DSP lideri Masum Türker, 12 Haziran'da da CHP ile işbirliği yapmaları için tehdit edildiğini ve tehditlerin halen devam ettiğini ifade etti.
Abone olDSP Genel Başkanı Masum Türker, 2007 seçimlerine CHP çatısı altında giren partisini bu kez tek başına halkın karşısına çıkarıyor. Ancak Türker, bu konuda sıkıntılı. 12 Haziran'da da CHP ile işbirliği yapmaları için tehdit edildiğini açıklayan DSP Genel Başkanı, söz konusu tehditlerin hâlâ devam ettiğinin altını çizdi.
"Tehditler içeriden, dışarıdan oldu. Seçime girmeyelim ve CHP ile işbirliği yapalım isteniyor. Ben buna pabuç bırakmam. Tehdit edilmeme rağmen partiyi seçime soktum" dedi.
Zaman'a konuşan Masum Türker, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da yüklendi. DSP'li belediye başkanlarına 'ahlaksız teklifler'de bulunulduğunu iddia etti.
Türker, partisine mensup başkanlara CHP'den giden teklifler konusunda şu bilgileri verdi: "Kılıçdaroğlu, genel başkanlığa aday olmaya karar verdiği gün Ordu ve Eskişehir belediye başkanlarını istedi. Şimdi de belde belediye başkanlarımıza dahi teklifler yapıyorlar ve rozet takıyorlar. Seçim sürecinde böyle şeyler olur mu? Böyle yaparak güç kazanacaklarını mı düşünüyorlar?"
DSP Genel Başkanı Türker, partisinin 2002 seçimleriyle birlikte düşüşe geçişinin sebebinin merhum Bülent Ecevit'e yapılan 'sivil darbe' olduğunu kaydetti. Amerika'nın Irak savaşı önerisini reddetmesi sebebiyle o dönem hasta olan Ecevit'e uygulanan tedavi yöntemine dikkat çeken Türker, şu ifadeleri kullandı:
"Bu sivil darbenin gerçekleşmesi için de önce Ecevit'in tamamen devre dışı kalacağı tedavi yöntemi uygulandı. Irak savaşı için Kemal Derviş ve İsmail Cem'in de aralarında bulunduğu bakanların 'evet' demesine rağmen Ecevit 'hayır' dedi. Ecevit o zaman Dick Cheney ile görüştü. Demiş ki 'Biz size izin veremeyiz. Çünkü muharrem aylarında Kerbela yası için toplanan Şiileri öldürürsünüz. Bayram ve cuma namazlarında Müslümanları bombalarsınız.' Ecevit'e yapılan operasyondan sonra DSP'nin milletvekilleri ikiye bölündü ve örgütten de ayrılmalar oldu."
DSP lideri, MHP'ye kasetler üzerinden yüklenmenin haksızlık olduğunu dile getirdi. Ancak MHP lideri Bahçeli'nin kasetlerle Fethullah Gülen Hocaefendi'yi ilişkilendirmesine de tepki göstererek, "Her başı sıkışanın da bu olayda olduğu gibi okyanus ötesi adı altında Fethullah Gülen'i suçlamasını da doğru bulmuyorum. Bir bildiği olan varsa açıkça adres göstersin. Bu işin derin devlet tarafından yapıldığını düşünüyorum" dedi.
Türker'in diğer tespitleri şöyle:
ERGENEKON İDDİANAMESİNİ OKURKEN 'BİZ DE BU KONUYU ARAŞTIRIYORDUK, OH İYİ OLMUŞ' DİYORUM
Ergenekon davasının iddianamelerini ben de okuyorum. Mesela okuduğum bazı şeyleri görünce 'bunları biz de araştırıyorduk, oh iyi olmuş' diyorum, bazen de 'bu adamlar nasıl bir arada olur?' diye soruyorum. Bu bir çelişki. Yargılamaları doğru bulmuyorum, hızlandırılması lazım. Bu dava açılmışsa artık bitsin. Parça parça bitirilsin.
CHP'NİN KASET SONRASI YAPILANMASININ ELEBAŞILARI KENDİSİNE LAİK DEMOKRAT DİYEN MEDYA
Kendisine demokrat laik kisvesi biçen medya, CHP'nin kaset sonrası yapılanmanın elebaşılarıdır. Kaseti yapmış değiller belki ama kaset sonrasında rolleri vardır.
SİNAN AYGÜN VE MEHMET HABERAL'IN ADAYLIKLARI CHP'NİN AYIBI
Özellikle tutuksuz yargılanan eski Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün'ün aday yapılması yanlış. (Ecevit'e yanlış tedavi uyguladığı iddia edilen) Mehmet Haberal'ın da Zonguldak'tan aday yapılması doğru değil. Bu ikisinin adaylığı CHP'nin ayıbı.
CHP 'TAŞERONLAŞMAYI KALDIRACAĞIM' DİYOR, REKLAMLARINDAKİ BAYRAKLAR ÇİN MALI
Kılıçdaroğlu'nun hemen her miting ve konuşmasında dile getirdiği taşeron işçiliği kaldırma vaadine de değinen Türker, üstü kapalı olarak bu söylemin samimi olmadığını dile getirdi. CHP'nin reklamlarında kullandığı bayrakların Çin malı olduğunu iddia ederek, "CHP 'taşeronluğu kaldıracağım' diyor ama reklamlarda kullandığı bayraklar Çin malı. Türkiye'de bayrak satan yok mu?" diye sordu.