Forbes dergisinin dünyanın en güçlü kadını seçtiği Almanya Başbakanı Angela Merkel zor günler geçiriyor.
Abone olForbes dergisi tarafından dünyanın en güçlü kadını seçilen Almanya Başbakanı ve Hrıstiyan Demokrat Birlik partisi lideri Angela Merkel ekonomik krizde olan Euro Bölgesi ülkelerinin kurtarılması için izlediği siyaset ve dış politikadaki tutumu nedeniyle eleştirilerin hedefi oldu.
ALMANYA NE İÇTE NE DIŞTA BÜYÜK
Merkel'in siyasette yükselmesine destek olan eski Başbakan Helmut Kohl, Internationale Politik adlı dergiye verdiği mülakatta, “hükümetin siyasi pusulasını kaybettiğini” belirtti. Hükümetin siyasi çizgisi ile bir çok şeyi riske attığını savunan Kohl, artık Almanya'nın ne içte ne de dışta büyük bir ülke olmadığını ifade etti.
MERKEL İRADESİNE SAHİP DEĞİL
Kohl, dolaylı olarak Merkel'i yönetim iradesine sahip olmamakla suçladı. Hrıstiyan Demokrat politikacı, NATO'nun Libya'ya yönelik operasyonuna ilişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde yapılan oylamada, Almanya'nın çekimser kalmasını ve Almanya ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerde gerileme yaşanmasını da eleştirdi. Kohl zorunlu askerlik hizmetinin kaldırılmasını bir hata olarak değerlendirdi.
HER DÖNEMİN KENDİNE ÖZGÜ ZORLUĞU VARDIR
Kohl'ün hükümetin dış politikasına ilişkin eleştirilerini reddeten Başbakan Angela Merkel ise Süddeutsche Zeitung'a yaptığı açıklamada, “Her dönemin kendine özgü zorlukları vardır” dedi.
Merkel, “Hrıstiyan Birlik partileri-Hür Demokrat Parti koalisyonunun bu dönemde karşılaşılan zorlukları aşmak için Avrupa ve dünyadaki ortaklarıyla birlikte kararlılıkla çalıştığını” sözlerine ekledi. Merkel'i destekleyen Almanya Savunma Bakanı Thomas de Maiziere, Kohl'ün eleştirilerini reddetti. De Maiziere, Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesine verdiği demeçte, eski siyasetçilerin görüşlerini ciddiye aldığını ancak bu görüşlerin bire bir günümüze uyarlanamayacağını belirtti. Buna karşılık Alman Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz, Sosyal Demokrat Parti milletvekili Hans-Ulrich Klose ile birlikte “Internationale Politik” adlı dergi için kaleme aldığı makalede, Hrıstiyan Birlik partileri-Hür Demokrat Parti hükümetinin dış politikasını eleştirerek, Batılı değerlerden uzaklaştığını savundu.
ALMANYA LİBYA OPERASYONUNA KATILMALIYDI
Polenz ve Klose, Almanya'nın Rusya ve Çin gibi Batılı değerleri neredeyse hiç dikkate almayan ülkelerle stratejik ortaklıklar kurmaya çalışmasını eleştirdi. Siyasetçiler, NATO'nun Libya'ya yönelik operasyonuna Almanya'nın katılmamasını bir hata olarak değerlendirdi.
BAŞKANLIK DÖNEMİ SONA ERİYOR
Muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti de Kohl'un dış politika konusundaki görüşlerine katılıyor. Partinin Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Rolf Mützenich, Alman hükümetinin Libya'ya operasyon konusunda çekimser kalmasının yanı sıra bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını reddetmesinin, hükümetin Almanya'nın ortağı olan ülkelerden farklı bir siyaset izlediğini gösterdiğini söyledi. Yeşiller partisi de Kohl'ün eleştirilerinin, Merkel'in başbakanlığı döneminin sona ermekte olduğunun bir işareti olduğunu savundu.
MERKEL İÇİN KRİTİK GÜNLER
Euro kurtarma paketine ilişkin tasarının 23 Eylül'de Alman Meclisi'nde onaylanması bekleniyor. Ancak 7 Eylül de Merkel açısından önem taşıyan bir tarih. Zira 7 Eylül'de Federal Anayasa Mahkemesi'nin Yunanistan'a yapılan yardımlar ve euro kurtarma paketine ilişkin kararını açıklayacak. Hrıstiyan Sosyal Birlik partili Milletvekili Peter Gauweiler ile birlikte bazı akademisyenlerin açtığı davada, Almanya'nın Yunanistan'a yaptığı yardımın ve euro kurtarma paketine katkısının Alman Anayasası'na uygunluğu inceleniyor. Alman Meclisi'nin yine 7 Eylül'de yapılan oturumunda ise Euro Bölgesi'ndeki ülkelerin durumu ele alınacak. Bu gelişmeler karşısında Başbakan Angela Merkel'in, 7-8 Eylül tarihlerinde Rusya'ya yapmayı ziyareti iptal ettiğini bildirildi. Hükümet sözcüsü Steffan Seibert, “konunun önemi başbakanın oturuma katılmasını gerektiriyor” dedi.