Ebru Özkan kimdir, aslen nereli ve Türk vatandaşı olan Ebru Özkan neden Kudüs'te tutuklandı elleri ayakları kelepçelendi? Sosyal medyada büyük olay olan Ebru Özkan'ın kim olduğu merak konusu oldu. Annesi Ayten Özkan kızı Ebru Özkan'ın tam bir Kudüs sevdalısı olduğunu ve daha önce 2 kez gittiğini açıkladı. Peki Ebru Özkan kimdir neden tutuklandı?
Abone olEbru Özkan kimdir, aslen nereli, kaç yaşında ve Türk vatandaşı olan Ebru Özkan neden İsrail'de apar topar gözaltına alındı soruları bir anda sosyal medyada gündem oldu, twitter'da Ebru Özkan'ın kelepçeli fotoğrafı bir anda TT oldu. Peki Ebru Özkan neden 3 günlük Kudüs ziyaretinin sonunda 11 Haziran'da İstanbul'a dönüşü öncesinde Tel Aviv'deki havalimanında İsrail polisi tarafından gözaltına alındı, neler oldu? İşte merak edilenler...
İsrail askeri mahkemesi, Kudüs'e yaptığı ziyaretin ardından "İsrail devletinin güvenliğini tehdit ve terör örgütleriyle bağlantı şüphesi" suçlamalarıyla Ebru Özkan'ın gözaltı süresini defalarca uzattı. Ebru Özkan'ın el ve ayaklarına vurulan zincirlerin belirgin bir şekilde görüldüğü fotoğraf sosyal medyada tepkilerin büyümesine neden oldu. Twitter kullanıcıları İsrail'e tepki mesajlarını ardarda sıraladı:
EBRU ÖZKAN KİMDİR: Türk vatandaşı Ebru Özkan, 3 günlük Kudüs ziyaretinin sonunda 11 Haziran'da İstanbul'a dönüşü öncesinde Tel Aviv'deki havalimanında İsrail polisi tarafından gözaltına alınmıştı.
KIZIM, KUDÜS HALKINI YALNIZ BIRAKMAK İSTEMİYOR: Ebru Özkan'ın annesi Ayten Özkan, kızına haksızlık yapıldığını ve haksız yere İsrail'de gözaltında tutulduğunu söyledi.
Kızının daha önce de Kudüs'e iki kez gittiğini aktaran Özkan, "Kızım, Kudüs'ü çok seviyor. Hani nasıl aşık olan bir insan duramaz ya yerinde, o da öyle. Oranın halkını da seviyor, oradaki çocukları da seviyor. Oranın halkını da yalnız bırakmak istemiyor" diye konuştu.
BİZ ASLA KORKMAYIZ: Kızıyla 19 gündür telefonla dahi görüşemediğini kaydeden Özkan, şunları anlattı:
"Bu çok kötü bir şey ama Allah öyle bir güç veriyor ki... Bir de kızımı düşündüğüm zaman kendi kendime diyorum ki 'Bencil olma.' Yani ne anneler var, 5 yaşındaki çocuğunu çekip götürüyorlar. Onlar da anne, sadece ben değilim. Yine ben kendi halime şükrediyorum gerçekten. En'am suresi 32. ayette Rabbim buyuruyor; 'Dünya hayatı bir oyundan ibarettir, salih amel işlemedikçe, güzel şeyler yapmadıkça imana erişemezsiniz.' İnşallah benim kızım da o imana erişmiştir. Dünyanın kanunu bu... Ne Firavunlar biter ne Nemrutlar biter. Her Nemrut'un da bir İbrahim'i var, her Firavun'un da bir Musa'sı var. Bir Ebru tutsalar, bin Ebru yine Kudüs'e gider. Yani bunlar bununla mı bizi korkutuyorlar? Biz asla korkmayız."
