BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,37
ALTIN 2.928,29
HABER /  POLİTİKA

DTP kapatılırsa neler olur?

8 Aralıkta DTP kapatılacak mı? Bugünlerde DTP'lilerde hem bir umut hem de bir endişe hâkim.

Abone ol

Anayasa Mahkemesi, DTP'nin kapatılması talebiyle açılan davayı 8 Aralık Salı günü esastan görüşecek.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddialarına katılan davanın raportörü, partinin kapatılması gerektiği yönünde görüş bildirince gözler Yüksek Mahkeme'ye çevrildi. Kürt siyasetini yakından takip eden çevreler haklı bir endişe içinde son kararı bekliyor. Onlara göre DTP kapatılırsa 'ılımlı Kürtler' tasfiye olur.

HAK-PAR Genel Başkanı Bayram Bozyel, muhtemel bir kapatma kararının kutuplaştırıcı bir yanının olacağını belirterek demokratik çözüme olan inancı azaltacağını savunuyor. DTP'nin kapatılması halinde ismi siyasi yasaklı kapsamına girecek eski DEP Milletvekili Mahmut Alınak ise legal zeminin kapatılmasının illegaliteye hizmet edeceği görüşünde.

Partinin ılımlı kanadı kapatılmayacakları inancında. En önemli referansları ise AK Parti'nin kapatılmaması. Bu çevrelerde "Devlet, AK Parti'yi kapatmadı, bizi de kapatmaz." görüşü hakim.

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve ılımlı DTP'liler kapatma kararının demokratik çözüm çabalarını tasfiye edeceğini belirtiyor. Partinin kapatılması, özellikle çatışma siyasetinden beslenen DTP'liler için ise bir fırsat olarak kollanıyor. Bu çevreler, "Kürtler Meclis'ten dışlandı. Bugüne kadar kurduğumuz bütün partileri kapattılar" propagandası yapmaya hazırlanıyor.

Kapatılmaktan kurtulan HAK-PAR Genel Başkanı Bayram Bozyel, geçmişten günümüze yaşanan deneyimlerden yasakçı yöntemlerin, kapatmaların hiçbir zaman hiçbir soruna derman olmadığını gösterdiğini söyledi. "Kürt sorunu bağlamında Türkiye'nin yeterince sorunu var." diyen Bozyel, "Bu sorunların temel nedeni de dünden bugüne izlenen yasakçı uygulama ve anlayışlardır. Yasakçı düzenlemelerdir. O nedenle geçmişte çok kötü sicil oluşturan bu parti kapatmaların artık son bulması gerekiyor. Kapatma kararının kutuplaştırıcı bir yanı olacağı kesin. Gerilimi artıracağı ve demokratik çözüme olan inancı azaltacağı, dolayısıyla demokratik çözüm arayışlarını zayıflatacağı ortada. DTP meşru ve yasal bir partidir. Onu destekleyen belli bir Kürt kitlesi vardır. Öyle olsun olmasın şiddete başvurmadığı sürece hiçbir parti kapatılmamalı. DTP de kapatılmamalı." şeklinde konuştu.

"LEGAL ZEMİNİN KAPATILMASI İLLEGALİTEYE HİZMETTİR"
DTP'nin kapatılması halinde ismi siyasi yasaklı kapsamına gireceklerden biri de eski DEP Milletvekili Mahmut Alınak. Parti hakkında kapatılma davası açılmış olsa bile partinin kapatılmaması gerektiğini dile getiren Alınak, bugünkü siyasal süreç ve geçerli olan hukuka göre parti hakkında kapatılma kararının verilmemesi gerektiğini belirtti.
İllegalitenin hangi yöntemlerle ortaya çıktığının bilindiğini anlatan Alınak, "Legal kanallar kapatılınca düşüncelerini ifade etmek isteyen insanlar, sisteme muhalif olan insanlar kaçınılmaz olarak illegaliteye kayıyor. Bir siyasal düşünce kendisini ifade etmesine, kendisini örgütlemesine fırsat tanınmazsa, bu illegaliteye hizmet edecektir. Ama legal zemin açılırsa doğaldır ki illegalitede olan düşünce ve örgütlenmeler legalleşirler ve rahatlama olur." dedi.

