BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Ecevit ya da Sezer istifa etmeliydi

Özkan'ın ilk değindiği konu, meşhur Anayasa kitapçığı fırlatma olayıydı. Özkan'a göre olay bir siyasi kriz değildi.

Abone ol

Özkan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Milli Güvenelik Kurulu toplantısında dönemin Başbakan Bülent Ecevit'e Anayasa kitapçığı fırlatılması olayının, zaten yaşanacak olan krizi tetiklediğini ve hızlandırdığını söyledi. Olayın yanlış olduğunu ifade eden Özkan, kriz sonrasında krizin gerektirdiği şartlardan herhangi birinin gerçekleşmediğini ifade etti. Özkan, kriz sonrasında ya Başbakan Ecevit'in istifa etmesi, ya kendisinin görevden alınması ya da Cumhurbaşkanı'nın görevinden ayrılması gerektiğini ifade ettiği açıklamalarında, Başbakan'ın sonrasında yaptığı açıklamanın ise o dönemin hükümetinin ortak görüşü olduğunu kaydetti. Alınan bilgilere göre, Özkan, öncelikle Şubat ve Kasım krizleri üzerinde durdu. Milletvekillerinin bu yöndeki soruları üzerine bazı değrelendirmelerde bulunan Özkan, Türkiye'de bu tip krizlerin çıkmasında bankacılık sisteminde son dönemlerde yapılan düzenlemeler olduğunu ifade etti. Bankacılık sistemini eleştiren Özkan, 1993 yılında bankacılık sisteminde yapılan düzenlemelerin zaman içinde bu krizleri doğurduğunu ifade etti. Özkan, bu düzenlemelerle banka sahiplerinin sorumluluğunu kaldırılması off-shore bankacılığına izin verilmesi, daha önce var olan bazı düzenlemelerin kaldırılmasının krizlerde etkili olduğunu ve bankaya sahip olmanın kolaylaştırılmasıyla mevduat güvencesiyle ortaya çıkan aşırı rekabetin bu tür krizlerde etkili olduğunu belirtti. Özkan, bu çarpık yapılaşmanın yıllar boyu bünyesinde bir likidite açığını beraberinde getirdiğini, bu likitide sorununun da hassas dönemlerde krize sebep olduğunu anlattı. Özkan, 1999 yılında ilk çıkardıkları kanunun Bankalar Kanunu olduğunu da söyleyerek, düzenlemeler noktasında eksiklikler olmasından dolayı ikinci bir yasa çıkardıklarına dikkat çekti ve bankacılık sistemine bağlı olarak devletin borçlanma politikasındaki yanlışlıkların da krizi doğurduğunu ifade etti. Özkan, ''Bu kriz ertelenebilir miydi, olmayabilir miydi? Kurumlar üzerine düşeni yapmış mıdır?'' sorusuna, kendisinin bu konuda uzman olmadığını, ancak o dönem ilgili bürokratların kendilerine verdikleri bilgiler doğrultusunda Merkez Bankası'nın piyasalardaki bu likidite krizini çözmüş olması durumunda krizin bu denli şiddetli olmayacağını, bürokratların kendilerine aktardıklarını söylediklerini ifade etti. Özkan, bunlara bağlantılı olarak cevaben, ''Hayır biz bu noktada ne gerekliyse onu yaptık. Yasal düzenleme noktasında da Bankalar Kanunu çıkar çıkmaz da kanunun çıktığı gecesi de 5 bankaya el koyduk'' dedi. Özkan, açıklamalarında, kriz öncesi dalgalı kura geçilmesi planlarının yapıldığını ancak programın sürdürülmesi, halkın buna tepki göstermemesi açısından IMF'nin bu noktada ikna edildiğini, ancak kriz sonrasında dalgalı kura geçildiğini, bunu bir zorunluluk olarak ortaya çıktığını ifade etti. Özkan, Türkbank olayı ile ilgili sorulara da cevap verdi. Kendisinin olaylardan ve süreçten ayrı olarak kendisine bazı bilgiler ulaştığını, ihaleyi kazanan kişiye bu bankanın devredilmesinin yanlış olacağının ortaya çıktığını, bu konuda gerekli kişilerin bilgilendirildiğini ve Türkbank ihalesinin, kasetler ortaya çıkmadan iptalinin gündeme geldiğini açıkladı. Kaset olayının gündeme gelmesiyle yaptıkları bu çalışmanın boşa çıktığını ifade eden Özkan, kaset olayı çıkmamış olsa bile Türkbank ihalesinin iptal edileceğini söyledi. Özkan, bu arada kendisine kaynanasıyla ilgili soru soran komisyon üyeleriyle de tartıştı.