Özkan, eninde sonunda kızının yanına geleceğinden umutlu olduğunu dile getirerek, "Bu da benim kızımın bir sınavı... Her an bir imtihan içindeyiz. İnşallah hakkıyla da bu sınavdan çıkar, çıkacağına da eminim. Dilerim Rabbim'den kızım Filistin'in sesi olur, Kudüs'ün sesi olur, Mescid-i Aksa'nın sesi olur. O bağrı yanık anaların sesi olur" dedi
ABLAM KUDÜS'E ÇOK SEVDALI: Özkan'ın kız kardeşi Elif Özkan da ablasının sosyoloji mezunu olduğunu ve özel bir şirkette sekreter olarak çalıştığını söyledi.
Ablasının havalimanında gözaltına alınmasının ardından 4 kez mahkemeye çıkarıldığını ve her seferinde gözaltı süresinin uzatıldığını aktaran Özkan, ablasının "İsrail'in güvenliğini tehdit" ve "terör örgütüyle bağlantı" şeklinde belgesi ve delili olmayan suçlarla suçlandığını ve gözaltında tutulduğunu kaydetti.
YILDIRMA POLİTİKASI VE PSİKOLOJİK BASKI YAPILIYOR: Bu suçlamaların tamamen asılsız olduğunu vurgulayan Özkan, "Tamamen keyfi bir gözaltı söz konusudur. Terör örgütüyle suçluyorlar ama hangi terör örgütü olduğunu da söylemiyorlar. Tamamen asılsız iddialar... Ablama karşı tamamen yıldırma politikası ve psikolojik baskı yapıldığını düşünüyorum" diye konuştu.
Ablasının 11 Haziran'dan beri gözaltında tutulduğunu hatırlatan Özkan, ailesi olarak bu zamana kadar hiçbir şekilde telefonla bile ablasıyla görüşemediklerini, sadece büyükelçilik çalışanının ve avukatının ablasıyla bir veya iki sefer görüşebildiğini aktardı.
YAPILANLAR HUKUK VE İNSAN HAKLARINA AYKIRI: Özkan, elçilik aracılığıyla talep etmelerine rağmen, İsrail'in telefon görüşmesine bile izin vermediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu tamamen hukuk kurallarına aykırı. Evrensel hukuk kurallarında en azılı katilin dahi avukatıyla görüştürülmesi hakkı vardır. Ablam 15 gün kadar avukatıyla hiçbir şekilde görüştürülmedi. Çünkü savunma yapmasını istemediler, yapamayacak durumda olmasını istediler. İşte bu şekilde psikolojik baskı yaptılar. Bu yapılanlar hukuk dışı. Çünkü ablamın hiçbir suçu yok, delil yok ellerinde. Başka bir ülkenin vatandaşı olan 27 yaşındaki bir kadını gözaltına alıp ailesiyle hiçbir şekilde görüştürmeden, avukatıyla konuşturmadan keyfi bir şekilde gözaltında tutmaları, hukuk devletinde olacak bir şey değildir. Bunun insan haklarına da aykırı olduğunu düşünüyorum."
İSRAİL KORKAK BİR ÜLKE: Erkek kardeşi Abdülkadir Özkan, İsrail'in ablasını bugüne kadar gözaltında tutmasının "rezalet bir durum" olduğunu ifade etti.
Özkan, "İsrail'in bu yaptırımlarının karşılıksız kalmamasını temenni ediyorum. Devlet büyüklerimiz zaten konuyla ilgileniyorlar. Yalnız böyle bir şeyin yapılması gerçekten hiç hoş değil. Genç bir kadının orada bu şekilde tutulmasını doğru bulmuyorum" dedi.
İsrail'in, ablasını hiçbir delil olmaksızın soyut bir suçlamayla suçladığını söyleyen Özkan, "Ablam buradan giderken yanında boyama kitabı, kalem, çocuklar için çikolata, şeker gibi şeyler götürdü. İsrail, bunları mı silah olarak veya tehdit olarak görüyor? İsrail'in korkak olduğunu biliyorum. Ablam, mahkemeye giderken yanında tam donanımlı 5-6 askerle birlikte gidiyor. Bu kadar korkak bir ülke..." diye konuştu.