Duygu Asena, beyninde tümör çıkmasından sonra hayattan iyice uzaklaşmış görünüyor. Asena'nın son zamanlardaki durumunu Derya Sazak, anlatıyor.
Abone olBeyninde tümör bulunması nedeniyle zor günler yaşayan Duygu Asena, büyük mücadele veriyor. Asena son yaşadıkları ile yaşamdan kopmaya başlamış görünüyor. Derya Sazak, Asena'nın durumunu şöyle anlatıyor:
Avrupa Kadın Lobisi, Türkiye'nin de dahil olacağı genişleme sürecinden korku duyan muhafazakar çevrelere karşı sesini yükseltiyor:
"Genişlemiş bir AB, toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlendirilmesi açısından yeni ve heyecan verici olanaklar ve meydan okumalar sunuyor."
Eczacıbaşı Topluluğu ve Ka - Der'in ortaklaşa düzenlediği "Kadının Konumu: Kazanımlar, Sorunlar, Umutlar" konulu uluslararası sempozyumla ilgili bilgilendirme toplantısındayız. Prof. Fatmagül Berktay'ın raporu açıklanacak.
Eylülün ilk günleri...
Kadınların eşitliği, özgürleşmesi, aile içi şiddet ve cinsel ayrımcılığa karşı savaşımına aktif destek veren gazetecilerin çoğu toplantıda. Birkaç kadın gazeteci eksik.
"Duygu'yu bekleyelim!"
Bülent Eczacıbaşı toplantıyı açmak üzereyken, Duygu Asena geliyor ve Ayşe Dicleli'nin yanına oturuyor. Biraz durgun, sorulara geçildiğinde konuşmuyor, tartışmaları dinlemekle yetiniyor.
Gazetecilik işte, hep başka yaşamlara odaklı olduğumuz için, Duygu'nun sıkıntısını hiçbirimiz o an fark etmiyoruz!
Duygu'nun "savaşı" o an da kendi gerçeğiyle ilgili değil, aklı kadın haklarında, Türkiye'de yapılacak sempozyumun konularına dalmış.
Prof. Fatmagül Berktay, Türk modernleşmesinde "kadının konumu"nu Batı'daki eleştirel bakışı da yeren bir tarzda anlatıyor:
"Köktendincilik salt İslama özgü bir olgu değil, Batı'da, ABD'deki Protestan köktendinci 'Ahlaki Çoğunluk' hareketi örneğindeki gibi, yer yer saldırgan bir yükseliş içinde. Her türlü köktendinciliğin merkezinde ise kadının konumu ve onun toplumsal denetimi sorunu var, çünkü kadınlar topluluğun saflığını ve sınırlarını belirleyen simgeler olarak kullanılıyorlar.
Böyle olduğu halde, Batı merkezci ve Şarkiyatçı yaklaşımlar bu gerçeği görmezden gelerek, kadının toplumsal denetimi olgusunun salt İslama ve Müslüman kültürlere özgü olduğu yanılsamasına kapılıyor ve üstelik bunu kültürler arasında muğlak, değişmez farklılıklar ve duvarlar inşa etmek için kullanıyorlar. Böylelikle, Müslüman toplumlarda yaşayan kadınlar, 'geri', 'pasif', 'itaatkar' olarak kurgulanarak Batılı, 'ileri', 'özgür' ve 'mücadeleci' kadının 'öteki'si konumuna indirgeniyor."
Duygu Asena da, Türkiye'de kadınlara karşı örülen sosyal - siyasi - statüsel duvarları yıkabilmek için yıllardır uğraş veriyor.
Hesapta olmayan sağlık sorunlarına karşın savaşıyor. İnci Asena, Şadan, Ayça tüm can dostları yanı başındalar. Durumunu, Vatan'daki köşesinde okurlarıyla paylaşıyor, Duygu. Prof. Gazi Yaşargil ve Fikret Bila'nın kazasında tanıdığımız Türkiye'nin en yetkin hocalarından Prof. Cengiz Kuday devredeler.
Duygu'ya ve beyin kanaması geçiren meslektaşımız Serdar Turgut'a acil şifalar diliyorum.
YAZI:Derya SAZAK
KAYNAK: