Dünya Bankası ile problemimiz yok

Ali Babacan, Türkiye ile Dünya Bankası arasında bütçeden kaynaklanan bir problem olmadığını açıkladı..

Babacan, Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ajay Chhibber'in açıklamalarının maksadı aşan bir üslup olduğu konusunda hemfikir olduklarını kaydetti. Ali Babacan, Başbakan Abdullah Gül'ün, Yeni Başbakanlık Binası'nda düzenlediği basın toplantısından önce, gazetecilerin, Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Chhibber'in 2003 bütçesi ile ilgili eleştirilerine ilişkin soruları yanıtladı. Babacan, Chhibber'in açıklamalarını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, açıklamayı görünce bunu hayretle karşıladıklarını, incelemeye, araştırmaya başladıklarını söyledi. Daha sonra Chhibber'in uçakla İstanbul'a, oradan da Amerika'ya geçeceğini öğrendiklerini ve İstanbul havaalanında kendisiyle temas kurduklarını anlatan Babacan, Chhibber'den geriye dönmesini ve konunun açıklığa kavuşturulmasını istediklerini kaydetti. Chhibber'in bunun üzerine tekrar Ankara'ya döndüğünü ve bugün Ankara'da bulunduğunu ifade eden Babacan, ayrıca Dünya Bankası'nın Washington'daki merkeziyle de görüşmeler yaptıklarını söyledi. Chhibber ile mülakatın İngilizce yapıldığını, tercüme edilirken maksadı aşan bir üslupla tercüme edilmiş olabileceğinin kendilerine aktarıldığını dile getiren Babacan, mülakatın tam metninin deşifre edildiğini ve Washington'da incelemeye alınacağını ifade etti. Türkiye ve Dünya Bankası arasında bir problem olmadığını belirten Babacan, bir gazetecinin, ''Bu, Amerika'nın Dünya Bankası üzerinden bir baskı oluşturması olarak değerlendirilebilir mi?'' sorusu üzerine,''Hayır. Ona ihtimal vermiyorum. Olmaması gerekir. Çünkü Dünya Bankası uluslararası bir kuruluş. Amerikan yönetiminin etkisi olmaması gerekir'' diye konuştu. Chhibber'in açıklamalarının maksadı aşan bir üslup olduğu konusunda hemfikir olduklarını belirten Babacan, mülakatın tam deşifresinin Washington'da inceleneceğini yineledi. Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış da, gazetecilerin, ''Bu açıklamalar ABD'nin bir baskısı olabilir mi?'' sorusu üzerine, buna ihtimal vermediğini kaydetti. Yakış, bu tür görüşlerin basın aracılığıyla değil, toplantılarda dile getirilmesinin daha doğru olacağını ifade etti.