BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55

Edward Said yerine Noam Chomsky daha iyi bir örnek

Kendi vatanının mücadelesine katkı veren Said’in yerine kendinden olanların zulmüne karşı sesini yükselten Noam Chomsky

İsrail yönetiminin yaklaşan seçimler için Ramazanın son günlerinde Mescidi Aksa’da estirdiği ve şimdi tüm Filistin’e yaydığı terör, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada tepki ile karşılandı. En yakın destekçileri bile “kaygı ile izliyoruz mesajı” vermek zorunda kaldılar. Her ne kadar bu tepkiler henüz sonuç almaktan uzak ise de giderek artan taciz ve şiddete karşı sosyal medyada bir küresel hassasiyetin oluştuğu da bir gerçek.

Türkiye’de İsrail’e gösterilen tepkilerin benzer bir terör faaliyeti yürüten Çin’den esirgeniyor olması önemli bir sorun olarak ortada durmaya devam ediyor. Bu sorunun idareyi ilgilendiren kısmı bir yana entelektüel açıdan ülkedeki tepkisizlik kabul edilebilir değil.  Bu tepkisizlik farklı şekillerde eleştiriliyor.  

Zulme karşı sergilenen tepkilerin entelektüel boyutuna örnek teşkil ettiği düşünüldüğü için Edward Said’in 2000 yılında Lübnan ziyareti sırasında gençler ile İsrail karakollarına taş atarken çekilen bu fotoğrafı sosyal medyada epeyce paylaşıldı. Aydınlar, bu resim örnek gösterilerek zulüm karşısında tavır almaya davet edildi.

Dünyanın önde gelen Amerikan üniversitelerinden biri olan Columbia Üniversitesinde karşılaştırmalı edebiyat profesörü olan Edward Said, Türkçeye de çevrilen Oryantalizm kitabı ile biliniyor. Kültür, emperyalizm, şarkiyatçılık, aydın temsili bağlamlarında da birçok kült kitap kaleme aldı. Sadece edebiyata dair de değildi yazdıkları. Politikadan müziğe yayılan geniş bir sahada oldukça kıymetli eserler verdi. Özellikle batı medyasının Müslüman algısı ve Arap dünyasına bakışına dair eleştirilerini ölene dek sürdürdü. Doğrusu aydın kimliğini de entelektüel sıfatını da hakkıyla taşıyan bir isim oldu.

Ancak Ortadoğu politikalarına olan ilgisi sadece bir entelektüel temsilinden kaynaklanmıyordu. Hayatını Filistin meselesinin içerisinde geçirmişti. Filistinli Arap Hıristiyan bir baba ile Lübnanlı Arap Hıristiyan bir annenin çocuğu olarak Filistin’de dünyaya gelmişti. Kudüs ile Kahire arasında geçen çocukluğundan sonra ABD’ye yerleşen babası ile beraber Amerikan vatandaşı olmuştu. Buna rağmen Ortadoğu ve Filistin’e olan ilgisi devam etti.

Said, 1977-1993 yılları arasında Filistin Kurtuluş Örgütü’nün yasama organı olarak kurulan Filistin Ulusal Konseyi’nin bağımsız üyesi olarak görev yaptı. Oslo barış görüşmelerinden dolayı Yaser Arafat ile arası bozuluncaya kadar aktif bir şekilde Filistin Kurtuluş Örgütü ile bağlarını devam ettirdi. El-Fetih ve Hamas ikilisine alternatif olacak demokratik duruşlu 3. bir politik parti olan El-Mubadara partisinin kurucuları arasında yer aldı.

ABD’nin seçkin üniversitelerinden birinde çok tanınan, entelektüel bir profesör kimliği ile İsrail askerlerine taş atması önemli bir olay iken, hayatının önemli bir kısmını Filistin davasına adamış, aktif siyasetin içerisinde bir figür için bu oldukça “sıradan” bir politik faaliyet kabul edilebilir.

Politik faaliyetlerinden dolayı ABD’deki Siyonist organizasyonlar tarafından zaten hedefte olan Said’in taş atma fotoğrafları onu daha fazla hedef haline getirdi ve işinden atılması için geniş çaplı bir kampanyayı tetikledi. Hem kendisi hem de çalıştığı Columbia Üniversitesinden yetkililer, o fotoğrafı çeşitli şekillerde tevil ettiler ve Said işinden olmadı. Ancak ailesine ve kendisine yöneltilen anonim tehditler de dâhil olmak üzere Said’in başı o fotoğraf güzünden çok ağrıdı. Kanserden vefat ettiği 2003 yılına kadar da hiç rahat bırakılmadı. Kendi durumunu ise halen yaşayan başka bir entelektüel olan Noam Chomsky’ye benzetti Said.  

"Benim durumum Chomsky’nin durumuna çok benziyor. O tanınmış, büyük bir dilbilimci. Bunun için değer görüyor, ama aynı zamanda anti-Semitik ve Hitler'e tapan bir villain olarak resmedilip kötüleniyor. ... Elbette Yahudi karşıtlığı ve korkunç bir deneyim olan Holokost’un inkâr edilmesi kabul edilemez. Kimsenin acı geçmişinin kayıt altına alınmadan ve tartışılmadan geçmesini istemiyoruz. Ancak Yahudilere yapılmış zulmü kabul etmekle bunu başka insanların zulmünü örtmek için kullanmak arasında büyük bir fark var.”

Elbette Filistin davasındaki çabaları küçümsenemez Said’in. Ama bana sorarsanız eğer, kendi döneminde yaşanan zulme karşı sesini yükselten bir aydın örneği için, mazlum tarafta doğup kendi vatanının mücadelesine katkı veren Said’in yerine kendinden olanların zulmüne karşı sesini yükselten ve Said’in de kıymetini takdir ettiği Noam Chomsky daha iyi bir tercih olurdu.

Bir sonraki yazıda da Chomsky ile devam edelim.