BIST 9.640
DOLAR 34,66
EURO 36,63
ALTIN 2.946,92
HABER /  POLİTİKA

Eczacılar krize rağmen para istemiş

Bakan Dinçer, ilaç fiyatlarını düşünmek için görüştü verilen rakam çıldırmasına yetti de arttı bile!

Abone ol

MÜSİAD Genel İdare Kurulu'nun Bursa'nın İnegöl İlçesinde gerçekleştirdiği gala yemeğine katılan Dinçer, burada yaptığı konuşmada, sağlık alanındaki reformlarla vatandaşın tedavi ve ilaç hizmetlerine erişebilirliğini artırdıklarını söyledi.

''Tedavi ve ilaç hizmetlerinde bugün Avrupa ülkelerinde hatta dünyada bizim kadar kolay imkanlara sahip hiç bir ülke yoktur'' diyen Dinçer, erişimin kolaylaştırılmasının hizmetlerin talebini artırdığını, dolayısıyla birden bire çok büyük bir maliyetle karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi.

Dinçer, 2002-2003 yılında reformdan önce kişi başına tedavi oranı 2.8 civarındayken şimdi neredeyse 6'yı geçtiğini, Avrupa ülkelerinin ortalamasının ise 6.5 olduğunu belirtti. Sosyal sigorta kapsamını genişlettiklerini kaydeden Dinçer, Türkiye'de hemen hemen her türlü hastalığın sigorta kapsamında incelendiğini ve ücretinin ödendiğini, bu anlamda sosyal güvenlik alanında önde olan İskandinav ülkelerinden bile çok daha geniş kapsamlı bir sağlık sigortası hizmeti sunduklarını anlattı.

Dinçer, ilaç sanayi ile de pazarlık yaptıklarını, bu pazarlık neticesinde 2010 yılı için Türkiye'de ilaçların fiyatlarının genel seviyesini yaklaşık yüzde 30 oranında düşürdüklerini de belirterek, şunları kaydetti:

''Yani biz bir yıl öncesine göre yüzde 30 oranında daha az harcama yapacağız ilaçlar için. Bu açıdan bakıldığında iki türlü bize yararı oldu bunun. Her şeyden önce sağlık harcamalarında ciddi bir tasarruf imkanı verdi. Yaklaşık 2.5 milyar lira tasarruf edeceğiz. Ama aynı zamanda vatandaşların ilaçlar için ödeyeceği katkı paylarında da yüzde 30 oranında da azalma olacak. Tabii bu verdiğimiz kararın bazı yan etkileri de var. Eczaneler biliyorsunuz bu indirimle ilgili hususlara çok itiraz ettiler. İtiraz etmelerinin temel gerekçesi karlarının düşeceği fikri üzerine odaklandı. İki tür olumsuzluk vardı. Bunlardan bir tanesi raflarında ve stoklarında var olan ilaçların fiyatlarının düşmesi sebebiyle bir zarara sebebiyet verilmesi endişesiydi. Biz, burada sorumluluk hissettik. 'Bu sizinle ilaç sanayi arasında bir sorun' demedik. O sorunu ilaç sanayiyle görüştük, pazarlık meselesi haline getirdik ve bizimle yapılan sözleşmede bu hususun telafisiyle ilgili metinlere de yer verdik ve yaklaşık olarak uygulamaya başladıktan itibaren bir ay geriye doğru giderek raflarınızdaki ilaçların fiyatlarından kaynaklanan bir zarar varsa nakit olarak telafisine dair bize söz verdiler. O ana kadar 'rafımızda 1.5 milyar liralık ilacımız var' diyen eczacılar, bizim bu teşebbüsümüzden sonra 'rafımızdaki ilaçlar o kadar önemli değil' dediler. 20 yıllık ilaçların yüzde 11 olan indirim oranını yüzde 23'e çıkarmamız sebebiyle oradaki indirim oranından kaynaklanan kendi değer karlarında yüzde 1.5-2 gibi yaklaşık olarak bir kayıp söz konusu olacaktı. 'Bu zararımız ne olacak' dediler. Biz onlara dedik ki, 'Biz ülke olarak krizden geçiyoruz. 2009 yılında SGK yaklaşık olarak 32 milyar liraya yakın zarar etti. Halbuki siz yüzde 33'ye yakın karla çalıştınız. Öyleyse biraz da siz bu zarardan pay sahibi olun, bizi anlayışla karşılayın' dedik. Aramızdaki sorun bu. Biz hala anlayış bekliyoruz ve herkese, vatandaşa etkin verimli ve kesintisiz hizmet verilmesi konusunda bir çağrı sunuyoruz.''