BIST 9.660
DOLAR 34,64
EURO 36,36
ALTIN 2.917,62
HABER /  POLİTİKA

DTP hedefini ortaya koydu

DTP’nin ilk kongresinde ‘Kürt Sorununda Çözüme Dair Siyasi Tutum Belgesi’nde ortaya konulan isteklerin peşindeler..

Abone ol ZÜBEYİR KINDIRA
İNTERNETHABER-ÖZEL

ANKARA- Son günlerde tırmanan terör; DTP’lilerin yaptığı açıklamalar; 'Kürtler aslında ne istiyor?' sorusunun daha sıkça sorulmasına neden oldu. DTP kongresinde açıklanan “Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Türk Sorununda çözüme dair Siyasi Tutum Belgesi” başlıklı belgede; hedefin ne olduğu ortaya konulmuştu ve hala aynı hedefi gerçekleştirmek için adımlar atılıyor.

“DENGESİZLİK ”
Cumhuriyet’in aradan geçen yıllara karşın demokratik bir niteliğe kavuşamadığı ve tüm toplumsal kesimler açısından büyük dengesizliklerin ortaya çıktığının ileri sürüldüğü belgede;
“Halkların demokratik birliğini esas alan, demokrasiyi genel bir meclise hapsetmeyen, halkın tartışma ve karar mekanizmalarına katılımını kolaylaştıran, toplumun temel bütün sorunlarını en iyi şekilde ve yerinde çözüme kavuşturacağı bir siyasi ve idari yapılanma modeli” nin gerekli olduğu belirtiliyor.

Demokratik Özerklik’ adının verildiği önerilen bu modelin özünde, “Ülke bütünlüğü içinde halkın yerelde söz ve karar sahibi olmasını sağlamak” yer alıyor. Bu modelin unsurları ise şöyle sıralanıyor:

İŞTE İSTEDİKLERİ İDARİ YAPI
-Türkiye siyasi ve idari yapısında demokratikleşmeyi sağlamak amacıyla köklü bir reformu ön görür ,
-Sorunların çözümünde geliştirilecek yöntemler için, yereli güçlendirme, halkı söz ve karar sahibi kılma felsefesinden hareket eder,
-Halkın karar süreçlerine dahil olması için demokratik katılımcılığı savunur ve tüm yerel birimlerde meclis sistemini esas alır,
-Salt “Etnik” ve “Toprak” temelli özerklik anlayışı yerine kültürel farklılıkların özgürce ifade edildiği bölgesel ve yerel bir yapılanmayı savunur,
-“Bayrak” ve “Resmi Dil” tüm “Türkiye Ulusu” için geçerli olmakla birlikte her bölge ve özerk birimin kendi renkleri ve sembolleriyle demokratik öz yönetimini oluşturmasını öngörür ,
-Sorunların çözümünü sadece devlet sistemini değiştirmede aramaz, toplumun öz yeterliliğini esas alır.”

POZİTİF AYRIMCILIK
Modelin uygulanabilmesi için başta Anayasa’da değişiklikler olmak üzere, siyasi ve idari yapılanmada köklü bir reforma gidilmesi gerektiğinin belirtildiği Siyasi Tutum Belgesi’nde; modelin ademi-merkeziyetçilik sisteminin işletilmesi de şart olarak gösteriliyor. Buna göre; “birbiriyle yoğun bir şekilde sosyo-kültürel ve ekonomik ilişki içinde bulunan komşu illeri kapsayan ve il genel meclislerine benzer bir şekilde seçimle iş başına gelen bir bölgesel meclis; merkezi hükümet tarafından yürütülecek dış işleri, maliye ve savunma hizmetleri ile merkezi ve bölge yönetimlerince birlikte yürütülecek emniyet ve adalet hizmetleri hariç; eğitim,sağlık,kültür,sosyal hizmetler,tarım, denizcilik, sanayi, imar, çevre, turizm, telekomünikasyon,sosyal güvenlik, kadın ,gençlik,spor gibi hizmet alanlarından sorumlu olması” öngörülüyor.

