında karşılaştığı en büyük sorun tasarladığı 3.5 metrelik Mini'nin yüzde 15 küçültülmesiydi.
Mini'yi üç buçuk metreden üç metreye kalitesini bozmadan küçültmek gerekiyordu. Kabin hacmini azami boyuta getirmek için Issigonis daha önce hiç denenmeyen bir şeyi yaptı; motoru yanlamasına yerleştirdi. Böylece önden çekişli ve şanzımanı motorun altında olan bir otomobil yarattı. Mini'nin kalbinde çapraz yerleştirilmiş 4 silindirli 34 beygirlik bir motor vardı. Motorun altındaki şanzıman sistemi performans, tasarım ve daha fazla iç hacim için çok başarılıydı.
Sonuç üç metre uzunluğunda, hacminin yüzde 80'i yolcu ve bagaja ayrılmış bir otomobildi. O dönemde önden çekiş sistemi Fransız otomobillerinin sadece birkaçında bulunuyordu.
Patron: Git ve yap!
Issigonis, motoru enlemesine yerleştirmek gibi şeytanca bir çözüm bulmasaydı kuşkusuz otomobilin içi çok daha dar olacaktı. Mühendislerden oluşan takım tarafından yaratılan bir modeli beğenmeyen Issigonis, modelin ikiye ayrılarak yok edilmesini istedi. Issigonis, bunu ilk defa yapmıyordu. Bu acımasız kararı BMC'nin ürettiği sedan otomobil Morris Minor için de almıştı.
Morris ve Austin firmalarının ortak şirketi olan BMC'nin başkanı Lord, onay verdikten tam yedi ay sonra Issigonis iki 'Mini' prototipi hazırlamıştı bile. Issigonis Temmuz 1958'de Lord'u Mini ile gezdirmek için davet etmeye hazırdı. Issigonis'in hızlı testinden ve otomobilin yol tutuşundan çok etkilenen Lord, mühendise dönüp, "Git ve yap" dedi.
Başkan Leonard Lord sadece bir yıllık üretim istemişti. Kısa süreli teslim tarihi ve ithalatta yaşanan zorluklara rağmen Mini tam zamanında hazırlandı. Ağustos 1959'da haftada yüze yakın otomobil İngiltere fabrikasındaki üretim bantlarından inmeye başladı.
Kraliyet ailesine rest
Yemek yerken hatta kahve içerken bile aracın tasarımı için çalışan Issigonis'in Mini'nin tasarımında değişiklik yapmaya niyeti yoktu. Hem de bunu kim isterse istesin. İngiltere Prensesi Margaret'in kocası Lord Snowdon, 1960'ta bir Mini ısmarladığında manuel camları olmasını istemişti. Ancak Mini'de manuel kollu cam kullanılmıyordu. Yatay sürgülü camlar kapılarda daha geniş depolama hazneleri ve daha fazla dirsek mesafesine imkân veriyordu. Lord Snowdon, otomobili teslim aldığında camların değiştirilmediğini fark etti. Neden olduğunu sorduğunda ise Issigonis'ten, "Manuel camlar Prenses'in saçlarını bozar" cevabını aldı.
Yüzyılın otomobili seçildi
Savaş sonrasında ülkenin ekonomik krizden çıkılmasıyla 51-61 yılları arasındaki 10 yılda maaşlar dört kat yükselirken otomobil alımı yüzde 250 arttı. Mini, pratikliğiyle bu otomobil çılgınlığının körüklenmesine de yardımcı oldu.
Uzun bir üretim sürecinden sonra 2000 yılında veda zamanı gelmişti. 5 milyon 387 bininci son Mini İngiltere'deki Birmingham Fabrikası'ndaki bantlardan indi. Mini 1995'te İngiliz otomobil dergisi Autocar okuyucuları tarafından da 'Yüzyılın Otomobili' seçildi. Tabi böyle bir efsane yeniden canlandırılmalıydı. 2001'de yeni 'MINI One ve MINI Cooper' sokaklara indi. 496 Sterlin'lik eski Mini'yle karşılaştırıldığında 24 bin avroluk fiyatıyla pahalı görünüyordu ama o bir efsanenin torunuydu. Yeni MINI de 850 bin adet sattı.//