Ecevit'in beyin kanaması camiide mi başladı? Ecevit'in her halini Fikret Bile yazdı...
Abone olEcevit'in beyin kanaması camiide mi başladı? Ecevit'in her halini Fikret Bile yazdı...
Yazar: Fikret Bila
Kaynak: Milliyet
--------
GATA'nın önünde Ecevit'in her halini görmek mümkün...
Hastanenin karşısına kurulmuş çadırlarda oturuyoruz. Önümüzden çeşit çeşit Ecevitler geçiyor, Anadolu'nun dört bir yanından gelmiş insanlar. Her birinin elinde bir "Ecevit hali" var:
Kimi mavi gömlekli genç bir Ecevit posterini kaldırmış, gösteriyor. Kimi maden işçilerinin karşısında nutuk atan kasketli bir Ecevit posterini kucaklamış, turluyor. Kimi Ecevit fotoğrafları ve ay-yıldızdan oluşan gömleğini tutmuş, gösteriyor. "Ben 62 yaşındayım" diyor, "30 yıldır bu gömlek bende. 1974'te Kıbrıs'ta yapıldı bu gömlekler. Üzerine resim basılmış değil. Gömleğin kumaşı böyle. Ecevit'e gideceksem, hep bu gömleği giyerim." 70'lerden bu yana çeşitli seçim dönemlerine ait Ecevitler geziyor havada. Ve en çok bilinen Ecevit bağırılıyor hep bir ağızdan ara sıra:
"Halkçı Ecevit!"
Slogan atılınca bir koşuşturma oluyor. Birbirlerine soruyorlar:
"Ne oldu? Hastaneden çıkan mı var, haber mi geldi?"
"Yok" diyorlar:
"Zonguldak geldi... Eskişehir geçiyor, Karabük iniyor..."
Herkes birbirine bir Ecevit anısı anlatıyor. Kiminin buğulu, kiminin yaşlı gözü..
Böyle GATA'nın önü...
'Şehit sayılır'
Tıp dünyasından ünlü bir dostumuz arıyor, "Bakın" diyor:
"Ecevit hastaneye geldiğinde kan beyninin yarısını kaplamış. Beyin kanamasının süresi önemlidir. Kanın, beynin yarısını kaplaması, saatler sürer. Belki 5-6 saat. Bu süreye bakılırsa Bülent Bey'in kanaması Kocatepe Camii'ndeyken başlamış. Camideki görüntüsü de bunu gösteriyor. Biz arkadaşlarla konuşuyoruz aramızda, onu derin uykuya götüren kanama camide başlamış olmalı, o halde bir anlamda devrim şehidi sayılır. Çünkü, o cenaze törenine, demokratik, laik Cumhuriyet için, onu korumak için, halkı uyarmak için gitti. Görev bildiği için gitti. İstediği gibi uykuya daldı bizce; ona yakışır şekilde."
'Parti parası olmaz'
DSP Genel Merkezi de GATA'daki çadırlarda günlerdir. Gelenleri kucaklıyorlar. İhtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlar. Çadırlar, sandalyeler, yiyecek-içecek sunuyorlar. DSP, GATA'nın önünde 24 saat nöbet tutan meslektaşlarımıza da rahat çalışabilmeleri için ellerinden gelen yardımı yapıyor.
DSP yönetimi, il başkanlarına Ankara'ya gelmelerine katkıda bulunmak için kaynak aktarmayı, masrafları paylaşmayı öneriyor ama olumlu yanıt alamıyor.
Çadırdaki yöneticilere hepsi aynı yanıtı veriyorlar:
"Ne demek? Hasta ziyaretine parti parasıyla mı gelinirmiş? Biz geliriz."
Ecevitçe bir yanıt...