BIST 9.550
DOLAR 34,52
EURO 36,13
ALTIN 3.003,45

Dünyanın çivisini kim çıkardı?

Çocuklarımız için yapıyor olduğumuz “ahlaklı ve erdemli bir insan olsun” duamız, yerini “bol maaşlı bir işi olsun” temennisine bırakmış olsa da biz yine de her ebeveynin, çocuklarının ahlaklı ve erdemli bir insan olması için kavli ve fiili dua ettiğini varsayıyoruz. Maalesef bu varsayımımızı, duanın gereklerini sağlayacak kadar etkili ve örnek bir model olmadığımızın üzerine inşa ediyoruz. Çocuklarımızın ahlaklı ve erdemli bir insan olması veçhesindeki ısrarcılığımızın nedeni akordunu bozduğumuz yaratılış ayarlarımızın eski haline dönmesi gerektiğine olan inancımız.  

Ebeveynlerin kendilerinde bulunmayan ahlak ve erdem öğelerinin, çocuklarında bulunmasını ve pratik hayatta uygulamalarını istemeleri, ‘samimiyetsizliğin samimiyeti’ paradoksunu oluştursa da,  ideal olarak bu isteğin hala devam etmesi oldukça önemlidir.

Yalnızca ebeveynlerin değil, toplumun büyük bir kesiminin iyi insan olmaya gayret etmediği günümüz dünyasında, ahlaklı ve erdemli olma hasletlerinin, yetişkinlerin dilinde tembih ve tespih malzemesi olmaktan öteye gidememesinin, birey ve toplum için büyük bir sorun teşkil etmediğini kimse iddia edemez.

Çocuklarda bulunmasını istediğimiz erdem ve ahlaki normlar, ebeveynlerin, aile büyüklerinin ve toplumun karakterinde mıh gibi asılı olmadıkça ve kadim şekliyle pratiğe dökülmedikçe çocuklara verilecek tüm telkinler lafügüzaftan öteye gidemeyecektir. Hülasa, çocuklarda bulunmasını istediğimiz bu ilkeler aslında büyüklerin ihtiyacı olan ve aynı zamanda dünyadaki mevcut düzeni de değiştirecek kudrete sahip olan ilkelerdir.

Dili ile kalbi bir olan çocuklar, söyledikleri ile yaşantısı uyuşmayan, çıkarcı yetişkin ortamlarda büyüdüklerinde ve bu durumu mukayese edebilme melekesi kazandıklarında, telkin edilen ahlak ve erdem öğelerini reddetme temayülünde olacaklardır. Bunun nedeni,  çocuklarca örnek alınan kimselerin, pratik hayatlarında ahlakın ve erdemin normlarına  yer vermemekteki dünyevi tavırlarıdır.

Oysaki erdemsiz olmak, erdemli olmaktan daha pahalı olan, bedel isteyen, karmaşık bir yaşam biçimidir. Örneğin, hiçbir dürüst insan, sahtekâr insan kadar tutarlı olmaya çalışmak zorunda değildir. Dürüst olmayan insan ise altını üstünü düşüneceği, sonraki adımını hesap edeceği ve çıkarlarını kollayıp para harcayacağı, süreklilik arz eden bir kurgu içerisinde yaşamak zorundadır.

Ahlakın ve erdemin tüm kavramları için bu tür örnekler çoğaltılabilir olsa da çıkarılacak sonuç tektir; Dünyanın çivisi, çocukların ahlak ve erdem normlarına uymadığı gerekçesiyle çıkmamıştır; büyükler bu normlara uymadığı için çıkmıştır.

İşte bu nedenle günümüz dünyasında ‘çocukluk yapma’ denildiğinde aslında samimi bir iltifata mazhar olduğumuzu, ‘yetişkin gibi davran’ denildiğinde ise netameli ve izafi bir yakıştırmayla karşı karşıya kaldığımızı kavramak gerekir.