Geçtiğimiz günlerde kendisi de Habertürk gazetesinden çıkartılan Amberin Zaman'ın kaleme aldığı anlaşılan imzasız yazıda hükümetin özgür basını tehdit etmenin farklı yollarını bulduğu kaydediliyor.
Abone olEconomist dergisi, Türkiye'de basın özgürlüğü konusuna yer verdiği bir yazıda, hükümetin özgür basını baskı altına almak için farklı yollar bulduğunu yazıyor.
Dergi; "Önce, genellikle bir başbakanlık danışmanından olmak üzere, telefon gelir. Bir köşe yazarının eleştirel yazılarından duyulan memnuniyetsizlik aktarılır. Yazar uyarılır. Patronlar "içeriğini biraz yumuşat" der. Yazar pozisyonunu korur, ve sonra işten atılır." diyor.
Economist'e göre, Türkiye'nin en büyük medya patronu Aydın Doğan'a kesilen 2.5 milyar dolarlık cezayı hatırlayan ve çeşitli finansal çıkarları olan medya patronları bir işten çıkarma furyası başlattı. Dergi, Aydın Doğan'ın da, üzerindeki baskı azalana kadar hem medya imparatorluğunu küçültmek hem de Erdoğan'ı eleştiren bazı kişileri işten çıkarmak zorunda kaldığını kaydediyor.
Economist dergisinin yazıları muhabir imzası taşımıyor.
Ancak haber-yorumu kaleme aldığı anlaşılan Amberin Zaman, çok sayıda gazetecinin işten çıkarıldığını kaydettiği bir cümlede, parantez içinde "bu yazıya başladığından kısa süre sonra muhabiriniz de bir gazete tarafından işten çıkarıldı" diyerek, geçtiğimiz günlerde Habertürk gazetesindeki yazılarına son verilmesine göndermede bulunuyor.
"İşten çıkarılanlar şanslı"
Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi'nin sözlerine de yer verilen yazıda, "işten çıkarılanların şanslı olduğu", Türkiye'nin dünyada en çok gazeteciyi hapiste tutan devlet olduğu da belirtiliyor.
"Artan sayıda gazeteci, mesleklerine devam edebilmek için oto-sansüre başvuruyor. Hükümetle bağlantılı yolsuzluk skandalı iddiaları girilmez alan olarak belirlenmiş. Türkiye'nin Suriyeli isyancılara gizli desteği de öyle. New York Times'ta son dönemde çıkan araştırma haberinde belirtilen Ankara'daki Esenboğa havalimanının Katar ve Suudi silahlarının isyancılara aktığı büyük bir odak olduğu iddiaları görmezlikten gelindi."
Dergi, Türkiye'deki gazetelerin, ülkedeki basın özgürlüğünün mevcut durumuna rağmen, Almanya'daki bir davada basına ayrılan koltuklar konusu üzerinden başka devletleri suçlamalarının oluşturduğu çelişkiye de dikkat çekiyor.
Economist, Ak Parti'yi savunanların, bir yandan "Batı da Türkiye'den iyi değil", diğer taraftan da "Bütün hatalarına rağmen AK Parti Türkiye'yi daha demokratik bir ülke haline getirdi" tezlerini dile getirdiklerini aktarıyor.
Yazıda, "Erdoğan'ın generalleri yola getirmede ve Kürtlerle ilgili olarak laik rakiplerinden çok daha fazlasını yaptığı doğru" deniyor.
Geçmişte zayıf koalisyon hükümetleri altında onlarca Kürt gazetecinin işkenceden geçirildiği hatta öldürüldükleri; medya patronlarının ordunun önünde eğildikleri, artık durumun değiştiği kaydediliyor, ancak AK Parti'nin 10 yıllık iktidarından sonra "eskisinden iyi olma" argümanının gittikçe zayıfladığı vurgulanıyor.
İmzasız yazıyı kaleme aldığı anlaşılan Amberin Zaman, "Ama bunu dile getirme cesaretini gösteren emektar gazetecinin vay haline" diyerek bir kez daha kendi başına geleni hatırlatıyor.