Dünya Çocuk ve Gençlik Derneği Genel Başkanı Ercan Akpınar, derneğin dünya çocukları ve gençleri üzerine yaptığı çalışmaları yazdı.
Abone olDünya Çocuk ve Gençlik Derneği olarak önce Türkiye’de sonrada dünyadaki yerimizi 4 ocak 2013 tarihinde Ankara da aldık.Üstlendiğimiz görevin önemini zaman içinde daha iyi anladık.... “Ağaç yaşken eğilmiyormuş ağaç yaşken dikeliyormuş” (yani dikleşiyormuş bu atasözünün doğrusu bu).
Anne karnında yaşanan dönem ve sonrası sağlıklı bir nesil için çok önemli. Anne adayı yiyip içtiklerine maksimum özeni göstermeli aynı zamanda ilaç kullanımı, sigara ve alkol kullanımı hem anne hem baba açısından çok önemli, gen kontrolü yapılması önemli bunların hepsini yapabiliyor muyuz?
0-6 yaş arası insan ömrü için temellerin atıldığı dönem.Bu dönem içinde çocuk mutluysa hayata bakışı mutlu yoksa sorunlu....Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesindeki çocuk sayısı 30.000(Otuz bin)civarında.2011 yılında savcılığa intikal eden çocuk suçlu sayısı ilginçtir ki 200.000(İki yüz bin) civarında. Aslında bu rakamlara birde çocuk diye acıyarak işlem yapılmadığı öngörülen rakamlar eklenirse sayının ne kadar yukarılara çıktığını tahmin edebiliriz.
Çocukta cinsel istismar, tecavüzler, çocuk gelinler hepsi ayrı ayrı başlıklar...Öncelikle çocukta cinsel istismarı konusalım örneklendirerek;
13 yada 14 yaşında bir erkek çocuğu babası kolundan tutmuş yanında en az 20 akrabası... Doktora hocam bir dakikanızı alabilir miyim diyor ağzından köpükler saçarak.Bu çocuk arkadaşlarıyla pikniğe gitmiş muavin bizim oğlana ....... galiba bir kontrol et!(Küfürler havada uçuyor ,çocuk korkmuş)
1- Doktor teknik olarak muayene yaptıktan sonra evet çocuğunuz .........dese bir dert demese başka bir dert. Tamam olmuş dese 20 akraba orda onlar öğreniyor, doktor hemşire biliyor, bekçi biliyor, ifadeyi alan polis biliyor sonra amirleri biliyor, gazeteciler öğreniyor. İşte resim basitçe bu ve herkes bunu iyi bilmesine rağmen görmezden geliyor korkuyorlar bilmekten. Çözüm mü? Sıkı durun çözümü açıklıyorum Türkiye de bu olaya psikolojik sosyolojik destek verecek hem de teknik hizmet verecek bir muhatap yok…
Biz DÜÇGED olarak bir öneride bulunduk dedik ki bu tip durumlarda bir danışma hattı olsun. Özellikle hastanelerin acillerine asalım doktorlar bu tıp vakalarda buradan 24 saat hizmet alsınlar, buradaki uzmanlar yönlendirsin mağdurları ifadeler bu uzmanlar kanalıyla alınsın (Bu konuyu sonradan detaylı bir şekilde işleyeceğiz)
2-Diyelim ki doktor böyle bir şey olmamış dedi çocuk gene mağdur bir leke var suçlananın toplumla hesabı var artık...
Birde kız çocuklarımız var onların yaşadığı istismarlar saymakla bitmiyor. Çoğu zaman dertlerini anlatamıyorlar, anlatamazlar genelde bu istismarlar aile bireyleri tarafından yapılıyor anne , baba, kardeşler, dayı, amca, kuzenler ikinci dereceden akrabalar vb...
