DP'nin başına aday olan Cindoruk ilginç açıklamalarına devam ediyor. Yaşlı eleştirilerine işte böyle yanıt verdi.
Abone olDemokrat Parti (DP) Genel Başkan Adayı Hüsamettin Cindoruk, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda, kendini Fenerbahçe'nin teknik direktörü Aragones ile İsmet İnönü'ye benzetti.
Bir televizyon kanalından da canlı yayınlanan " Genç Bakış" adlı programda her türlü darbeye de karşı olduğunu ifade eden Cindoruk, mal varlığını da açıkladı.
Eski DYP lideri Mehmet Ağar'ın ortaya attığı "düz ovada siyaset yapma" projesinin de geçerli yanlarının olabileceğini dikkat çeken Cindoruk, ancak sadece düz ova da siyaset yapmakla Kürt meselesinin çözülemeyeceğini bunun için iç ve dış meselenin halledilmesi gerektiğini vurguladı.
Cindoruk, 12 Eylül darbesiyle ortaya çıkan siyasi boşlukta kendisinin de sorumluğu olduğunu söyledi.
PENALTI DEĞİL FİKİR ORTAYA ATACAĞIM
Bu yaşta siyasete atılmasının amacının Türkiye ye ve Türk halkına hizmet etmek olduğunu ifade eden Cindoruk, siyasette asıl olanın yaş değil akıl ve hizmet olduğunu belirtti.
Demokrasiyi getirmek istediğini ve bu yaşta bunu yapmak içinde meydana çıkmanın erdemlilik olduğunun altını çizen Cindoruk, "Bakın İsmet İnönü 80 yaşında başbakan oldu. Bu ülkede kime ihtiyaç varsa o bir yere gelir. Yaş önemli değil, hizmet yapmak önemli. Aragones bile Fenerbahçe'yi yönetiyor. Ben penaltı atmayacağım ama fikir ortaya atacağım." şeklinde konuştu.
Türk siyasetin de bir boşluk olduğunu ve bu boşluğun oluşmasında kendisinin de sorumluğu olduğunu dile getiren Cindoruk, "Siyaset bir iddia işidir. Ben bir iddiayı ortaya attım. Bakın Türk siyasetinde 12 Eylül darbesinin ortaya çıkardığı bir boşluk var. Bu boşluğu hala dolduramadık. Bunun sorumluları var elbette. Bunlardan biri de benim belki. İşte şimdi ben bu boşluğu doldurmak için meydana çıktım" ifadesini kullandı.
2 KOOPERATİF HİSSEM BİR RENAULT ARABAM VAR
Programda mal varlığını da açıklayan Cindoruk, siyaseti para kazanmak için yapmadığını kaydederek, "İyi kazanmış bir avukatım. Alanya ve Ankara da birer kooperatif hissem ile bir Renault marka arabamdan başka hiçbir şeyim yok. Bu zamana kadar bu konuda yakınlarım ve hakkımda hiç bir iddia olmadı. Çünkü yakınlarımın mal varlığı yok. Malvarlığımla ilgili beyannamelerim gerekli yerlerde mevcut. Alnım açık, isteyen bakabilir. Eşim ve çocuklarımın hanımları ise ev hanımlığı yapıyor." ifadesini kullandı.
Cindoruk, Türkiye de bir siyasetçinin 2 yılda bir mal varlığının açıklanması, bunun da resmi gazete yayımlanması gerektiğini ifade etti.
KİM DARBE YAPARSA FAŞİSTTİR
Her türlü darbe ve darbe girişimlerine de karşı olduğunun vurgulayan Cindoruk, darbe yapanlarında kim olursa olsun faşist olduğunu belirtti.
Cindoruk, "Kim darbe yaparsa o faşisttir. Demokrasi de yapılacak işler silahla yapılamaz. Yapılırsa bunun adı faşizm olur. Bunu da kim darbe yaparsa yapsın o kişi de faşisttir. Darbeler kabul edilemez." açıklamasını yaptı.
SADECE DÜZ OVA DA SİYASET YAPMAKLA KÜRT MESELESİ ÇÖZÜLMEZ
Cindoruk, Eski DYP lideri Mehmet Ağar'ın ortaya attığı " düz ova'da siyaset yapma" projesine fazla sıcak bakmadığını anlattı. Bunun geçerli yanlarının olabileceğini dikkat çeken Cindoruk, ancak sadece düz ova da siyaset yapmakla Kürt meselesinin çözülemeyeceğini bunun için iç ve dış meselenin halledilmesi gerektiğini işaret etti.
Türkiye de Kürt meselesinin 27 Mayıs 1960 ihtilal inin ortaya çıkardığını savunan Cindoruk, şöyle devam etti: "Dağdan teröristten düz ovaya inmesiyle kesin çözüm olmaz. Burada metot önemli. Dağdan inecek adam 25 - 30 kişiyi öldürmüşse, bu nasıl dağdan inip de düz ova da siyaset yapabilecek. Meselenin derinine inelim. Bu bir günlü çözülecek iş değil. Kürt meselesi hem iç hem dış meseledir. Silahla Kürt meselesi çözülmez. Asıl silah bırakılırsa bu mesele çözülür. Hem silah hem hukuk olmaz. Artık silahla hak arama dönemi bitmiştir. Çözüm silahı bırakmaktır."
Hüsamettin Cindoruk, TSK içinde olduğu gibi siyasetçilerinde yargılanması gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu: Türkiye TSK'nin içinde yargılamalar oluyorsa, TSK gerekenler için gerekli i yargılanmalar için izin veriyorsa. Bu siyasette de yapılmalı. Siyasetçilerde gerektiğinde yargılanmalı. Türkiye de rejim sıkıntısı parlamentonun etkisizliğidir. Parlamento iddia hazırlıyor ama netice alamıyor. Yargı önünde netice alamıyorum."