DP lideri Süleyman Soylu, Erdoğan'a yaptığı çağrıda seçimi gündeme getirdi.
Abone olİşte Soylu'nun yaptığı açıklama:
"Demokrasi ve sivil siyaset adına Türkiye bu gergin ortamdan biran önce çıkartılmalıdır. Demokraside temel çözüm seçimdir. Sayın Başbakan’a dostane tavsiyemiz milli iradeyi hukuk ve siyaset arasında sıkıştırmadan gerekeni yapmasıdır. Milli iradenin yeniden kendine gelebilmesi, hukukun ve siyasetin yıpranmaması için yapılması gereken derhal seçime gitmek olmalıdır. AKP’nin Türkiye’ye yapabileceği en büyük iyilik Türkiye’yi seçime götürmek olacaktır. Siyaset ve hukuk üzerinden kurgulanan gerginlik politikaları ülkemizi sonu belirsiz bir kaos ortamının içine çekmektedir. Demokrasinin sömürülmesine, kemirilmesine, suistimal edilmesine, hukukun siyaset ile çalıştırılmasına, milli irade ile karşı karşıya getirilmesine milletim adına son derece tedirgin ve endişe ile baktığımızı belirtmek isteriz. Bu krizin sükunet ve sistemin işletilerek aşılması lazım geldiğine inanıyoruz. Demokrat Parti AKP’nin kapatılmasından siyasi rant beklemez ve parti kapatmalarının demokrasimizi zedeleyeceğine inanır.
Büyük Türk milleti bilmelidir ki, Demokrat Parti’nin yönü milli iradedir ve demokrasidir. İktidarlar tıpkı bugünkü gibi milli iradeyi ve demokrasiyi suistimal etseler dahi çözüm yine milli irade ve demokrasi olacaktır.
Türkiye vizyonu belirleyemeyen, basireti bağlanmış, devletinin tüm kurumları ile kavga içine girmiş ve millete ait “yarın” umudunu taşıyamaz iktidarın mağduru haline gelmiştir. Bugün hangi niyetle olursa olsun bu konuda anayasa değişikliğinin gündeme gelmesi ve gözbebeğimiz olan demokrasiyi zedeleyecek girişimlerle karşı karşıya kalacak olmamız bizi endişeye sevk etmektedir.
Demokrat Parti Anayasa Mahkemesi’nin yürüttüğü bu davayı hukukun üstünlüğü ilkesine güvenerek ve “samimi demokrat” olarak izlemektedir. Büyük Türk Milleti adına karar veren kurumların sorumlulukları ile hareket edeceklerine yönelik iyi niyetimizi sonuna kadar saklamaktayız. Büyük Türk Milleti bu süreci hukukun ve aklın egemen olduğu bir sağduyu ile aşacak ve demokrasinin rehberliğinde kayıtsız ve şartsız “gelişmiş ülkeler” içerisindeki yerini alma kararlılığını sürdürecektir. "