Bakan Atalay çıktı ve Kürt açılımı paketine dair bilgi verdi. Peki bunu nasıl okumak gerekiyor? Neler oluyor. Analiz...
Abone olAdnan Berk Okan/ANALİZ
adnanberkokan@gmail.com
İçişleri Bakanı’nın açıklamaları için “dağ fare doğurdu” diyenler mutlaka olacaktır ama ben o kadar “insafsız” olmayacağım…
Bakan Atalay’ın açıklamalarından kesinlikle biliyoruz ki, terör konusunun en önemli taraflarından biri olan TSK ile Hükümetin ortak noktaları belli oldu:
- Üniter yapı korunacak…
- Resmi dil Türkçe olarak kalacak…
- Bayrağımızın ay yıldızına ilişilmeyecek…
- Mehmet Akif Ersoy’un şiirinden, Zeki Üngör tarafından bestelenen marşı İstiklal Marşımız olarak okumayı sürdüreceğiz…
Bunlar hiç tartışılmayacak bile…
Ancak…
Bakan Atalay’ın, “Bilgi sahibi olmadan edinilen polemiklerin bize bir faydası yoktur” deyişindeki eleştirinin tonuna katılmıyorum...
Halen tam olarak bilgilendirilmemiş bir kamuoyu ve muhalefetin eleştirileri elbette biraz “ezbere” olacaktı…
Keza, bir tek araştırmacı yazarın söylediklerinden yola çıkarak “analiz” yapması da korkarım Bakan Atalay’ı çıkmaz sokağa yönlendirecektir çünkü…
Ülkemizin “araştırmacı yazarları” ne yazık ki sadece kendi pencerelerinden gördüklerini ya da görmek istediklerini “bilgi” diye aktarmaktadırlar…
Oysa onlar bilgi değeri taşımayan “duygular”dır…
Sayın Bakan diyor ki:
“GAP, DAP, KOP gibi ülkemiz açısından hayati derecede önemli olan projelerimizin tamamlanması sağlanacaktır. Çeyrek asırdır akan kan duracak. Kardeşlik duyguları pekişecek. Vatandaşın aidiyet bağı yükselecek. Farklılıklar ayrışmanın değil zenginliğin parçası olacak.”
Sevgili Bakan…
İyi güzel de… Çılgıncasına açık veren bu bütçe ile mi yapacaksınız o dediklerinizi?..
Keşke Ekonomiden sorumlu Bakan Ali Babacan’a sorsaydınız…
Peki…
Çeyrek asırdır akan kanı nasıl durduracaksınız?..
“Dur ey kan!” deyince durmuyor ki bu meret!..
Bunu söylerken “kanın duracağına inanmıyorum" demek istemiyorum...
Aksine çok istiyorum ve önünde sonunda bunun başarılacağına inanıyorum…
Çalışmaları da destekliyorum ama…
Bugünkü açıklamanızdan da anladık ki Anayasa’nın ilk üç maddesinin değişmeyeceğinin garantisinden başka bir şey yok…
Oysa “ekonomik bağımlılık arttıkça; insanların etnik yapılarını, kendi kültürlerini ön plana çıkarma arzularının da arttığı" test edilerek doğruluğu kanıtlanmış bir sosyoloji kuramıdır…
Bu benim değil, dünyanın önemli uluslar arası ilişkiler uzmanlarının görüşleridir…
Hâsılı sevgili Bakan Atalay...
Henüz; kanı durduracak, ülkemiz ve komşu ülkelerin topraklarına “kalıcı barış” getirecek somut çözüm önerilerini açıklamış değilsiniz…
Bu yüzden sizi eleştirenlere kızmayın…
Onların ağızlarını kapayacak “Vay be!.. Hiç aklımıza gelmemişti… Bu önerileri desteklemeye biz de varız” demelerini sağlayacak şeyleri açıklayın en kısa zamanda…
Umudunuzu da kırmayın…
Unutmayın…
Denemek bile yol almak demektir…