BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,42
ALTIN 2.923,74
HABER /  GÜNCEL

Economist: Erdoğan döneminde yeni aşamaya geçilmek üzere

İngiltere'de yayınlanan haftalık Economist dergisi, Başbakan'ın birinci turda Türkiye'nin halk oyuyla seçilecek ilk Cumhurbaşkanı olacağından çok az kişinin şüphe duyduğunu yazdı.

Abone ol

İngiltere'de yayınlanan haftalık The Economist dergisi, Türkiye'nin Pazar günkü cumhurbaşkanlığı seçimi ile Erdoğan döneminde yeni bir aşamaya geçmek üzere olduğunu yazdı.

Dergideki yazının başlığı, "Despot mu, yoksa kendinden emin bir lider mi?"

Yazıya eşlik eden karikatürde, sultana benzetilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başına taktığı sarıkla uçan bir halı üzerinde Başbakan yazılı bir camiden Cumhurbaşkanı yazılı bir camiye uçarken görülüyor.

Economist'teki yazı, Erdoğan'ın birinci turda Türkiye'nin halk oyuyla seçilecek ilk Cumhurbaşkanı olacağından, çok az kişinin şüphe duyduğu tespiti ile başlıyor.

Dergi, kamuoyu araştırmalarının, seçime katılım oranının yüzde 80'inin altında kalması halinde, Erdoğan'ın ilk turda yüzde 55'e yakın bir oyla Cumhurbaşkanı seçileceğini gösterdiğini belirtiyor.

Economist bununla birlikte Erdoğan'ın ailesini de hedef alan Aralık ayındaki yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını, Soma'da Mart ayında 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasını, Erdoğan'ın Soma'da bir işçiyi tokatlarken bir danışmanının da bir göstericiyi tekmelerken görüntülenmesini, IŞİD militanlarının Musul'da Türkiye Konsolosluğu'nu basıp Başkonsolos dahil 49 personeli alıkoymasını hatırlatmış okurlarına.

Yazıda, Türk Konsolosluk çalışanlarının, Batı'nın muhtemel müdahalesine karşı canlı kalkan olarak kullanıldığı belirtiliyor.

"Erdoğam manipülasyon ustası"

Economist'e göre Erdoğan'ı, onu eleştirenler bir despot, destekçileri ise kendinden emin bir lider olarak görüyor.

Dergideki yazıda Erdoğan'ın ordunun pençesini söktüğü, başörtüsü yasağını hafiflettiği, Kürtlerle müzakere eden ilk kişi olduğu da vurgulanıyor. Economist bununla birlikte, giderek otoriterleştiğini vurguladığı Erdoğan'ın manipülasyon yapmakta çok usta olduğu görüşünde.

Yazıda bu noktada hatırlatılan olaylarsa; Erdoğan'ın tabanını Gezi protestolarının ardında Yahudilerin ve onların (Economist) dahil medyadaki müttefiklerinin olduğuna inandırması ile yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından Fethullah Gülen'in bulunduğunu, bunun AK Parti'yi devirmeye yönelik küresel bir komplonun parçası olduğunu söylemesi.

Economist'teki yazı şöyle noktalanmış:

"AK Parti şimdilik Meclis'te, Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini artıracak anayasa değişiklikleri için ihtiyaç duyduğu üçte ikilik çoğunluktan yoksun. Daha da kritik olansa ekonominin bocalıyor olması.Enflasyon yükseliyor, büyüme oranı yaklaşık yüzde 4'e düşmüş durumda. Türkiye'nin en büyük ikinci pazarı Irak ve Suriye'yi içine çeken şiddet yüzünden ihracat da azalıyor.

"Sayın Erdoğan, bunların etkileri hissedilmeden, AK Parti'den göreve getirmeyi umduğu kukla Başbakan üzerinden erken seçime gitmeyi düşünebilir. Ancak AK Parti rüyalarını gerçekleştirmeye yetecek sayıda milletvekili çıkaramayabilir. Erdoğan bu durumda daha fazla siyasi taviz karşılığı desteklerini almak için Kürtlere dönecektir. Eğer bu destek gelmezse, Erdoğan'ın gücü sonunda azalabilir ve bu yeni bir lidere yol açabilir.

"Birçok kişi bunun Türkiye için en iyi sonuç olacağını düşünüyor."

Economist'ten Erdoğan'a yanıt

Economist dergisi internet sitesinde de, Başbakan Erdoğan'ın derginin Türkiye muhabiri Amberin Zaman'a yönelik eleştirilerine yanıt vermiş.

Erdoğan Malatya'daki mitinginde Amberin Zaman için "edepsiz kadın" ifadesini kullanmıştı.

Economist ise Amberin Zaman'ın 15 yıldır Türkiye'de görev yaptığını, çok saygı duyulan bir gazeteci olduğunu, Zaman'ın ve onun haberlerinin arkasında olduğunu belirtiyor.

Derginin internet sitesindeki yanıtta şu ifadeler de yer alıyor:

"Demokraside gazetecilerin tehdit edilmesine yer yoktur. Türkiye ise Sayın Erdoğan'ın yönetiminde bağımsız gazetecilik için giderek daha da zor bir yere dönüştü. Medyayı gözlemleyen New York merkezli sivil toplum kuruluşu Freedom House da geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin statüsünü düşürmüştü. Freedom House Türkiye'de medyanın artık "kısmen özgür" statüsünde sayılamayacağını ve "özgür olmadığını" belirtmişti."