BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,74
ALTIN 2.957,97
HABER /  EKONOMİ

Dünyanın en pahalı etini yiyoruz!

KasapDöner markasıyla tanınan Global Restoran Yatırımları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Sarıtaş, Türkiye'de et fiyatlarının düşürülmesi gerektiğini söyledi.

Abone ol

Global Restoran Yatırımları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Sarıtaş, Türkiye’deki kırmızı et fiyatlarının dünyanın en yükseği olduğunu belirterek, “Bunu toparlayabilmek için ithal ete yüksek vergi koyup oluşan fonla yerli hayvancılık desteklenmeli” dedi.

“Hamburger çocuklarına döner yedirmeye geliyoruz” sloganıyla yola çıkan KasapDöner’in de sahibi olan Global Restoran Yatırımları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Sarıtaş, kırmızı et sektörünü değerlendirdi. Sarıtaş, Türkiye’nin kırmızı et fiyatlarında “dünya şampiyonu” olduğunu ifade ederek, “Bu fiyatların kontrol altına alınması için piyasanın dışa açık hale getirilerek alınacak yüksek vergiyle yerli hayvancılığın sübvanse edilmesi gerek” diye konuştu.

KIRMIZI ET FİYATLARI NASIL YÜKSELİYOR?

Karkas etin fiyatlarında artışın son dönemlerde yüzde 10’u geçtiğini, yaklaşan Ramazan ayı nedeniyle bu fiyatların daha da artabileceğini ifade eden Sarıtaş, “Karkas etin kilogram fiyatı 25 lirayı geçmiş durumda. Halbuki Türkiye şartlarında bu rakamın en fazla 20 TL civarında olması lazım. Piyasa dinamikleri bunu gösteriyor çünkü. Buna kâr payı, vergiler ve nakliye gibi kalemleri de eklediğinizde fiyat 38 lirayı geçiyor. Böyle iki kata yakın bir rakam dünyada yok. Bunun en önemli sebebi, kırmızı et piyasasının dışa kapalı bir piyasa olmasından kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı.

“İTHALATA VERGİ KOYUP YERLİ HAYVANCILIĞI FONLAYALIM!”

Et fiyatlarının daha makul seviyelere çekilmesinin en uygun yolunun kırmızı et piyasasını dünyaya açarak alınacak vergilerle yerli hayvancılık sektörünün fonlanması olduğunu belirten Sarıtaş, “Eğer ithal karkas ete ve canlı hayvana, mesela yüzde 80 gibi yüksek bir vergi veya fon koyarsanız, ciddi bir kaynağa sahip olursunuz. Bu kaynağı da yerli hayvan üreticilerini destekleme ve fonlama yönünde kullanırsanız hem daha çok, hem de daha kaliteli et elde edersiniz. Kısa vadede olmasa da orta vadede fiyatları bu şekilde aşağı çekmemiz mümkün” dedi.

“HAZIR GIDA KRİZ DİNLEMEZ!”

Türkiye’de yaklaşık 22 milyon çalışan olduğuna dikkat çeken Sarıtaş, “Bu 22 milyonluk büyük ailenin büyük bir kısmı dışarıda yemek yiyor. Bu insanlara hizmet verebilecek yeme-içme mekanlarının yaklaşık 50 bin olduğu tahmin ediliyor. Bu da yaklaşık 54 milyar TL kadar bir pazar ediyor ve bu mekanların sadece yüzde 5 kadarı organize zincir markalara ait. Gördüğünüz gibi hala gidecek çok yeri olmasına rağmen bu hali ile bile son derece büyük bir pazardan bahsediyoruz. Hazır gıda sektörü krizlerden etkilenmeyen nadir sektörlerden biri olarak göze çarpıyor. Zira insanlar yemek yemekten vazgeçemez. Bu büyük pazarın yüzde 60’ı da tek başına dönerden oluşuyor” diye konuştu. “Dönem, döneri markalaştırma dönemi” diyen Sarıtaş, gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında hükümet, ilgili Sivil Toplum Kuruluşları ve marka zincirleri birlikte döneri hem tüm dünyada sahiplenmek hem de kalitesini artırmak için birlikte çalışması ve örgütlenmesi gerektiğini belirtti.