Cüneyt Arkın’ın başrolünü üstlendiği Dünyayı Kurtaran Adam'ın ikinci bölümü için proje çalışmaları başlandı.
Abone olYeşilçam sinemasının tarihçesinde fantastik filmler, hatırı sayılır bir konuma sahip. Bilim kurgu tarzı ile özdeşleşen yönetmen ve oyuncular o yılların yapımlarına nostaljik bir tutkuyla bağlı olanların dışında bugün, genç kesimin de yoğun ilgisiyle karşı karşıya. Film toplayanların ya da poster koleksiyonu yapanların sayısı gün geçtikçe artıyor ve bu ilgi, derin uykudaki Türk bilim kurgu sinemasını uyandıracak gibi görünüyor... Sinema tarihimizin unutulmazları arasına giren “Dünyayı Kurtaran Adam”, yerli bilim kurgu türünün en tanınan örneği. Film, gerçek dışı atmosferi ve dur durak tanımayan temposuyla yurt dışında da kült filmler arasında gösteriliyor. Cüneyt Arkın ve yönetmen Çetin İnanç’ın elinden çıkma senaryo, aslında geleceğe dair gayet ciddi ve karanlık bir tablo çiziyor. İnsanlık, büyük savaşlardan sonra kötü güçlerin zorba yönetimine girmiştir. Makineler kontrolü ele almıştır ve robotlar insanları köleleştirmiştir. Proje gizleniyor Buna benzer hikayelere birçok bilim kurgu filminde rastlamak mümkün. Ancak “Dünyayı Kurtaran Adam” farklı bir yere sahip. Film hayranları tarafından repliklerinden kostümlerine her ayrıntısı ile özgün bir yapım olarak kabul gördü. Şimdilerde, “Dünyayı Kurtaran Adam” beyazperdeye geri dönme hazırlığında. Detayları şimdilik gizli tutulan projede, yazar ve bilim kurgu meraklısı Giovanni Scognamillo da görev alıyor. Yazar, yakın dostu Metin Demirkan’ın projesi olan “Dünyayı Kurtaran Adam 2” hakkında ise sadece “Ciddi bir film olmayacak ama ilki gibi lagar bir film de düşünülmüyor. Belirlir bi esprisi olan yer yer bir taşlamaya kadar giden bir film olacak” açıklamasını yapıyor. Fantazya ön plânda Bilim kurgu ve fantastik tür arasında bir karşılaştırma yapan Scognamillo, “Bence genele bakarsak yayıncılıktan başlamak şartıyla bugün bilim kurgunun yerine, ön planda olan fantazyadır. Ama bu bir furyadır. Belirli bir süre devam eder, ondan sonra umarım bilim kurgu ön plana fırlar. Çünkü içerik ve konu zenginliği açısından herhalde bilimkurgu fantazyayla kıyaslanamaz. Fantazya bir yerden sonra aynı şeyleri tekrarlıyor ve belirli motifler, şablonlar var, onların üzerine gidiyor. Halbuki bilim kurgunun dünyası korkunç bir dünyadır; geleceğe gider, geçmişe döner, uzak gezegenleri ziyaret eder, bu yaşadığımız dünyanın geçireceği evreleri dikkate alır ve gerekli olduğunda toplumbilimci olur, toplumcu olur. Onun için çok daha zengin bir alandır” diyor.