BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  POLİTİKA

DSP lideri Türker CHP'ye isim buldu

DSP Genel Başkanı Masum Türker, CHP'ye verdi veriştirdi. Hükümet kadar ana muhalefet partisi de eleştirilerin odağındaydı.

Abone ol

DSP Genel Başkanı Masum Türker, Türkiye'de rejimin tehlikede olduğunu öne sürerek, ''Yeni CHP'nin AKP'den farkı yok, biz ona 'light AKP' diyoruz. Biz, CHP'nin yeni bazı uygulamalarından rejim adına rahatsızız'' dedi.

Türker, seçim çalışmaları kapsamında geldiği Mersin'deki bir otelde düzenlediği basın toplantısında, kente gelişi sırasında bazı belde ve ilçelerde partililerin yolu kesmesi nedeniyle halkla buluştuğunu, bu yüzden de yolculuğun beklenen süreden daha fazla sürdüğünü ifade ederek, toplantıya yaklaşık 3.5 saatlik gecikmesinden dolayı özür diledi.

Diğer partilerin aksine ülke genelinde miting düzenlemediklerini hatırlatan Türker, ''Çünkü toplama insanlarla kendimizi kandırmıyoruz. Halkla belde ve köylere varana kadar direkt olarak buluşuyoruz. Bunun daha doğru sonuçlar verdiğine inanıyorum'' dedi.

Yaptıkları çalışmalar sayesinde yüzde 10 barajını aşabileceklerini düşündüğünü dile getiren Türker, şöyle devam etti:

''Buna rağmen emperyalist güçlerinde etkisiyle sanki seçime AKP, MHP ve CHP giriyormuş gibi bir durum gözler önüne seriliyor. Zaman zaman BDP'nin desteklediği bağımsız adaylarda gündeme getiriliyor. Bu durumun, seçme ve seçilme hakkının önünde engel olduğu kanaatindeyim. Bu dayatmaya rağmen halkımızın bizi destekliyor olması, hepimizi sevindiriyor. Bu destek, halkın da emperyalist güçlere karşı çıktığını gösteriyor.''

Türkiye'deki en önemli sorunun işsizlik olduğunu, tarım ve hayvancılığın bitme noktasına geldiğini savunan Türker, göreve gelmeleri halinde her aileden en az 1 kişiye iş taahhüt ettiklerini, üniversitelere sınavsız girişin sağlanacağını, emekliler için ise intibak yasasının getirileceğini, asgari ücretin ise açlık sınırının altında kalmayacak hale getirileceğini vadetti.

Parlamentoya girer girmez, lise mezunlarının üniversiteye girebilmesi için harekete geçeceklerini anlatan Türker, ''Bunun için illa iktidar olmaya gerek yok, muhalefet olsak dahi konuyu gündeme getireceğiz. Gençlerimizin haklarını savunacağız'' diye konuştu.

''CHP'NİN AKP'DEN FARKI YOK''

Türkiye'de rejimin tehlikede olduğunu öne süren Türker, şöyle konuştu:

''Yeni CHP'nin AKP'den farkı yok, biz ona 'light AKP' diyoruz. Biz, CHP'nin yeni bazı uygulamalarından rejim adına rahatsızız. Dersim dosyasını açması ve bunu bir katliam olarak değerlendirip, Atatürk ile hesaplaşmaya götürmek istemesi bunlardan biri. CHP'nin Atatürk milliyetçiliğini, yani Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, 'Türkiye halkına Türk halkı denir' anlayışını terk etmesini, Türkiye'nin ulusal birliği açısından da tehlikeli görüyoruz. Kendi seçim bildirgelerinde ABD aleyhtarlığını düzeltecek şekilde dile getirmesini, solculuk anlayışına göre de doğru bulmadığımız için onlarla aynı fikirde değiliz. Dolayısıyla bu dönem parlamentoda AKP, CHP ve MHP'nin dışında bir parti daha olmalı, buna da DSP talip. Şu ana kadar aldığımız sinyaller ve gittiğimiz yerlerdeki bakış ve konuşmalar, barajı aştığımızı gösteriyor. Eğer seçimlerde bir oyun olmazsa, bu baraj aşılacak.''

Türker, bir basın mensubunun MHP'nin Diyarbakır'da düzenlediği miting ile MHP ve CHP'nin BDP ile anlaşma yaptığı yönündeki iddialara DSP'nin bakış açısının ne olduğunu yönündeki soruya da şöyle yanıt verdi:

''MHP'nin orada bir miting yapması, CHP'nin 9 yıl sonra miting yapması, AKP'nin de tekrar orada miting yapması, yine belirli kesimlerin destek vermesi, Türkiye'de siyaseti dizayn edenlerin, 'siz nereye giderseniz gidin, ses çıkmaz' demesidir. Ciddi bir üçlü bağlantıyı ortaya koyuyor. CHP, MHP ve BDP birlikteliği ile de şimdi BDP yok ortada. Böyle bir parti seçime girmiyor. Bağımsızların daha ne yapacağını bilmeden, böyle konuşulması, aslında parlamentoda yer alacak dördüncü partiyi tayin etmeye yöneliktir. Bu konuda Başbakana çağrıda bulunduk, şimdi de yineliyorum: Gel tüm parti liderleriyle oturalım masa başında tartışalım. O gelmiyor diye de Kılıçdaroğlu şikayetçi. Ben de buradan Kılıçdaroğlu'na çağrı yapıyorum: Eğer hakikaten Türkiye'yi yöneteceğini biliyorsan, senin programların bizim programlardan iyiyse, gel tartışalım. İstersen diğer liderlerle ayrı ayrı tartış, istersen hepsiyle birlikte. Benzer çağrıyı Sayın Bahçeli'ye de yapıyoruz. Zaten tüm dünyada siyasi parti liderleri de oturup, projelerini tartışabiliyor.''