"DTP'NİN HER ÇABASI BÖLÜCÜLÜK OLARAK ALGILANIYOR"
Partide doğal olarak insanların huzursuz ve tedirgin olduğunu ifade eden Alınak, il başkanıyken yaptığı açıklamaların parti kapatmaya delil olarak sunulduğunu söyledi. Siyasal zeminin yumuşaması gerektiğini vurgulayan Alınak, çıkacak bir kapatma kararının siyaseti gereceğini, muhalif Kürtlerde 'siyasette istenmedikleri' duygusunun oluşmasına neden olacağına dikkat çekti. Alınak bu konudaki kaygılarını şöyle dile getirdi:
"Legal zeminin kapatılması illegaliteye hizmettir. Eğer illegaliteye hizmet edilmek isteniyorsa, gelişsin güçlensin isteniyorsa o zaman söylenecek fazla bir şey yok. DTP şu anda gerçekçi olmak gerekiyor kuşatma altında. Ne söyleniyorsa, ne yapılıyorsa aleyhinde kullanılıyor. Yargı, medya, hükümet açısından da parti kuşatılmış ve nefessiz bırakılmış. Her zaman doğru yapılır diye bir şey de yok. Zaman zaman yanlış da yapılır. Ama DTP'nin her bir çabası bölücülük olarak algılanıyor. Bu nedenle kendisini ifade edemiyor. Batı illerine açılmasını zorlaştırdı. Keşke olsaydı. Şu anda DTP'de keşke yoğun bir Türk kitlesi olsaydı, DTP Genel Merkezi'nde pek çok Türk aydını olsaydı. Benim tavrım yönetenlere karşıdır. İster Türk olsun ister Kürt olsun. Ama ben Kürdü ne kadar hesaba katıyorsam Türk'ü de en az o kadar hesaba katmayı bir insanlık borcu olarak görüyorum."

TÜRK, SAVUNMASINDA 'PARTİ KAPATILIRSA ŞİDDET ARTAR' TEZİNİ SAVUNDU
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, savunmasını partinin kapatılması durumunda şiddetin artacağı tezi üzerine kurmuştu. Mahkeme heyetine HAK-PAR ve AK Parti kararlarını hatırlatan Türk, PKK ile bağlantılarının olmadığını ileri sürerek Venedik Kriterleri'ne atıfta bulunmuştu. Bu kriterlere göre, siyasi partiler ancak şiddeti savunma ve politik bir araç olarak kullanma durumunda kapatılabilir.

Partilerinin kapatılması durumunda sivil siyasetin değil şiddet ve çatışmanın yükseleceği tehlikesine dikkat çeken Türk, savunmasında şu mesajı vermişti: "DTP, Türkiye'de başta Kürt sorunu olmak üzere temel bütün sorunların kalıcı çözümüne dönük önemli bir role ve misyona sahiptir. Bu rolümüzü oynayabileceğimiz zeminler dahi yaratılmadan partimizin kapatılması büyük bir talihsizlik olacaktır. Özellikle Meclis'e girdiğimiz günden bu yana diyalog kanallarını zorlayarak akan kanı durdurmaya çalışan olağanüstü insani çabamızın görmezden gelinmesi, Türkiye'ye kazandırmak yerine maalesef ki kaybettirmiştir. Birlikte yaşamın mümkün olduğu, kardeşçe kucaklaşmanın hepimizin ortak özlemi olduğu, daha demokratik bir cumhuriyetin hepimizin hakkı olduğu inancını güçlü bir şekilde savunan partimiz, Türkiye demokrasisi açısından büyük bir şanstır. Bu şansın heba edilmeyeceğini, Türkiye'de farklı düşünen ve farklı yaşayanların da demokratik sistem içerisinde yerlerinin olduğunu gösteren, aydınlık bir geleceğe hizmet edecek bir karar alacağınıza yürekten inanıyorum."