OSD üyeleri, İSO 500 firmaları arasında 1982-2012 yılları arasındaki 30 yıllık değerlendirmelerde tüm parametrelerde sürekli artış göstererek paylarını artırdı.
Abone olEkonomi Uzmanı Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünsal BAN:
“Bizim büyüklerimiz dünya ölçeğinde ne kadar büyükler?”
“Montajcılık bir yere kadar”
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO), Türkiye'nin en büyük 500 sanayi kuruluşunu belirlediği "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2012" çalışmasının genel sıralamasında Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) üyesi tüm firmalar yer aldı. OSD üyesi Ford Otosan ve Oyak-Renault bir önceki seneye göre sıralamadaki yerlerini korurken, Türk Traktör, Honda Türkiye, Otokar ve Anadolu Isuzu firmaları listedeki yerlerini yükseltti.
OSD üyeleri, İSO 500 firmaları arasında 1982-2012 yılları arasındaki 30 yıllık değerlendirmelerde tüm parametrelerde sürekli artış göstererek paylarını artırdı. Buna göre, 1982-2012 yılları arasında otomotiv sanayii firmalarının üretimden satış toplamındaki payları yüzde 5 ile yüzde 16 arasında gerçekleşti. Küresel kriz nedeniyle 2008 yılında yüzde 5'e kadar gerileyen bu değer, 2012 yılında yüzde 12 oldu.
Açıklanan raporu Bugün Gazetesi’ndeki köşesinde değerlendiren Ekonomi Uzmanı, Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünsal BAN, listede yer alan şirketlerin küresel ekonomideki durgunluğa rağmen, büyük bir çoğunluğunun faaliyetlerini ve gelirlerini dengeli olarak artırdığını belirtti.
Listede ilk üç sıraya yerleşen ve Türkiye’nin büyükleri sayılan Tüpraş, Ford Otomotiv Sanayi ve Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları’nın dünya ölçeğindeki yerini sorgulayan BAN şunları söyledi:
“Bizim büyüklerimiz dünya ölçeğinde ne kadar büyükler?”
Türkiye'nin en büyük 500 sanayi şirketinin üretimden satış gelirlerinin toplamı 2011 yılına göre %9,2'lik bir artışla 353 milyar liraya çıktı. Bu iyi ama dünya devi şirketlerin bilançolarına baktığımızda, hayli gerilerde olduğumuzu görüyoruz.
Dünyanın bütün şirketlerini kapsayan 2012 yılı Fortune 500 listesinin ilk sırasında yer alan Royal Dutch Shell firması, 484 milyar dolarlık yıllık gelir büyüklüğüne sahip. Bir firmanın, tek başına bizim en büyük 500 sanayi kuruluşunun toplam gelirinden çok daha fazlasını elde etmesi, alınması gereken mesafenin ne kadar uzun olduğunu ortaya koyuyor.
Fortune 500 listesinde Türkiye'den sadece bir şirket yer alıyorken, gelişmiş ülkelerden; ABD'den 132, Japonya'dan 62, Fransa'da 31 ve Almanya'dan 29 ve gelişmekte olan ülkeler olarak ifade edilen Çin'den 89, Güney Kore'den 14, Brezilya'dan 8 ve Rusya'dan 7 şirketin bulunması durumumuzu özetliyor.
Tablo böyle. Peki niçin böyle?.. Türk şirketleri niçin dünya liginde "arzu edilen" yerleri alamıyor?..
Cevabı çok basit:
Risk almaktan ve yenilik yapmaktan korkan, marka olmaktan çekinen, ticari hayatına yıllardır üretimini yaptığı ürünler ile devam eden şirketler yerinde sayıyor. Bu gibi şirketler ülke ekonomisine çok düşük seviyede katma değer sağlıyor ve haliyle de dünya liginde yer alamıyor.”
“Montajcılık’ bir yere kadar.”
Ülkede yerleşik birçok yabancı otomotiv şirketi ve bu yabancı şirketlerin Türk ortakları bulunduğunu ancak hiç kimsenin otomobil üretmeye yanaşmadığına da dikkati çeken Prof. Dr. BAN, yerli otomobilin kâr getirmeyeceğini öne sürerek bu işten geri duranların, orta ve uzun vadeli hesapları gözden kaçırdığını vurguladı. BAN, yapılması gerekenleri de sıraladığı yazısını şöyle noktaladı:
“Dünya çapında markalara sahip olan Japon ve Çinli sanayiciler, bizdeki bazıları gibi "montajcılık"la yetinmiş olsaydılar, dünya çapında anlamı olan büyüklüklere ulaşabilirler miydi?..
Sanayicileri böyle bir zihniyete sahip olsaydı, Japonya ve Çin bugün hangi noktalarda olurdu?..
Sonuç olarak:
Şirketlerimiz, farklarını ortaya koyabilecekleri katma değeri yüksek yatırımlara yönelmelidir.
Bugünün değil yarının teknolojilerini üreterek küresel markalar haline gelmek için risk almayı bilmelidir. Yoksa, mahalli ligde oynamaya devam!..”