“FEDERASYON DEĞİL!”
Az gelişmiş ve yoksul bölgelere pozitif ayrımcılık uygulanmasının da istendiği Belgede “Bu yapı fedaralizmi ya da etnisiteye dayalı özerkliği ifade etmez; merkezi yönetimle iller arasında kademelendirilmiş demokratik bir yeni idari takviyedir. Bölgelerin her biri o bölgenin özel adı veya bölge meclisinin yetki sınırları içinde bulunan en büyük ilin adıyla anılacaktır” denildi.

“TÜRKİYE ULUSU”
“Anayasadaki mevcut “ulus” kavramının etnik vurgularla değil, demokratik uluslaşmanın bir ifadesi olarak “Türkiye Ulusu” ortak aidiyetiyle yeniden tanımlanmasının zorunlu olduğunun” da belirtildiği Belgede; “ Herkesi Türk olarak tanımlayan bir vatandaşlık tanımı yerine kültürel kimlikleri kabul eden ve bu kültürel kimliklere dayalı Türkiye Ulusu’nun tümünü kapsayan “Türkiyelilik” üst kimliği çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı esas alınmalıdır” denildi. Belgede temel Anayasal değişikli ise; “Yeni Anayasa’da “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası,bütün kültürlerin demokratik bir şekilde varlığını ve kendini ifade etmesini kabul eder” hükmünün yer alması da istendi.

Belgede; ekonomik politikalar ile ilgili bölümünde ise; şu önlemler istendi:
1- GAP projesi gibi projelerin, başarı şansı yoktur. yerel ve merkez arasında etkin diyalog ile projeler oluşturulmalı.
2- Harçlar ve vergi gelirlerinin bir bölümü ile yerel ve kaynaklardan elde edilecek çıktının bir bölümü bölgesel kalkınma için, yetkileri arttırılmış yerel ve bölgesel meclislere bırakılmalı.
3- Özellikle madencilik, tarıma dayalı sanayi, hayvancılık, turizm ve emek yoğun sektörlerinde kalkınmayı hedefleyen özel bir teşvik yasası çıkarılmalıdır. Bölgeye yönelik olarak özel bir teşvik yasası gerek.
4- Bölge altyapı (ulaşım, iletişim, enerji vb.) olarak iktisadi yatırımlara hazırlanmalıdır.
5- Batman, Mardin ve Diyarbakır ile Van Gölü Havzasına ortak hizmet edecek iki sivil uluslararası havaalanının inşası sağlanmalıdır.
6- Kuzey-Güney ile Doğu-Batı Oto yoları yapılmalı.
7- AB’den alınacak kalkınma fonları ‘pozitif ayrımcılık’ çerçevesinde bölgeye aktarılmalı.
8- Trabzon, Diyarbakır, Van, Erzurum bölgesel metropol kent olarak yapılandırılmalı.
9- Habur sınır kapısının kapasitesi geliştirilerek hem Irak’la hem de Kürdistan Federe yönetimi ile ilişkiler geliştirilmeli, serbest bölgeler yaratılmalıdır.
10- Köye dönüşlere ve kentte kalanlar için ekonomik destek verilmeli.
11- Bölgede istihdamı sağlayacak projelerin önünün açacak yatırımlar ve idari düzenlemeler yapılmalı. Teşviklerin ve kamu yatırımlarının dağılımda daha fazla pay ve pozitif ayrımcılık uygulamasına gidilmeli.
12- Kadın, çocuk, genç ve göç mağdurlarının yaşadığı açlık, şiddet, barınma, sağlık, eğitim gibi acil sorun alanlarında sosyal politikalar geliştirmeli.

