BIST 9.949
DOLAR 35,15
EURO 36,70
ALTIN 2.975,47
HABER /  POLİTİKA

DSP'den Kılıçdaroğlu'na "helalleşme" tepkisi

Kemal Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme" açıklamasına tepkiler gelmeye devam ediyor. DSP Genel Başkanı Aksakal, "Kapı kapı dolaşmasına gerek yok, toptan özür dileyip kapısına kilit vursun, daha anlamlı olur" ifadelerini kullandı.

Abone ol

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme" açıklamasına ilişkin, "Eğer bugünkü CHP yönetimi helalleşmek üzere alt alta sıraladığı 'haksızlıkların ve kötülüklerin' müsebbibi olarak gerçekten sorumlu olarak kendini görüyorsa, kapı kapı dolaşmasına gerek yok, toptan özür dileyip kapısına kilit vursun, daha anlamlı olur." dedi.

Aksakal, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 14 Kasım 1985'te kurulan partisinin 36. yıl dönümü etkinliklerini, cumartesi günü Anıtkabir'e yapacakları ziyaretin ardından başlatacaklarını söyledi.

Partisinin parlamentodaki eksikliğini, diğer partilerin ve toplumun hissettiğini ifade eden Aksakal, "Zira DSP'nin varlığı, bulunduğu ortamın güven düzeyini, üretim kapasitesini, nezaketin ve asaletin önem ve derecesini her zaman çarpıcı şekilde ortaya koymuştur." diye konuştu.

"Gazeteci ve bilim insanı suikastlarının mağdurları neden listeye alınmamış"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme" açıklamasını değerli bulduğunu aktaran Aksakal, helalleşmenin Türk milletinin milli ve manevi gelenekleri içerisinde önemli bir yere sahip olduğuna işaret etti.

Kılıçdaroğlu'nun helalleşme konusundaki yol haritasında belirsizlik içeren soruların ön plana çıktığına dikkati çeken Aksakal, şunları kaydetti:

"Örneğin, 2011 yılında 'Roboski' diye adlandırılan olayın faili, Cumhuriyet Halk Partisi midir ki böyle bir helalleşme ihtiyacı duyulmuştur? 12 Eylül öncesi dönemde yaşanan, Sivas ve Maraş'ta, Alevi vatandaşların kapıları işaretlenerek yapılan katliamlar Cumhuriyet Halk Partisi tarafından mı gerçekleştirilmiştir? 28 Şubat davasının ya da Kumpas davalarının mağduru askerler ve aileleriyle mi, 15 Temmuz darbe girişiminden dolayı mahkemelerde olan FETÖ davası mağduru askerler ve aileleriyle mi? O zaman Bahçelievler katliamının, Madımak Oteli yangınının, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok gibi değerli gazeteci ve bilim insanı suikastlarının mağdurları neden listeye alınmamış diye sorular aklımıza geliyor."

"Kapısına kilit vursun, daha anlamlı olur"

CHP'nin Cumhuriyet rejiminin kurucu iradesi olduğuna işaret eden Aksakal, Cumhuriyet'in kurucu iradesinin, yaşanan hadiselere yaklaşım şeklinden kaygılandıklarını ifade etti.

Çok partili dönemde, CHP'den İsmet İnönü ve Bülent Ecevit'in başbakanlık görevinde bulunduğunu anımsatan Aksakal, CHP'nin insanlık dışı olayların sorumlusuymuş gibi ima edilmesine sessiz kalmaları için bir gerekçe bulunmadığına dikkati çekti.

DSP Genel Başkanı Aksakal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kabul edilemez. Ne biz ne inançlı Atatürkçüler ne de laik demokratik Cumhuriyet'in inançlı bireyleri böyle bir vebali üstlenmeyi, içlerine sindiremezler. Listede yer verilen olayların ve yaşananların tamamı, küresel emperyalizmin güdümünde çalışan, gizli servislerin patronu uluslararası Gladyo örgütüyle birlikte ülke yönetimini tahakkümü altına almış oligarşik yapının kurguladıkları senaryo ve onun sonuçlarıdır.

Bu siyasi bir taktik-strateji ise işte asıl o zaman Atatürk'ün ilkelerine ve Cumhuriyet'in değerlerine bağlı milyonlarca yurttaşın inanç ve bağlılık duyguları derinden yaralanacaktır. Eğer bugünkü CHP yönetimi, helalleşmek üzere alt alta sıraladığı 'haksızlıkların ve kötülüklerin' müsebbibi olarak gerçekten sorumlu olarak kendini görüyorsa, kapı kapı dolaşmasına gerek yok, toptan özür dileyip kapısına kilit vursun daha anlamlı olur."