Arseven, iki gazetecinin yazılarından dolayı hapis cezası almasını görmezden gelen meslektaşlarına da tepki gösteriyor
Abone ol ORTAK UTANCIMIZ!..Gerçek Hayat dergisi yazarı Hakan Albayrak'ı cezaevine yolladık...
Hemen ardından, Milli Gazete yazarı Selahattin Aydar, 312. maddeden hüküm giydi...
Karar onandı...
O da, aynı yolun yolcusu...
Her ikisi de, "fikir suçlusu."
***
Albayrak bir makalesinde, "Mustafa Kemal Paşa cenaze namazı kılınmadan defnedildi. Ve bundan ne devlet rahatsız oldu, ne toplum" ifadelerine yer veriyor...
Bir süre sonra...
Atatürk'ün cenaze namazı kılınarak defnedildiğini öğreniyor...
Bir yazısında "yaptığı yanlışlıktan dolayı" özür diliyor...
Albayrak şimdi cezaevinde...
"Atatürk'e hakaret"ten...
Dünyada eşi benzeri olmayan bir kanun...
Bir lideri...
Hem de, Kanunla korunmaya ihtiyaç duymayacak kadar güçlü, mûteber bir lideri, sözüm ona korumaya çalışıyoruz...
Bir yazarımız...
Aydınımız, 5816 sayılı Atatürk'ü Koruma Kanunu'na muhalefetten hapiste...
Karar mekanizmalarının problemi değil elbette...
Onlar, önlerindeki kanunu yorumluyorlar...
"Mustafa Kemal Paşa cenaze namazı kılınmadan defnedildi" ifadesinin "Hakaret içerdiğini" düşünerek, cezalandırıyorlar...
***
Bir başka yazara...
Selahattin Aydar'a gelince...
Milli Gazete'deki makalesinde...
"Yakın tarihimizde dinsizliğin revaçta olduğunu, bu dönemde dindarlara manevi işkenceler yapıldığını, çocuk ve gençlerin Kur'an okumalarının engellendiğini" öne sürdüğü için hakkında dava açılıyor.
İstanbul 6 Nolu DGM, 312. maddenin 2. fıkrası gereğince, mahkûmiyete hükmediyor....
Yargıtay 8. Ceza Dairesi cezayı, "ikiye karşı üç"le onaylıyor...
"muhalif üye"lerin görüşlerine göz attık:
O meşhur, 312. maddenin 2. fıkrasında değişiklikler yapıldığını....
Yeni düzenlemeye göre, suçun oluşabilmesi için yazı veya eylemin "yakın ve somut tehlike" içermesinin şart olduğunu vurguluyorlar...
Aydar'ın yazısındaki ifadelerin "yakın ve somut tehlike içermediğini" dolayısıyla TCK 312/2 açısından "suç teşkil etmediğini" belirtiyorlar...
Bu bir görüş...Lâkin...
Karar, üçe iki...
Yani; bir makaleden dolayı, cezaevi!..
***
Kararlar kesin...
Hâkimleri suçlamaya kalkışmanın mânâsı yok...
Onlar, önlerindeki mevzuatı "yetkilerini kullanarak" uyguluyorlar...
Yazarları, yazdıklarından dolayı hapse göndermelerine imkân vermeyecek kanunlar yok ki önlerinde...
Hapse atmasınlar...
***
Efendim...
Albayrak'ın ifadelerinde gerçekten Atatürk'e hakaret var mı?..
Aydar'ın yazısı, yakın ve somut tehlike içeriyor mu?..
Hukukçular tartışırken...
Aydar, cezaevine hazırlanır,
Albayrak, cezaevinde gün sayar,
Sayılı gün çabuk geçer...
Her iki yazar da tevekkülle karşılıyor başlarına gelenleri...
Albayrak'ın sözleri mânidar:
"15 ay hapis cezasının infazı 6 aymış, bir şey değil yani. Cenab-ı Allah, siyasi kimliklerinden ötürü 10 yıl, 20 yıl 'ceza' alan dostlara ve onların ailelerine sabır ihsan etsin."
***
Yaşananlar...
Hakan Albayrak ve Selahattin Aydar için birer acı hatıra...
İki gazetecinin, yazılarından dolayı hapislik olduğunu
görmezden gelen bir kısım meslektaşlarımız içinse...
Utanç vesilesi!..
Dünya görüşümü paylaşmayan aydınlardan biri, yazısındaki ifadelerden dolayı hapse gönderildiğinde sessiz kalmışsam eğer, o benim utancımdır...
Şimdi...
Albayrak ve Aydar'ın başına gelenleri görmezden gelenler...
Onlar utansın!..