SOSYAL POLİTİKALAR
1- Yaşam alanlarına dönmenin bir hak olduğu kabul edilmeli ve bu haktan bütün sorunlu göç mağdurlarının koşulsuz olarak yararlanması sağlanmalı.
2- Hangi köylere geri dönüleceğini güvenlik güçleri değil, o köyün nüfusuna dahil olan yurttaşlar vermelidir.
3- Koruculuk kaldırılmalı.
4- Mayınlar temizlenmeli.
5-Arıcılık, seracılık, hayvancılık ve endüstri bitkileri üretimi gibi ekonomik faaliyetlerin canlandırılması teşvik verilmeli.
6- Düşük faizli besi projesi uygulamasında öncelik köyüne dönenlere verilmelidir.
7- Zorunlu göçten zarar görenlere tazminat verilmeli.

KENTSEL SORUNLAR
Belgede, göç sonrası ortaya çıkan problemlerin çözümü için öncelikle göç edenlerin meslek sahibi olmalarının sağlanması önerildi. Göç edenlere yönelik özel bir sağlık-sosyal güvence fonunun oluşturulması, dar gelirlilere kira yardımı yapılması, ders programlarında, kitaplarında, eğitim öğretim malzemeleri-araçlarında çocukların ana dilinin Kürtçe olduğunun göz önünde bulundurulması gibi öneriler yer aldı.

ANADİLDE EĞİTİM
Bölge ekonomisinin canlandırılması, istihdam edilmeyen her yurttaşa, işsizlik sigortası bağlanması, hazine arazileri tahsis edilerek ve uygun koşullarda kredi olanakları sağlanarak organize alanlarda üretim yapılmasının koşullarının oluşturulması, beceri kurslarının açılması, okuyan öğrenci başına verilen parasal miktarın arttırılması, çocukların çalıştırılmasının tamamen ortadan kaldırılması, mevsimlik çalışma koşullarının iyileştirilmesi, her şart ve koşulda ve her aşamada parasız eğitim verilmesi, gençler için istihdam olanakları yaratılması, anadilde eğitim ve öğrenim için gerekli yasal ve alt yapı düzenlemeleri yapılması, kadınların yaşamlarını kolaylaştıracak, çamaşırhane, çocuk yuvası gibi yerlerin açılması, kadına dönük şiddet olgusunun ortadan kaldırılması için tedbirler alınması, kadın sığınmaevleri –yaşamevlerinin yaygınlaştırılması, sağlık hizmetinin ücretsiz olması gibi sosyal öneriler de belgede yer aldı.

ÇATIŞMAYI BİTİRME ÖNERİLERİ
Belgenin son bölümünde çatışmanın sona erdirilmesi için yapılması gerekenler ve DTP’lilerin yapmayı vaat ettikleri de şöyle sıralandı:

1- Çatışmanın temelinde Kürt sorunu vardır. Anayasal düzenlemelerle Kürt sorununa dönük kapsayıcı yaklaşımlar geliştirilmeli.
2- Gerektiğinde arabuluculuk misyonu da üstlenilebiliriz.
3- Sivil toplum örgütleri, demokratik kurum ve yapılarla kalıcılaşabilecek bir çatışmasızlık ortamının gelişmesi için ortaklaşma girişimleri başlatılacak,elverişli bir ortam ve baskı gücünün oluşması girişimlerinde bulunulacaktır.
4-Çatışmasızlık ortamı için, önemli bir rol oynayabilecek dış güçler –Barış için çalışan uluslar arası sivil toplum örgütleri,AB , ABD ve Kürt Federe Yönetimi- ile ilişki geliştirilecek ve bu eksenli bir diplomatik süreç başlatılacaktır.
5-Tüm bu çalışmaları yürütmek için,siyasi parti ,barış meclisi,sivil toplum,demokratik kitle örgütü temsilcileri ve şahsiyetlerin içinde yer alacağı bir çalışma grubunun oluşması için partimiz,üzerine düşen tüm görevleri derin bir sorumlulukla yerine getirecektir.