Şimdi hukukta pozitif ayrımcılık var Türkiye de kabul etti... Türkiye çocuk hakları bildirgesine imza attı bu bildiriye göre 0 -18 yaş arası çocuktur. Pozitif ayrımcılığı kabul etmeden önce 0-18 yaş arası insanlar velileri yanlarında olmadan şikâyetçi olamıyorlardı yanı güvenlik güçleri bu tip olaylarda velileri çağırıyordu, onlarda korkuyorlardı ya da kendileri işin içinde oldukları için şikâyetçi olmuyordu olay kapanıyor kendi içinde devam ediyordu.”Sessiz çığlıklar duyulmuyordu”. Artık kadınlar ve çocuklar artık velileri olmadan şikayetçi olabiliyorlar yaşı yeterli değilse avukat sağlanıyor ifade alınıyor şikayet işleme alınıyor.Son zamanlarda bu tip olayların medyada bu kadar yer almasının sebebi POZİTİF AYRIMCILIK yasasıdır....
Yakın zamanda hatırlayacaksınız Hollanda da iki gay iki Türk çocuğunu evlat edinmek istemişler Hollanda makamlarıda bu çocukları evlatlık olarak vermişlerdi. İşin asli çok farklı ve aşağılayıcı boyuttaydı aslında.Bizim geleneklerimizle sevgi anlayışımızla onlarınki birbirine hiç yakın değil...benim babaannem dedem torununu sevip bağrına basamaz öpemez,öperse bu cinsel istismara girer deyip sosyal hizmet uzmanları gelip mahkeme kararı olmadan çocuğu alıp sosyal hizmet yurtlarına götürüp orada istedikleri gibi yetiştiriyorlar gene “sessiz çığlıklar”. Bu tip olaylar o kadar çok ki muhatapları bile yok Avrupa da nüfus artışı olmadığı gibi eksilere indiği için açığı bu şekilde kapatmaya çalışıyorlar hem insan haklarına hem de çocuk haklarına ters bir durum... Avrupa da tip hakları aramak için istiyoruz ve STK olarak biz gerekli kamu oyunu oluşturabiliriz.
Ayrıca “sessiz çığlıklar” atıldığı halde görmemezlikten gelinen MADDE BAGIMLILIGI konusu var herkes dert yanıyor devlet dahi ama kimse el atmak istemiyor çünkü el atanın eli yanar diye korkuluyor. Biz DÜÇGED olarak bu konuyla ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Ege Üniversitesi ile beraber madde bağımlılığı ve entegre tedavi sistemleri üzerine dünyanın en büyük kongresini yapmak için protokol hazırlığı yaptık inşallah imzalayacağız. Şu anda ülkemizde madde bağımlılığıyla ilgili tedavi sistemi yok. AMATEM tarafından yürütülen kısa dönemli tedaviler var fakat Türkiye’deki madde bağımlılığı sayısının gayrı resmi rakamlara göre bir milyon olduğunu göz önüne alırsak bu çok yetersiz bir durum arz ediyor. İstanbul da yapılan bir çalışmaya göre öğrencilerin her on taneden birisinin bu maddelerden denediği görülmüş.İleri seviyedeki bağımlılık tedavisinde ise Türkiye’deki yatak sayısı ortalama 485 ve bu hastalığın tedavi süresi ise en az on yıl...evet on yıl…bu rakamlar olayın vahametini gözler önüne daha iyi seriyor sanırım.
Türkiye de son yıllardaki evlilik sayısı ortalama 500-600 bin civarında bunlardan 185 bin çiftin ilk beş sene içinde boşandığı görülüyor bu sayı ise oldukça yüksek.
Dünya Çocuk ve Gençlik Derneği 10 ilde şubeleşmiş 20 ilde ise temsilcilik olarak hizmet vermeye devam ediyor ayrıca Avrupa şubemizde çalışmalara başlayacak.
Evet dostlar bir merhaba diyelim ve kısaca sorunlara değinelim istedik zira çocuklar ve gençlerle ilgili sorunlarımız o kadar çok ki inşallah zaman içinde konuşuruz dertleşiriz çözüm yollarını birlikte araştırırız.